Sivil Toplum

Barış Günü'ne İstanbul'da gözaltı, diğer illerde kutlama

İstanbul'da düzenlenen 1 Eylül Dünya Barış Günü açıklaması, polis tarafından engellendi. Polis çok sayıda kişiyi gözaltına aldı, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Türkiye'nin birçok ilinde ve ilçesinde Dünya Barış Günü çeşitli etkinliklerle kutlandı.

Abone Ol

Türkiye'nin birçok ilinde 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla basın açıklamaları ve eylemler düzenlendi. Yapılan açıklamalarda hem ülkemizde hem de dünyada barışa olan ihtiyacın arttığı vurgulanarak barış talebi etrafında mücadelenin acil olduğu dile getirildi. Bazı illerde yurttaşların karşısına polis dikildi ve müdahaleler oldu. İstanbul'daki eylemde birçok yurttaş gözaltına alındı.

İSTANBUL'DA BARIŞ TALEBİNE GÖZALTI

İstanbul Kadıköy'de barış için Karaköy-Eminönü İskelesi önünde bir araya gelen kadınlar polis çemberine alındı. "Şavaşa hayır, barış hemen şimdi" sloganlarıyla bekleyişlerini sürdüren kadınlar gözaltına alındı.

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde HDP’li vekillerin ve Barış Annelerinin de olduğu grup, İstanbul'un Kadıköy ilçesindeki Karaköy İskelesi önünde basın açıklaması yapmak istedi.

Basın açıklamasına katılmak isteyenleri abluka altına alan polis, eyleme izin vermedi. Polisler daha sonra çemberde tuttukları eylemcileri gözaltına aldı.

İlk grubun gözaltına alınmasının ardından İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri'nin çağrısıyla Beşiktaş İskelesi önünde toplanan yüzlerce kişi, Karaköy İskelesi'nde abluka altında alınanlara doğru yürüyüşe geçti. Kitleyi engellemek isteyen polis biber gazı kullanarak çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

Kadıköy rıhtımda toplananlar, abluka altına alınan Barış Anneleri ve gözaltına alınanların serbest bırakılana kadar meydanda ayrılmayacaklarını belirtti:

“Korkuyorlar. Özgürlükten korkuyorlar. Barıştan korkuyorlar. Annelerin barış sesini duymuyorlar. Barış mücadelesini görmüyorlar. Yaşasın barış, yaşasın mücadelemiz. Barış Annelerinin ablukası kalkana kadar buradan ayrılmıyoruz.”

Kadıköy rıhtımda bekleyen yüzlerce kişi ablukadakiler serbest bırakılana kadar alandan ayrılmayacaklarını açıkladı.

İlerleyen saatlerde ablukadaki Barış Anneleri'yle birlikte aralarında HDK Eşsözcüsü Didem Nur Acabey, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, HDP MYK üyesi Elif Bulut, HDP İlçe Eşbaşkanı Ayten Bingöl, Bakırköy İlçe Eşbaşkanı Gonca Yangöz, Beylikdüzü İlçe Eşbaşkanı Adalet Ünlü, Kadıköy İlçe Eşbaşkanları Nurten Karagöz ve Koray Türkay ile HDP Kadın Meclisi üyelerinin de eylemciler darp edilerek gözaltına alındı. Gözaltındaki kişi sayısının 95 olduğu öğrenildi.

ANKARA'DA BARIŞ GÜNÜ 

Ankara’da, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla emek ve meslek örgütleri ile siyasi partiler Anıtpark’ta toplandı. Barış talebini yineleyen örgütler, çatışma ve savaş tehdidine karşı mücadele vurgusu yaptı.

Anıtpark’ta toplanan kitle örgütleri, “Savaşa ve sömürüye karşı barış ve eşitlik istiyoruz”, “Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak”, “Savaşı durdur, özgür yaşamı kur” yazılı pankartlar eşliğinde, “Yaşasın halkları kardeşliği”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” sloganları attı.

'ASKER HARCAMALAR 2,1 TRİLYON DOLARI BULDU'

Kitle örgütlerinin ortak metni Türkçe ve Kürtçe okundu. İHD Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Seylan, dünya ekonomisinin 2021’de yüzde 4,4 küçülürken, devletlerin silahlanma harcamaları yüzde 2,6 arttığını ifade ederek, şunları söyledi:

“Askeri harcamaların toplam tutarı 2,1 trilyon doları buldu. Öte yandan şu anda dünyada 811 milyon kişi açlık çekiyor ve günde 25 bin insan açlığa bağlı nedenlerle yaşamını yitiriyor. 2008’den bu yana inişli çıkışlı olarak devam eden ekonomik kriz, emekçileri, ezilenleri ve yoksul halkları derin bir yoksulluk ve sefalete itiyor.”

‘MİLYONLARCA İNSAN HAYATTA KALABİLMEK İÇİN ÜLKESİNİ TERK EDİYOR’

Savaşlar ve ekonomik nedenlerle milyonlarca insan hayatta kalabilmek için ülkelerini terk etmek zorunda kaldığını söyleyen Seylan, “Kapitalizm, insanları yaşatmayı ve refaha kavuşturmayı değil, öldürmeyi, sakatlamayı, evini barkını terk ettirmeyi ‘yararlı’ ve kârlı buluyor. Kapitalizm savaşların ve militarizmin kaynağıdır” dedi.

