Avrupa Parlamentosu, muhafazakar Maltalı Başkan Yardımcısı Roberta Metsola'ya emanet. Avrupa Birliği milletvekilleri 616 oy pusulasından 458 oyla Roberto Metsola'yı ilk turda başkan seçti.
Avrupa Parlamentosu'nda 20 yıl sonra göreve gelen ilk kadın olan 43 yaşındaki Roberto Metsola, yasama tarihindeki en geç siyasetçi oldu.
TUTKULU AB SAVUNUCUSU
Roberto Metsola, genç yaşından itibaren Avrupa Birliği’nde önemli görevler aldı. Yeni başkan muhafazakar kimliği ile biliniyor.
Tutkulu bir Avrupa Birliği savunucusu olarak bilinen Roberta Metsola, Malta'nın AB'ye katılması için 2004'te faaliyetlerde bulunan isimlerin başında yer aldı.
'HIRSLI VE KARARLI' DEDİLER
AB için eğitimini dahi aksatan Roberto Metsola "Avrupa Birliği, benim nezdimde bürokratik bir yük olmaktan ziyade, kanlı canlı bir insan gibi. Avrupa değerlerini teşvik eden, coşkulu bir ruh" diye konuşuyor.
2013'ten önce AP'ye iki kez seçilemeyen Roberto Metsola 'tutkusunun zirvesine' doğum gününde ulaştı ve Avrupa Parlamentosu'na seçildi. Roberto Metsola'yı çevresi bu özelliği ile tanımlıyor: "Hırslı ve kararlı"
MUHAFAZAKAR LİBERAL
Hukuk mezunu Roberto Metsola, 2012 senesinde Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Şurası'nda hukuki danışmanlık görevini yürüttü. 2013’ten beri ise Avrupa Parlamentosu'nda yer alan Roberto Metsola muhafazakâr ve liberal görüşleriyle bilinen 'Hristiyan Demokratlar'ın üyesi.
ADINI NASIL DUYURDU
Genç siyasetçi Roberto Metsola adını 2017 yılında Maltalı kadın gazeteci Daphne Caruana Galizia'nın suikast sonucu öldürülmesi sonrası aldığı tavırla duyurdu. Malta Başbakanı Joseph Muscat'ın Panama Belgeleri skandalını ortaya çıkaran gazeteci Daphne Caruana Galizia cinayetine karşı Roberto Metsola güçlü bir tepki verdi. Roberto Metsola basın özgürlüğü ve gazetecilerin korunması hakkında yaptığı açıklamalarla o günlerde alkış topladı.
'ABSÜRT BİR İKİLEM' ÇIKIŞI
Roberto Metsola'nın kişisel haklar ve LGBT konusundaki tutumunun aksine kürtaj karşıtı olması AP'de sorun yarattı.
Roberto Metsola'nın tutumuna dair "Kadın hakları mücadelesi için korkunç bir gelişme" ifadelerini kullanan AP'nin Fransız üyesi Manon Aubry, LGBT haklarını savunduğunu hatırlatarak "Absürt bir ikilem" diye de ekledi.
Çekincelerine rağmen Sol ve Yeşiller grupları çatı aday Roberto Metsola ile beraber çalışacaklarının da altını çizdi.
TÜRKİYE'YE: İŞGALCİ
Yeni başkan Roberto Metsola'nın Türk basınına yansımayan bir açıklaması ise Odatv'nin gözünden kaçmadı. Roberto Metsola, 20 Temmuz 2021'deki tweetinde Kıbrıs'a 1974'de barış getiren 'Türkiye'nin işgalci' olduğunu savunuyor. Roberto Metsola yaptığı açıklamada "Türkiye, 1974’te Kıbrıs’ı işgal etti. Yarım asır geçtiği halde ülke hala bölünmüş durumda" ifadelerini kullanıyor.
