31 Ekim 2013 Perşembe günü TBMM Genel Kurulu, tarihin tekerleklerinin geriye doğru döndürülmesi girişimine sahne oldu. Genel Kuruldaki CHP milletvekilleri olanları sakince izledi, oysa hepsinin içinde fırtınalar kopuyordu.
Diğer milletvekillerinin neler düşündüğünü bilmiyorum, olup bitenleri seyrederken, benim aklımdan geçen, bir gün önce kutladığımız Cumhuriyetin devrimleriydi. Cumhuriyetin kurucularının bir bir yaşama geçirdiği devrimlerden en çok Türk kadınlarının yararlandığını bir kez daha hatırladım.
Gerçekten de AKP’lilerin söylediği gibi tarihi bir gün yaşanıyordu, çünkü herkesin gözlerinin üzerilerinde olduğu kadın milletvekilleri, canlı birer çelişki olarak TBMM’deydiler.
Örneğin; 1924’ten önce eğitim hayatlarına başlasalar, Öğretim Birliği’nden yararlanıp kız ve erkek çocukların eşit haklara sahip olarak eğitim görmesi hakkından yararlanamazlardı.
Bu milletvekilleri, 17 Şubat 1926’dan önce, bırakın TBMM’ye girmeyi, bir vatandaş olarak, çeşitli haklara kavuşarak evlenemezlerdi. Hatta, kendilerine aileleriyle mutlu bir yaşam diliyorum ama boşanamazlardı bile!
1930’dan önce doğum yapsalar, doğum iznine ayrılamazlardı.
Gelelim en büyük çelişkiye: 5 Aralık 1934’ten önce milletvekili seçilemez, o yüce çatının kapısından içeri giremezlerdi. Hem de çifte çelişkiyle: Girebiliyorlarsa da Cumhuriyet ve demokrasi sayesinde, kimse onları dışarı çıkartmıyorsa da!
Bu çelişki listesi uzar gider; her şeyden önce Cumhuriyet kurulmasaydı ve demokrasi benimsenmeseydi neler olurdu; sorusunun yanıtını fallarda, senaryolarda aramaya gerek yok. Sayın milletvekillerinin Hac vazifesini yerine getirmek için gittiği ülkeye ve komşularına göz atmaları yeterli!
Cumhuriyet ve demokrasi içinde, sadece kendi inançlarından doğan hak ve özgürlüklere sahip çıkıp, kendisi gibi düşünmeyenlerin özgürlüklerine, haklarına saldırılmasına ses çıkarmayanlar elbette olacaktır.
TBMM’de 31 Ekim günü tanık olduğumuz gibi, özgürlükleri işine geldiği gibi yorumlayanları koruyan da, yine Cumhuriyet ve demokrasidir.
O zaman biz de Cumhuriyetimize sahip çıkmalı, demokrasinin nimetlerinden yararlanmalıyız. Yaklaşan seçimlerde daha çok “Cumhuriyet kadını”nın aday olması ve seçilmesi gerekiyor. TBMM’de bir an için geriye çevrilmeye çalışıldığına tanık olduğumuz tarihin tekerleklerinin, bu ülkede hep çağdaşlığa doğru döndüğünü göstermenin en iyi yolu bu olacaktır.
CHP Ankara Milletvekili