Dünyadaki savaşların en önemli kaynaklarından biri emperyalistler arasındaki hegemonya mücadelesi olduğunu söyleyen Seylan, “ABD, tek hegemonik ülke olma konumunu sürdürse de sürekli kan kaybediyor. Küresel egemenlik yarışına giren kimi ülkeler ABD’nin liderliğini reddediyor, hızla silahlanıyor, ekonomik ve siyasal etki alanını genişletiyor, ABD’nin hegemonik konumunu tehdit ediyor” diye konuştu.

Ortak metni okuyan İHD Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Seylan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde sıralandı:

NATO’NUN FAALİYET ALANI: 200 yıldır tüm dünyanın kanını emen ve dünya halklarına sömürü, sömürgecilik, açlık ve sefaletten başka bir şey vermeyen Batı merkezli emperyalist-kapitalist sistemin savaş örgütü NATO, “faaliyet alanı”nı Avrupa sınırlarının ötesine, tüm dünyaya doğru genişletiyor.

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA ÇATIŞMALAR SÜRÜYOR: Bugün dünyanın dört bir yanında savaşlar ve silahlı çatışmalar sürüyor. Afrika’dan Latin Amerika’ya, Asya’dan Orta Doğu’ya kadar geniş bir alanda savaşlar yaşanıyor. Özellikle Ukrayna’dan Yemen’e, Suriye’den Libya’ya kadar yakın bölgemizdeki savaşlar ülkemizin emekçilerinin ve halklarının yaşam koşullarını, ekonomik durumu ve genel siyasi ortamı olumsuz etkiliyor.

SAVAŞ SURİYE HALKLARI İÇİN KORKUNÇ SONUÇLAR YARATTI: Türkiye’nin de kışkırttığı, taraf olduğu ve askeri güçleriyle müdahil ve işgalci olduğu Suriye’deki savaş, Suriye halkları için korkunç sonuçlar yarattı. Suriye’deki savaşa boylu boyunca dahil olma kararı, sadece AKP’nin tercihi değil, Türkiye tekelci burjuvazisinin, “bölgesel güç olma”, “ekonomik, politik ve askeri yayılmacılık” hedef ve yöneliminin bir sonucudur. Rojava ve Başur Kürt bölgelerine, Kuzey Suriye’deki çeşitli alanlara yönelik sürekli saldırılar, kurulan üs ve kontrol noktaları, Libya’daki savaşa dahil olma, Somali ve Katar’da kurulan askeri üsler, Kıbrıs’ta askeri güç bulundurma ve Ada siyasetine sistematik müdahale, onlarca ülkede uygulanan askeri eğitim programları da aynı yönelimin göstergeleridir. Türkiye sermaye sınıfı AKP’nin yönetiminde kan, gözyaşı ve ölümden beslenerek semiriyor.

TÜRKİYE HALKLARININ REFAHI İÇİN KULLANILACAK KAYNAKLAR HEBA EDİLDİ: Türkiye’de siyasi iktidarların iç ve dış politikaları zaman içinde ve maddi çıkarlara göre değişiklik gösterebilir. Ama değişmeyen başlıca politika, Kürtlerin gerek ülke sınırları içinde, gerekse komşu ülkelerdeki varlığını, dilini, kültürünü önce mümkünse inkar ve imha etmeye çalışmak; eğer bu yapılamıyorsa siyasi iradelerini kırmak ve siyasi yapılanmalarını ortadan kaldırmaktır. Türkiye egemenlerinin bu ısrarlı ve süreklilik arz eden politikalarının sonucu, onlarca yıldır süregelen çatışma ortamı, on binlerce insanın ölümü ve sakatlanması, milyonlarca Kürt’ün yerinden yurdundan edilmesi, Türkiye halklarının refahı için kullanılabilecek kaynakların savaş uğruna heba edilmesi, bundan dolayı emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının kötüleşmesi, yoksullaşma ve işsizlik, şovenizm zehrinin yayılması, hak ve özgürlüklerin ayaklar altına alınmasıdır.

BARIŞ ACİL VE YAŞAMSAL TALEP: Barış; iş, ekmek, insanca yaşam isteyen emekçilerin, eşitlik ve özgürlük isteyen halkların, Aleviler ve diğer inanç topluluklarının ortak talebidir. Savaşlar ise halklar için yıkım, ölüm, soykırım; emekçiler için yoksulluk, işsizlik, gençlerin yok edilen yaşamları ve karartılan gelecekleridir. Bu nedenle emekçilerin, halkların, inanç topluluklarının, gençlerin, kadınların, LGBTİ+’ların öznesini oluşturacağı milyonlarca insanın katılacağı geniş bir Barış Hareketinin yaratılması demokrat, yurtsever, devrimci, sosyalist tüm güçlerin acil ve yaşamsal görevidir. Yoksulluk ve sefalete karşı mücadele için barış. Halkların eşitlik ve özgürlüğü için barış. Kürt meselesinin demokratik ve siyasi çözümü için barış. Gençlerin geleceğe umutla bakabilmesi için barış. Erkek şiddeti de dahil şiddet kültürünün geriletilmesi için barış. Kapitalist sömürüye karşı mücadeleyi yükseltmek için barış. Hak ve özgürlüklerimizi genişletmek için barış. 

