1 Mayıs ve Bengaldeşli kadın işçiler

  1 MAYIS VE BENGALDEŞLİ KADIN İŞÇİLER   Bir 1 Mayıs daha, işçinin emekçinin sorunları atlanarak “erkekçe” dövüşerek geçti. Erkek egemen devlet ve erkeklerce kurulan bir erkek örgütlenmesi olmaktan kurtulamayan sendikalar kafa kafaya vuruştular.

Abone Ol


 



1 MAYIS VE BENGALDEŞLİ KADIN İŞÇİLER


 


Bir 1 Mayıs daha, işçinin emekçinin sorunları atlanarak “erkekçe” dövüşerek geçti. Erkek egemen devlet ve erkeklerce kurulan bir erkek örgütlenmesi olmaktan kurtulamayan sendikalar kafa kafaya vuruştular. Bu toz duman içinde işçi ve emekçilerin sorunları görünmez oldu.


 


Oysa işçiler, dünyada ve bu ülkede sadece ağır biçimde sömürülmüyor, vahşice ölüme yollanıyor. Bengaldeş’te çöken 8 katlı konfeksiyon- tekstil atölyelerinde ölen çoğu kadın binden çok işçi kimin umurunda? Boston maratonunda patlayan bomba olayının yüzde biri kadar bile dünya ve Türkiye


medyasında yer almadı. Enkaz altında ölen çoğu kadın ve çocuk bu işçilerin kesin sayısı bile hala belli değil. Ayda 50 dolar karşılığı en az 12 saat güvensiz ve güvencesiz koşullarda çalıştırılan bu kadınlar, enkaz altında yardım isteyerek öldüler. Daha önce de, yine Bengaldeş’te çıkan fabrika yangınlarında


yüzlerce kadın işçi yanmıştı.


 


Neden Bengaldeş’te son yıllarda bu kadar çok konfeksiyon işçisi kadın bile bile ölüme gönderiliyor? Çünkü Bengaldeş, Türkiye’den, hatta Çin’den bile daha ucuza ve güvencesiz koşullarda, dünyaca ünlü giyim markaları için fason üretim yapılan bir merkez olmuş durumda. Haberlerde adı geçen işveren


firmalar, Wallmart, Mango, Benetton, Zara gibi isimler. Bengaldeş’li taşeron firmalara daha ucuza, daha hızlı üretim için baskı yaparak çoğu kadın işçiyi göz göre göre ölüme yolluyorlar. Bu vahşetin karşısında, BM, ILO, demokrasi “öncüsü” devletler yıllık raporlarında Bengaldeş devletini insan ve işçi hakları konusunda eleştiren raporlar yayınlayarak, gerçek suçluyu gizleyecekler yine.


 


Türkiyede de durum vahim. SGK 2011 verilerine göre 69227 iş kazası olmuş, kurbanların 4168’i kadın. Bu kazaların 1700’ü ölümlü ve bunun 32’si (%2) kadın. Toplam sigortalılar içinde kadın oranı %24, kadın iş kazası kurbanı oranı %6. Kadınların inşaat, maden ve enerji gibi iş kazası yoğun sektörlerde


çalışmadığını düşünürsek, kadın istihdamının yüksek olduğu tekstil, konfeksiyon sektöründe kadınların iş kazası oranı çok yüksek. Elbette bu sayılara kayıt dışı ve sigortasız çalışan kadınlar dahil değil. Temizliğe gittiği evde cam silerken düşüp ölenler de. İş kazası ve ölümleri asıl bu kaçak/ kayıt dışı kesimde yoğun. Çünkü çoğu haftada 60 saat ücretli, 28 saat ev işi yaparak, neredeyse uykusuz çalışıyor bu kadınlar. Kreş olmadığı için gece vardiyasını tercih ediyorlar. Medyadan derlenen verilere göre, 2012 de en çok iş kazası 25-29 yaş grubunda, 1-3 sigortalı çalıştıran (gerisi kaçak) işyerlerinde, 3ay- 1yıl arası kıdemli acemi işçilerin başına geliyor. Tam kayıt dışı çalışan kadın işçi profili.


 


Sendikalar neredesiniz? 1 Mayıs’ı nerede değil, nasıl değerlendirdiğiniz ilgilendiriyor çalışanları ve kadınları. Çünkü, bundan ötesi yok, sakat kalıp ölüyorlar. Sizden 1 Mayıs’ta kadınlar başta, işçi ve emekçilerin bu ölümcül sorunlarını dile getirmenizi, toplumda farkındalık yaratmanızı beklemek çok


mu “kadınca” bir istek olur?


 


Sendikalar sesimi ne kadar duyar bilmem ama,1 Mayıs’ta kadınları, Bengaldeş’te ölen ,enkaz altında çürüyen binden çok kadın işçiyle ve ölümcül koşullarda çalışan milyonlarca fason işçisi kadınla dayanışmaya çağırıyorum. Gelin, Yukarda sayılan markaları ve üzerinde “made in Bangladesh” yazan giysileri , ne kadar ucuz olursa olsun almayalım. 1 Mayıs’tan başlayarak, kadın ve emek dayanışması için, kan kokan bu giysileri boykot edelim..