Seçimin yapıldığı oturumda, Roberto Metsola'ya ilk desteğin Yunan siyasetçi Stelios Kympouropoulos'tan gelmesi de dikkat çekti. Stelios Kympouropoulos, Roberto Metsola'yı "Güçlü ve cesur" olarak tanımladı.
KÜRTAJ KARŞITI TUTUM
Ancak bir çatı aday olmasına rağmen, Yeşiller ve Sol grup başta olmak üzere parlamentoda bazıları, Roberta Metsola’nın göreve gelişinden pek memnun değil.
Bunun başlıca nedeniyse, Maltalı politikacının Avrupa Parlamentosu’nun, AB ülkelerinde kürtajı tümüyle yasallaştırmasını öngören yasa tekliflerinde her zaman karşı oy kullanması.
Metsola'nın Maltalı olduğu göz önüne alındığında, bu konum tamamen şaşırtıcı değil. AB'nin en küçük üyesi bu küçük ada ülkesi, dünyadaki en katı kürtaj yasalarından birine sahip. Aynı zamanda da AB'de kürtajı yasaklayan tek ülke.
Fakat Avrupa Parlamentosu'nun solcu Fransız üyesi Manon Aubry'e göre bu bir mazeret değil. Aubry, DW'ye verdiği demeçte, "Bence bu, Avrupa'nın her yerinde kadın hakları için korkunç bir gelişme. Örneğin, Polonya'da neredeyse iki yıldır kendi bedenleri üzerinde söz sahibi olmak için savaşan kadınlar için…” diye konuştu.
Manon Aubry
Ancak Aubry, Metsola'nın LGBTQ haklarını da savunan muhafazakar EPP'nin ilerici kanadının bir parçası olduğunu da kabul ediyor. Bu sebeple Aubry, Metsola'nın kürtaj karşıtı tutumunu bir tür "paradoks" olarak okuyor.
Aubry'nin yanı sıra Roberta Metsola'nın İspanyol solcu meslektaşı Sira Rego da, onun başkanlığının kadın görünürlüğü açısından önemli olduğunu söyledi. Ancak gerçek değişimi etkilemek daha da önemli olduğunu düşünen Rego, "Kadınların sembolik ve siyasi alanlara gelmesinin yanı sıra, feminist politikaların uygulanması bir gereklilik" diyor.
TÜM AVRUPALILARIN LİDERİ OLABİLİR Mİ?
David Casa, "kesinlikle bir sorundan daha fazlası” olarak nitelediği kürtaj konusunun Metsola'nın başkanlığı döneminde sıkıntı yaratabileceği görüşünde.
Casa, Katolik Malta'da kamuoyunun kürtaja kesinlikle karşı olduğunu gösteren anketlere atıfta bulunarak, Maltalı bir politikacı olan Metsola'nın Malta'daki insanlar tarafından defalarca ifade edilen değerlere saygı duyması gerektiğinin anlaşılır olduğunu söylüyor.
David Casa
Metsola ise, Fransız gazetesi Le Figaro’ya verdiği demeçte bazı ülkelerde kendisi hakkında yapılan “karikatürlerin” kendini yansıtmadığını belirtti. Feminist politikalar için mücadele verdiğini ve kürtajla ilgili kişisel bir sorunu olmadığını da sözlerine ekledi.
Aubry, Avrupa Parlamentosu için farklı bir lideri yeğlese de parlamento grubunun, ne olursa olsun Metsola ile birlikte çalışmanın yollarını arayacağını belirtti.
DW’ye konuşan Aubry, Metsola'nın yalnızca Malta çıkarlarını değil, aynı zamanda tüm Avrupa Parlamentosu'nun çıkarlarını da temsil etmesini umduğunu söyledi. Strasbourg'daki milletvekillerinin çoğu, Avrupa'daki kürtaj karşıtı gelişmeleri defalarca kınamıştı.
(Marina Strauss/ Kutalmış Gürbüz/dDWTürkçe- Odatv)