Fotoğraf: Pınar Çetinkaya/Evrensel

ESKİŞEHİR'DE BARIŞ İSTEYEN YURTTAŞLARA POLİS BARİKATI

Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde “Savaşa, işgale ve ırkçılığa karşı halklar barış istiyor” şiarıyla Doktorlar Caddesi girişinde bulunan Edi-koop önünde bir araya geldi.

Ulus Anıtı’na yürümek isteyen platform üyelerine polis, "Doktorlar Caddesi'nin yürüyüş güzergahı olmadığı" ve "yürüyüşün izinsiz olduğu" gerekçeleriyle engel olmaya çalıştı. Çevik kuvvet polisleri kalkanlarla kitleyi abluka altına aldı. 2 Temmuz’da bu güzergahtan yürüdüklerini hatırlatan yurttaşlar polisin yolu açmasını istedi. Bir süre sözlü tartışma yaşandı. Polisin yürütmemesi üzerine önce oturma eylemi kararı alındı. Ardından da İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapmaya karar verildi. Kitle, polis ablukası altında Sağlık Müdürlüğüne giderek basın açıklamasını burada yaptı.

Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu adına basın metnini Emek Partisi Eskişehir İl Başkanı Av. Heval Yıldız Karasu okudu. Savaşa, işgale, ırkçılığa karşı barış istediklerinin altını çizen Karasu, eşit, özgür bir ülke ve dünyada yaşamak isteyen herkesi birleşik mücadeleye çağırdı.

Karasu, “Egemenlerden, sermayeden ve onların savaşçı politikalarından sıyrılmadan, kendimiz için örgütlenmedikçe, kendimiz için mücadele etmedikçe her kavganın, her savaşın kaybedeni bizler olacağız. Ulusumuz, milliyetimiz, inancımız, mezhebimiz, cinsel yönelimimiz, cinsiyetimiz ne olursa olsun gün birleşme günüdür” diye konuştu.

VAN'DA KONUŞAN BULDAN: DİYALOG VE BARIŞTAN BAŞKA BİR YOL YOK

Van’da 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla "Savaşa, faşizme karşı barışı haykırıyoruz" sloganıyla Musa Anter Barış Parkı’nda miting gerçekleştirildi.

Alanda "Savaş kaybettirir barış kazandırır , “Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunuyoruz”, “Tecrit dursun, barış konuşsun”, “Zindanlar boşalsın, tutsaklara özgürlük”, “Savaşı durduracak gücümüz, barışı inşa edecek inancımız var" pankartları asıldı.

Mitingde konuşma yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Kürt sorununun çözümü için diyalog ve barıştan başka bir yol yok” dedi. 

BARIŞ GELENE KADAR MÜCADELE

Açılış konuşmasını yapan 1 Eylül Tertip Komitesi Başkanı Sedat Düşünmez, "Biz burada barışı haykırmaya geldik. Barışın ne kadar güzel olduğunu herkese göstermeye geldik. Bugün de yarın da sadece barış diyen kadim bir halkın çocuklarısınız, barış demeye devam edeceğiz" dedi.

Fotoğraf: Fırat Topal/Evrensel

DBP Van İl Eş Başkanı Gülderen Varlı, barışın aciliyetine dikkat çekerek, “Halkların barıştan yana olduğunu bilmiyorlar ama biz göstereceğiz onlara. Bu topraklara barış gelene kadar mücadelemiz devam edecektir" dedi. 

HDP Van İl Eş Başkanı Fikret Doğan da barışa dair umutlarının yüksek olduğunu ifade etti. 

"ÇÖZÜM İÇİN BÜTÜN YOLLAR TECRİT İLE KAPATILDI"

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, barış temennisinde bulunarak sözlerine başladı ve “Siz buraya Ankara’ya bir mesaj vermek için geldiniz. Sesinizin, taleplerinizin Ankara'ya ulaşması için geldiniz, iyi ki geldiniz" dedi.

Buldan, iktidarın savaş politikalarında ısrar ettiğini ifade ederek, "Biz barışın refah, huzur, güvenli gelecek anlamına geldiğini biliyoruz. Savaşlar kaybettirir ama barışlar büyük kazandırır. Biz de barışla büyük kazanacağız" dedi.

Çözüm sürecine atıfta bulunan Buldan, "2013 yılında yürürlüğe konulan ancak AKP’nin yok saydığı o dönem bu ülkenin en huzurlu yıllarıydı. Bu süreç içerisinde biliyoruz ki hiçbir annemiz ağlamadı, hiçbir gencimiz toprağın altına girmedi. Bütün yollar tecritle kapatıldı. Tecridin insan hakları ihlali olduğunu biliyoruz. Tecrit bir an önce kaldırılmalıdır. Sayın Öcalan, ailesi ve avukatları ile görüşme yapabilmelidir" diye konuştu.

Fotoğraf: Fırat Topal/Evrensel

"KAYBETTİLER, KAYBEDECEKLER"

İktidarın halkı borç batağına çektiğini söyleyen Buldan, "AKP’nin iktidara geldiğinden beri rüşvetle, talanla çarkını döndürdüğünü biliyoruz. Bu karanlık iklimden yaralanıp kumpas davaları önümüze çıkardılar. Size sözümüzdür, bu ülkeyi aydınlığa HDP çıkaracak, biz çıkaracağız, siz çıkaracaksınız. İktidarlarının sona yaklaştığını biliyorlar. Savaş konseptini bir daha devreye soktular. Dillerinde Kürt düşmanlığı var" dedi. 

