" Geleceğim için Hayır!" diyen, örgülü saçlı, pembe bluzlu, beyaz yelekli küçük kızı gördünüz mü?
Cumhuriyetin ilk yıllarında, Öğretim Birliği yasası çıkar çıkmaz, erkek arkadaşlarıyla, aynı sıralarda okuma yazma öğrenen, siyah önlüklü öğrencidir.
Medeni Yasa'nın kabulüyle, eşit vatandaş olma hakkını kazanan kadındır.
Devrim yasalarının hedef kitlesidir. Cumhuriyetin öğretmeni, doktoru, avukatıdır. Eşi ile elele ulusal bayramlarda bayrak taşıyan, coşunca " Yaşa Mustafa Kemal Paşa!" diye marş söyleyen, gözleri ve yüzü gülen kadındır.
Büyükanneniz, anneniz, kızınız, torununuzdur.
İşte, en çok bu küçük kızın geleceğinden endişe ettiğimiz için " Hayır!" diyoruz.
Atatürk döneminde Meclis'te kadın vekil sayısıyla dünya ikincisi iken, bugün 113. sıradayız. Kadın muhtarlar bile toplam içinde % 2! Tek bir kadın bakanımız var. İşgücüne dahil olmayan nüfus içinde kadın oranı % 71.3, kadın yoksul. 600 bin kız çocuğu okula gitmiyor. Çocuk gelinlerin oranı %28'i buluyor. Neredeyse her gün bir kadın öldürülüyor, kadına şiddet alınan yasal önlemlere rağmen, uygulamada zihniyet değişmediği için artıyor.
Bütün bu sorunların çözümü, ülkenin mutlak yönetimini tek bir kişiye teslim etmek olabilir mi? Medeni yasada bile aile reisliği kavramı ortadan kaldırılmışken, ailede huzur adil işbölümünde aranırken, evde kadın ve erkek hatta çocuklar eşit haklara sahipken, cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 'e verilmeyen herşeye karar verme gücü kime verilebilir?
İstibdattan demokrasiye geçen bu memleketin kadınları ve erkekleri tarih içinde geriye dönüşü kabul etmeyecekler ve dünyada eşi görülmemiş bir başkanlık sisteminin Türkiye'yi, yendiği makus kara talihine mahkum etmeyeceklerdir.
8 Mart'ta, kadınların hak mücadelesini, her türlü zorluğa rağmen sürdüren, Kazete'nin cesur yazar ve özverili yöneticilerine selam yolluyorum. Ülkesini uluslararası alanlarda temsil eden bir milletvekili olarak pek çok toplantıda buradan alıntılar yaptım, örnekler verdim. En son olarak Avrupa Konseyi Kültür Komisyonunda, bu sütunlarda okuduğum, robotların insan hakları üzerinde kullanılmaları için yapılan önerileri gündeme getirdiğimde, saatlerce tartışmalar yapıldı.
Kimbilir, belki birgün tek bir robot, tek bir başkana tercih edilebilir!