Türkiye'de şu anda hükümet ve cemaat arasında sürmekte olan iktidar kavgası nedeniyle kendimizi bir çöl fırtınası içinde bulduk. Aynen bir çöl fırtınasında olduğu gibi bilgi saklanması ve kirliliği nedeniyle kumdan göz gözü görmüyor, fırtına uzun mu yoksa kısa mı sürecek bilemiyoruz ve kendimizi çok kötü hissediyoruz.
Çöl fırtınaları yakındaki şehirleri (insanları, medeniyetleri) kuma boğarak yokedebilir de, ancak bir önerim var: Yeni bir yıl bize hep "yeniyi," "daha iyiyi," "umutları" hatırlatır. Umudu hatırlamak, umuttan güçlenmek, tüm enerjimizi "iyi" ve "özlenene" vermek yeni yılın bize verdiği bir şans.
Sizlere önerim, yeni yılda bu yaşadıklarımızda kötüdeki iyiyi, çöldeki vahayı aramak ve onu bulmak için çalışmak:
• İyi ki bu iktidar - cemaat çatışması oldu. Başbakan danışmanı Yalçın Akdoğan "orduya kumpas kuruldu" beyanıyla hukuka aykırı cereyan ettiği konusunda kamuoyunda yoğun şüpheler olan ordu mensuplarına yönelik davaların bir daha açılmasına neden oldu. Bu davaların yeniden, bağımsız yargı tarafından sonuçlandırılması için çalışacağız.
• İyi ki başbakan geç de olsa 2010 referendumunda önerdiği yargıya dair maddelerin hiç de "demokratik" olmadığını anladı. Ben 2010 referendumunda "Hayır, çünkü Yetmez"çilerdendim. Şimdi başbakan bile yana yakıla bağımlı HSYK'dan, yargıdan şikayet ettiğine göre, işimiz HSYK'nın ve tüm yargı kurumlarının tamamiyle
bağımsız olacağı bir düzen için çalışmak.
• İyi ki AKP Hükümeti'nin Suriye konusunda son derece yanlış "sünni" eksenli ve fazlasıyla tarafgir bir stratejiye dayanan dış politikasının tüm dünyada eleştirilmedik yeri kalmadı. Bu uluslararası baskı nedeniyle hükümet de eninde sonunda yanlışını kabul etti.
Bize düşen hükümetin ilk yıllarındaki barşçıl dış politikalarına dönmesi için baskı yapmak.
Bu listeye eklenecek daha çok şey var. Vahaları hedef alaım ve kazanalım.
Önerilerinizi bekliyorum.
* Boğaziçi Üniversitesi, Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği kurucu başkanı