Sorunların çözümü için diyalog ve barıştan başka bir yol olmadığını söyleyen Buldan, “Siz gidicisiniz, kaybettiniz, kaybedeceksiniz. Bugün cezaevlerinde binlerce Kürt ve siyasetçi içeride olduğu için kaybettiler, hasta tutsaklar içeride tutulduğu için kaybettiler. Bugün Aysel Tuğluk cezaevinde tutulduğu için kaybedecekler. Bir torba içinde oğlunun kemiklerini bir babaya verdikleri için kaybettiler, kaybedecekler. Türkiye soluyla birlikte Emek ve Özgürlük İttifakı'yla hep birlikte yan yana mücadele edeceğiz. Artık onlara güle güle demenin zamanı gelmiş. Sizlere söz veriyoruz, HDP Türkiye halklarının sesi olacak ortak yaşamın teminatıdır" dedi.

ŞIRNAK'TA KONUŞAN SANCAR: SAVAŞ KARŞITI İTTİFAKI YARATMAK ZORUNDAYIZ

Şırnak Silopi’de düzenlenen 1 Eylül mitinginde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, mücadele olmazsa barışın da olmayacağına değinerek, “Türkiye’deki halklar demokrasi, adalet isteyen herkes savaşlara karşı çıkmalıdır. En büyük savaş karşıtı ittifakı yaratmak zorundayız” dedi.

“Savaş kaybettirir barış kazandırır” düzenlenen mitinge Mithat Sancar'ın yanı sıra DBP Şırnak İl Örgütü, HDP milletvekilleri Remziye Tosun, Nuran İmir, Hasan Özgüneş, Hüseyin Kaçmaz, Barış Anneleri Meclisi ve Özgür Kadın Hareketi’nin (TJA) yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.

Mitingde konuşan Mithat Sancar, “Bu ülkede barış için de Kürt sorunun demokratik çözümü için demokratik bir cumhuriyete giden yolu açılması için bütün engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Tecride karşı çıkıyoruz. Mücadele olmadan barış olmaz, barış hiç kimse tarafından halklara lütfedilmez. Halklar özgürlük ve eşitlik mücadelesini kararlılıkla yürüterek barışı kurabilirler. Kürtlere karşı düşmanlık ve nefret politikaları bölgeyi savaş alanına çeviriyor. Bu iktidar Kürtlere karşı nefret ve düşmanlık politikalarıyla ayakta kalmaya çalışıyor, bunu da savaş politikalarıyla ve kutuplaşma politikalarıyla yürütüyor.  Gelin hepsine birlikte karşı çıkalım. Mücadeleyi büyütelim, barışı demokrasi ve özgürlük için eşitlik ve adalet için savunalım” diye konuştu.

Sancar’ın konuşmasının sanatçı Kadir Çat sahne aldı. Mitinge katılanlar Çat’ın seslendirdiği ezgiler eşliğinde halaya durdu.  (MA)

TUNCELİ(DERSİM): BARIŞ VE DİYALOG YOLU AÇILMALI

Dersim'de, Emek ve Demokrasi Platformu'nun çağrısıyla 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla basın açıklaması düzenlendi. Açıklama öncesi Sanat Sokağı'nda toplanan kitle, Seyit Rıza Meydanı'na yürüdü.

Burada konuşan Tunceli Barosu Başkanı Kenan Çetin, barış ve diyalog yolunun açılması çağrısında bulundu.

Halklara, inançlara ve haklara karşı kutuplaştırıcı ortamın ve otoriterleşmenin toplumsal barışa zarar verdiğini, Cumartesi Annelerinin, kayıp yakınlarının, insan hakları savunucularının hakikat ve adalet arayışının yasaklarla engellendiğini söyleyen Çetin "Şenyaşar ve Gülistan Doku'nun ailesinin adalet direnişi sürecinde görüldüğü gibi her alanda adalet arayışları da inadına yaygınlaşmıştır. Buna karşın yargının araçsallaşması adalete olan güven duygusunu temelden sarsmıştır" dedi.

Türkiye’de, Kürt meselesi, alevi inancı ve diğer inançların ve kültürlerin inkârından vazgeçilmesi çaprısı yapan Çetin, "Bu meselelerin çözümü ile Kürt kimliği ve Kürtçe’nin, inançların tanınması ve eşit tutulması yasal ve anayasal güvenceye kavuşturulması gerekmektedir" diye konuştu.

"Barış ve diyalog yolu açılmalı, inkâr ve ret politikası son bulmalıdır" diyen Çetin, ailelere ölen çocuklarının kemiklerinin torbalarda verildiğini anımsattı.

Çetin, "Siyasi ve toplumsal muhalefet üzerindeki her türden baskı ortadan kaldırılarak ifade, örgütlenme hakkının önündeki engeller yok edilmelidir. Bu inançla ve kararlılıkla bu coğrafyada tüm dünyada barışın ve özgürlüklerin egemen olduğu bir özgürlüklerin dünyası için birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu.

"BARIŞ SİYASETİ YÜRÜTMEMİZ GEREKİYOR"

Açıklamada söz alan HDP Milletvekili Alican Önlü de demokrasi ve barış siyasetinin geliştirilmesinin gerektiğini söyleyerek "Artık somut barış talebini dile getirmek zorundayız" dedi.

