Akil İnsanlar

    Hükümet  3 Nisan 2013 tarihinde, tarihimizde başka bir örneği olmayan bir heyet atadı. Yolları açık olsun.

Abone Ol


 



 


Hükümet  3 Nisan 2013 tarihinde, tarihimizde başka bir örneği olmayan bir heyet atadı.Yolları açık olsun. Türkiye’nin 1984’den beri karşı karşıya olduğu, 40 000 cana malolmuş neredeyse bir “iç savaş” durumunun artık sonuna geldiğimizi ummak istiyorum.


 


Akil İnsanlar Heyeti (AİH), 63 kişiden oluşuyor. Hemen hepsi, sivil toplum örgütlerinde, sendikalarda, meslek odalarında,  üniversitelerde, gazetelerde, sinema ve müzik gibi sanatlarda adını duyurmuş, toplumun saygı duyduğu insanlar. Hem kendi meslek alanlarında birikimleri var, hem  Kürt sorunuyla ilgilenmişler, kafa yormuşlar hem de bazıları Kürt kökenli.


 


Önce insanların kadın bölümüyle ilgili bir not düşmek isterim: Hükümet daha iyisini yapabilirdi…Heyette 12 kadın var. Oranları % 20’ye yakın. Tabii hükümet kendini, şu anda TBMM’deki kadın temsilci oranının (%14) üzerinde kadına yer verdik diye savunabilir. Ama, böylesi tarihi bir süreçte daha hakperest olmasını beklerdim. Olmadı. Heyetteki kadınlardan bazılarını- çok yakın olmasak da- şahsen tanıyorum: Parlak sinema sanatçıları ve siyasetle yakından ilgili iki kadın, Hülya Koçyiğit ve Lale Mansur. Sanatçı duyarlılığıyla çalışmalara çok şey katacaklarından eminim. İslami cenahta feminist düşüncelerden bazılarının savunucusu olmuş Sibel Eraslan, beni mücadeleciliğiyle her zaman etkilemiştir. Eminim diğer kadınlar da öyledir…Ama onları şahsen tanımıyorum.


 


Heyetteki şahsen tanıdıklarımın sayısı hayli fazla: Gazeteci dostlarım Oral Çalışlar ve Ali Bayramoğlu ki, o eski öğrencimdir de, eski meslektaşlarım Doğu Ergil,  Baskın Oran, İzzettin Doğan, Yücel Sayman gibi…


 


Ama aralarında biri var ki, sadece onun varlığı bile benim gözümde bu heyeti akil kılmaya yeter. Murat Belge’den söz ediyorum. 


 


Murat’ı neredeyse 40 yıldır tanırım. İkimiz  de İstanbul Üniversitesi’nde asistan iken tanıştık. Sonra dost olduk, 70’li yıllarda çıkardığı Birikim dergisi benim ideolojik olarak kendimi yakın hissettiğim tek solcu yayındı. Dünyayı yakından izleyen, dogmatik olmayan, modern, yenilikçi bir dergiydi. Bir ekol oldu. Daha sonra Murat’ın Toplum ve Bilim ve Yeni Gündem dergileri maceralarına da katıldım. Ama bunların ötesinde okudukları, yazdıkları, dinlediği müzikler konusunda da hayli bilgim var. Akil Heyet çalışmaları açısından  bunlardan biri çok önemlidir. Murat, İngiliz filolojisi ustasıdır, ama öteden beri İrlandalılara meraklıdır.  James Joyce gibi yazarlarını çevirmiştir. Onların İngiliz toplumuna öfkesini dillendiren işçi sınıfı şarkılarını bilir ve söyler.


 


En azından yüzyıl kadar sürmüş İrlanda direniş sürecini bu kadar yakından bilen ve takip eden birinin Akil İnsanlar sürecine katabileceği çok şey vardır.


 


Omuzlarındaki sorumluluk büyük, ama sonunda elde edilecek barış, insani yakınlaşma ve demokrasi umudu, bir o kadar mücadele etmeye değer.