AKP-MHP iktidarının bölgedeki askeri hamlelerine değinen Önlü, "Eğer muhalifsek, barış siyaseti yürütmemiz gerekiyor. Rojava'yı savunmamız gerekiyor. İnsanlığa karşı bir savaş yürütüyor. O kadar insanlıktan çıkmışlar ki bütün insani değerler ayaklar altına alınıyor, bir babaya çocuğunun kemikleri torbada veriliyor. Barış siyasetini hakim kılmak gerekiyor. Bunun için de bütün toplumsal güçlerle, barış ittifakını oluşturmamız gerekiyor. İşte o zaman, ortak yaşamın yüzyılını kurabiliriz. Doğamıza, kimliğimize, karşı bir savaş yürütülüyor, bunun için mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

İZMİR: BARIŞ VE DEMOKRASİ, EKMEK VE SU KADAR TEMEL İHTİYAÇTIR

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında Konak Cumhuriyet Meydanı’nda miting düzenledi. Mitingde sık sık “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Yaşasın barış", "Biji aşiti” sloganları atıldı. 

Fotoğraf: Pınar Çetinkaya/Evrensel

Kurumlar adına ortak basın açıklamasını okuyan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nursel Yücesoy, “Emperyalistler arası paylaşım savaşları nedeniyle insanlık ve doğa bir kez daha büyük bir kırımla karşı karşıya” dedi.

Ülkedeki en temel sorunlarının başında emek, barış ve demokrasi karşıtı milliyetçi, şoven politika ve uygulamaların rutinleşmesinin geldiğini ifade eden Yücesoy, “Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barışa olan ihtiyaç tüm yakıcılığı ile her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Barış ve demokrasi talebi ekmek ve su kadar temel ihtiyaç haline gelmiştir” diye konuştu. 

Emekçiler, kadınlar, ezilen halklar için barışın ne anlama geldiğini sıralayan Yücesoy, “Barış, adalet ve demokrasi olmadan özgürlükler, insan onuruna yaraşır bir yaşam, toplumsal refah, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanamaz. Hepimizin gerçekten barışın iyileştirici gücüne ihtiyacı var. Bu amaçla atılacak her adım bizleri barışa olduğu kadar insan olma erdemine de yakınlaştıracaktır. Birlikte, ortak, örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda inşa edebiliriz. Bu yaşadığımız savaş ortamına, yoksulluğa, yolsuzluğa, kadın ve doğa katliamına rağmen inancımız her zamankinden daha güçlü olmalıdır. Çünkü; gecenin en karanlık anı güneşin doğmasına en yakın olan anıdır” dedi. 

Miting, Cevdet Bağca konseri ile son buldu

ADANA: BARIŞ İSTEMEYENLERE KARŞI BİRLİK OLALIM

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Atatürk Parkı’nda yaptıkları etkinlikte dünyada, bölgede ve ülkede savaş ve çatışmaların durmasını istedi. Barış şiirlerinin okunduğu programda canlı müzik eşliğinde halaylar çekildi. 

Program barış ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı.

Emek ve Demokrasi Güçleri adına ortak basın açıklamasını İHD Adana Şube Başkanı Av. Yakup Ataş okudu. Irak, Suriye, Yemen ve Libya’nın ardından emperyalistlerin savaş masasına Ukrayna’nın da yerleştirildiğini ifade eden Ataş, NATO ülkeleri ile Rusya ve Çin arasındaki nüfuz mücadelesinin dünya halklarına şimdiden ağır faturalar yüklemeye başladığını dile getirdi.

Savaşların emperyalist güçlere yeni pazarlar ve kâr, halklar içinse ölüm, yurtsuzluk, yoksulluk ve kölelik getirdiğini dile getiren Ataş, emekçilere şu şekilde seslendi:

“Emperyalistlerin ve onların işbirlikçilerinin bu itiş-kalkışının bizi bölmesine izin vermeyelim. Suriyeli, Afganlı deniliyor, bölünüyoruz. Kürt, Türk deniliyor bölünüyoruz. Alevi, Sünni deniliyor bölünüyoruz. Aynı tezgâhta alın teri döküyoruz, aynı odaklar tarafından sömürülüyoruz. O halde tüm bu sömürü politikalarına karşı da birlikte mücadele etmek tek çaremizdir.”

Kürt ve Türk halklarının barış içinde çözemeyeceği hiçbir sorunu olmadığını söyleyen Ataş, "Kürtler kendi dili ve kimliğiyle demokratik bir kardeşlik talep etmektedir. Bu Türk emekçilerin de talebidir. Çünkü özgürlük ve demokrasi ancak bütün ülke için var olabilir” dedi. 

HATİMOĞULLARI: BARIŞACAĞIZ

HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları konuşmasında, “Cenazelerini torbalarla alan analar her şeye rağmen ‘barış’ diyorsa o barış annelerini buradan selamlıyorum. Selam olsun barış annelerine” diye konuştu.

Barışın zorunluluğuna dikkat çeken Hatimoğulları “Bizler bütün dünya ile barışmak zorundayız. Yoksulla, işçiyle, emekçi ile adaletli bir ekonomi politika ile, Alevilerle eşit yurttaşlık temelinde, başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere kadınların haklarını koruyan tüm uygulamaları yaşama geçirerek kadınlarla barışacağız, ülkelerinin geleceğine katkısını sağlayarak gençlerle barışacağız. 40 yıldır devam eden Kürt sorununu barışçıl ve demokratik çözümünü sağlayarak barışacağız” dedi.

ARACI: ÜLKEMİZİN SAVAŞ BATAKLIĞINA SÜRÜKLENMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ

Emek Partisi Adana İl Başkanı Sevil Aracı da barışın karşısında olanlara karşı birlik çağrısı yaparak şunları söyledi: “Biz barışın karşısında olanları 10 Ekim’lerden Suruç katliamlarından tanıyoruz. Daha dün bir torba içerisinde cenazesi teslim edilenlerden tanıyoruz. Bu ülkede de barış istemeyenlerin karşısında işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler gücünü birleştirmeye devam edecek. Ülkemizin savaş bataklığına sürüklenmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

Evrensel'in BİK tarafından resmi ilanlarının iptal edilmesine tepki gösteren Aracı, “Sesimizi duyuran gazetelerimizin ayakta durmasını istemiyorlar. Buna karşı da örgütlü şekilde tepki göstereceğiz. Barışı tırnaklarımızla kazıyarak getireceğiz” dedi.

GEBZE EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ: BARIŞIN UMUDUNA İHTİYACIMIZ VAR

1 Eylül Dünya Barış Günü'nde açıklama yapan Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri de "Silahın ve şiddetin yarattığı korkuya karşı, barışın umuduna ihtiyacımız var" dedi.

Gebze Kent Meydanı'nda bir araya gelen yurttaşlar "Yaşasın halkların kardeşliği" ve "Savaşa hayır barış hemen şimdi" sloganları atarken kitle adına açıklamayı Eğitim Sen Gebze Şube Başkanı Eylem Bahadır yaptı.

"Yaşanan savaşlara ve şiddete dur diyebilmenin ilk adımı, emperyalizme dur diyebilmekten geçmektedir" diyen Bahadır, şöyle devam etti:

"Sonucu ne olursa olsun kazananı daima emperyalist odaklar, kaybedeni ise yoksul bölge halkları olan bu savaşlardan artık bıktık ve yorulduk. Barışa ve kardeşliğe olan özlemimiz ve ihtiyacımız her geçen gün katlanarak büyüyor. Bu ülkenin yurttaşları olarak bizler, çatışmaların ve silahların sustuğu, komşularıyla barış ve dostluk içinde yaşayan bir ülke istiyoruz. Sınırları içinde yaşayan farklı inançların, kültürlerin, kimliklerin barış içinde kardeşçe yaşayabildiği bir ülke istiyoruz. Yani 'Yurtta barış, dünyada barış' istiyoruz." 

Barış umudunu büyütmeye çağıran Bahadır, "Silahın ve şiddetin yarattığı korkuya karşı, barışın umuduna ihtiyacımız var. Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, eşitlikten, özgürlükten, adaletten yana tüm insanları, barış umudunu büyütmeye çağırıyoruz" dedi.

ELAZIĞ: BARIŞ MÜCADELESİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Elazığ Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Hozat Garajı Meydanı’nda bir araya geldi.

Kitle adına konuşan Yapı-Yol Sen Şube Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Kenan Korkmaz, emperyalist ülkelerin, kendi çıkarları uğruna işgallerle, saldırılarla dünyayı kana bulamaya zemin yaratmaya devam ettiklerini söyledi.

Korkmaz, “Gerici, dikta güçlerle bir kez daha insanlık değerleri yerle bir ediliyor, doğa geri dönüşü olmayan tahribatlara maruz kalıyor, gözyaşı ve acılar dinmiyor.  İşçi sınıfının, ezilenlerin büyük bedellerle elde ettiği eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair kazanımlar bir bir gasbediliyor. Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet odaklı politikalarda ısrarın bedelini egemenler ve ittifak bloğu etrafında kümelenmiş kirli çıkar odakları değil emekçiler ve ezilenler olarak ülkenin %99’u ödüyor" diye konuştu.

Korkmaz son olarak, "Emek ve demokrasi güçleri olarak; tüm saldırılara, savaş ve kutuplaştırma, tek tip yaşam tarzı dayatmalarına karşı kararlı bir mücadele ile dünyada, Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde, barışı savunmaya devam edeceğiz. Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz" dedi. 

ANTEP: TEZKERELER HALKLARA YOKSULLUK VE SAVAŞ GETİRİYOR

Antep’te 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Kırkayak Parkı’nda yüzlerce kişinin katılımıyla etkinlik düzenlendi. 20’den fazla kurumun katıldığı eylemde demokrasi ve barış mücadelesini büyütme çağrısı yapıldı.

İnsan Hakları Derneği, Özgürlükçü Hukukçular Derneği ve Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi’nin çağrısıyla bir araya gelinen eylemde siyasi parti, sendikalar ve yöre derneklerinin de imzacısı olduğu ortak metin okundu. Konuşmaların ardından barış şarkıları söylendi. 

Açıklamayı okuyan Avukat Mehmet Alaattin Aslan, “Dünyaya hakim olan kapitalizm, emperyalizm, egemenlik hırsı ve sömürü yarışı ne yazık ki günbegün halkların en temel hakkı olan yaşam hakkını ihlal etmektedir. Kapitalizmin sermaye aşkıyla insan yaşamı metalaştırılmış ve silah üretme yarışına girilmiştir. İnsanlara ölüm, acı ve gözyaşı dışında başka hiçbir şey getirmeyen bu sınırsız silah üretimi savunma sanayi adı altında halklara meşru gösterilmeye çalışılmaktadır” dedi.

Yürütülen savaş politikalarının Türkiye’de ve dünyada mülteci sorununu da beraberinde getirdiğini söyleyen Aslan, “Göç eden ve başka ülkelere sığınan insanlar buralarda da ırkçılığa, ayrımcılığa ve şiddete maruz bırakılmaktadır. Özcesi ateş düştüğü yeri yakmıyor, hepimizi yakıyor"diye belirtti.

30 Ekim 2021’de 2 yıllık süreyle uzatılan Irak ve Suriye tezkerelerine değinen Aslan, “Bu tezkere Türkiye halklarına güven ve refah değil tam aksine yoksulluğu ve savaşı getirmektedir” dedi.

TOĞRUL: BARIŞ TALEBİNİ YÜKSELTMEK GEREKİYOR

HDP Milletvekili Mahmut Toğrul da dünyanın birçok yerinde savaşların can almaya devam ettiğini belirterek, “Savaşlar yoksulluk, ölüm getirir. Kazandıracak olan tek şey barıştır. Ama bugün ülkemizde de dışarda da savaş koşulları var. Bu savaşlar ciddi bir mülteci sorununu yaratıyor. Alan Kurdi’nin kıyıya vuran cansız bedeni hepimizin gözleri önünde. Bu tabloların yaşanmaması için herkesin barış talebini yükseltmesi gerekiyor” dedi. 

KOCAELİ: SAVAŞ VE ŞİDDETİ ARTIRARAK İKTİDARLARINI KORUMAYA ÇALIŞIYORLAR

Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde İzmit İnsan Hakları Parkı’nda bir araya geldi. Basın açıklamasına siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri katıldı.

Kitle adına açıklamayı okuyan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Suna Bağuş, AKP-MHP iktidar bloğunun derinleşen ekonomik kriz koşullarında savaş ve şiddet politikalarını artırarak iktidarını korumaya çalıştığını söyledi.

Bağuş, “İçeride ve dışarıda milliyetçi, şoven, ayrımcı, tekçi, cinsiyetçi, mezhepçi siyasetin dozu her gün biraz daha arttırılıyor. Halkları ve emekçileri kutuplaştıran politikalara, tüm yurttaşların can ve mal güvencesini, emekçilerin onurlu çalışma hakkını ve iş güvencesini yok sayan saldırılara her gün bir yenisi ekleniyor” dedi.

1 Eylül 2016’da 672 sayılı KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerini anımsatan Bağuş, “O günden bu yana ihraç, açığa alma, adli ve idari soruşturmalar, gözaltı ve tutuklamalar, demokratik hakların kullanımı karşısında yasaklama ve fiili müdahaleler gibi her türlü zor ve baskı aracı aratarak devam etti. Gelinen aşamada ülkemizin en temel sorun alanlarının başında emek, barış ve demokrasi karşıtı milliyetçi, şoven, faşizan politika ve uygulamalar gelmektedir” diye konuştu.

SAMSUN'DA BARIŞ TALEBİ HAYKIRILDI

Samsun'da ise 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde iki ayrı açıklama gerçekleştirildi.

DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve Türk-İş tarafından İstiklal Caddesi Akbank önünde basın açıklaması düzenlendi.

Açıklamada konuşan KESK Dönem Sözcüsü Ersin Gür, "Savaş çatışma ve şiddetin mağduru olan yaşamlarını kaybeden  milyonlarca insanın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Tüm saldırılara, savaş ve kutuplaştırmalara, tek tip yaşam tarzı dayatmalarına karşın ısrarla ve örgütlü, kararlı bir mücadeleyle barışı savunmaya devam edeceğiz. Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri de Atakum Çobanlı İskelesi'nde bir araya gelerek barış talebini haykırdı.  Açıklamaya HDP, ESP, SYKP, EMEP, SOL Parti, TİP, Halkevleri, PSAKD, Devrimci 78'liler Derneği ve DİSK Emekli Sen katıldı.

Açıklamayı okuyan Arzu Çelik Özçelik, "Bizler 'savaş çığırtkanlığına' karşı, yüreği emekten, barıştan, insan sevgisinden ve demokrasiden yana olanlar, bir arada yaşama hakkını her koşulda savunanlar, er ya da geç barış içinde bir arada yaşamanın mümkün olduğunu başta emperyalistler ve onun işbirlikçilerine göstereceğiz. Barış için mücadele ederek bu savaşın kazananı olacağız" dedi.

MALATYA

Malatya'da Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde "Barış hakkını savunuyoruz, barışa ihtiyacımız var" şiarıyla basın açıklaması düzenledi.

Platform adına açıklamayı okuyan İHD üyesi Mahmut Uzun, "Barış hakkı, bir insan hakkıdır" dedi.

Uzun, "Çoğulculuk, Malatya Emek ve Demokrasi Platformu'nun pek çok kez vurguladığı ve yansıttığı, 'Herkes farklı, herkes eşit' sloganında ifadesini bulur. Çoğulculuk aynı zamanda demokrasinin de temelidir. İçinde bulunduğumuz ortamda asgari insani ve ahlaki kuralların işletilmesi rafa kaldırılmış, mezarlıklara yapılan saldırılar artmış, insan cenazelerinin torbalarda ailelerine teslim edilmesi hukuksuzluğunun yanı sıra vicdanları yaralamış, toplumsal barışa zarar vermiştir" diye konuştu.

Uzun son olarak "Türkiye'nin siyasi partileri ve toplumsal muhalefeti barışa odaklandığı takdirde kesinlikle yeni bir barış sürecinin önünün açılacağı düşüncesindeyiz. Çünkü hepimizin barışa ihtiyacı vardır. İnsan hakları savunucuları olarak Türkiye'de barışa giden yolun barış hakkı mücadelesi ile olacağını biliyoruz. Malatya Emek ve Demokrasi Platformu olarak, ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için barış hakkı mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

BURSA İKİ AYRI EYLEM: SAVAŞ VE SÖMÜRÜYE KARŞI BARIŞ VE EŞİTLİK İSTİYORUZ

1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Bursa’da iki ayrı açıklama gerçekleşti. 

Bursa Demokrasi Güçleri, Fomara Meydanı’nda açıklama yaparken DİSK, KESK, TMMOB, Bursa Tabip Odası, TÜMTİS ve Bursa Barosu, Kent Meydanı’nda açıklama yaptı.

Yapılan iki ayrı açıklamada da barış talebi haykırılırken çatışma ve savaşlara karşı mücadele vurgusu yapıldı.

Bursa Demokrasi Güçleri’nin Fomara Meydanı’nda gerçekleştirdiği açıklamayı Ozan Kaplanoğlu okudu. Kaplanoğlu, "Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere; çatışmalar nedeniyle yurtlarını terk etmek zorunda bırakılanlar, gittikleri her yerde istismarla, dışlanma ve ötekileştirilmeyle, karşı karşıya kalıyor. Çatışmaların bedelini, savaşları çıkaranlar ve savaşlardan kâr elde edenler değil, yoksullar, ezilenler, kadınlar ve emekçiler ödüyor” dedi.

Kent Meydanı’nda yapılan açıklamayı ise Şirin Rodoplu okudu.

Rodoplu, “Emperyalist güçler, içinden geçtikleri derin krizi, bir kez daha savaş ve saldırganlık politikaları ile aşmaya çalışıyorlar. Yaşanan bu savaşlar, yükseltilen bu savaş çığırtkanlığı, birbirini takip eden nükleer silah tehditleri dünyanın geleceği, çocuklarımızın yarınları üzerinde kara bir gölge gibi durmaktadır" diye konuştu.

Uzun yıllar boyunca ülkemizde ve bölgemizde yaşanan çatışmaların yarattığı acıların en yakın tanıkları olduğumuzu söyleyen Rodoplu, "Silahın ve şiddetin yarattığı korkuya karşı, barışın umuduna ihtiyacımız var. Eşitlikten, özgürlükten, adaletten yana tüm insanları, barış umudunu büyütmeye çağırıyoruz” dedi. 

DENİZLİ: DEMOKRASİYE DAİR KAZANIMLAR GASBEDİLİYOR

Denizli'de DİSK, KESK, TMMOB çağrısıyla 1 Eylül Dünya Barış Günü açıklaması yapıldı. Açıklamayı SES Denizli Şube Başkanı Özcan Göçer okudu.

Göçer, "İşçi sınıfının, ezilenlerin büyük bedellerle elde ettiği eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair kazanımlar bir bir gasbediliyor. Kapitalistler her dönemde kâr elde ederken, sermaye sözcüsü iktidar temsilcileri, halklarımıza ve emekçilere artık bolluk dönemi bitti tehdidini savuruyor, yeni gaspların haberini veriyorlar" dedi.

Savaş politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıkan mültecilik ve göçmenliğin; milliyetçiliğin, ırkçılığın yükseltilmesinin, halklar arasında düşmanlığın körüklenmesinin aracı haline getirildiğini söyleyen Göçer, "Milyonlarca savaş mağduru insanlık dışı koşullarda hayatlarını sürdürmeye çalışırken, binlercesi göç yollarında can verirken başta Avrupa devletleri olmak üzere iktidarlar mültecilik üzerinden insanlık değerlerini pazarlıyor, ayaklar altına alıyorlar" dedi.

Göçer, barış için mücadeleyi yükselteceklerini vurguladı. 

Siyasi parti ve derneklerin destek verdiği açıklama sloganlarla son buldu.

ANTALYA

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya ve Barış Günü'nde Attolos Meydanı'nda basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasını Emek ve Demokrasi Güçleri adına Nurettin Sönmez okudu.

Dünyada ve ülkemizde barışı savunmaya devam edeceklerini söyleyen Sönmez “Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz." dedi.

“Savaşa hayır, barış hemen şimdi” sloganlarının atıldığı açıklama şiir ve müzik dinletisiyle son buldu

DİKİLİ'DE BARIŞ ZİNCİRİ OLUŞTURULDU

Dikili Emek ve Demokrasi Platformu da 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde barış zinciri oluşturdu.

Dikili Atatürk Meydanı’ndan Olaf Palme Barış Meydanı’na barış zinciri ile giden platform adına basın açıklamasını Berna Taşdelen ve Uğur Özcan okudu.

açıklamaya Midilli Belediyesinin eski başkanı Apostolos Komninakos da katılarak, iki yakanın halklarının birbirinin düşmanı olmadığını, ABD emperyalistinin iki halkı birbirine düşman ettiğini anlattı.

"Savaşa hayır, barış hemen şimdi" sloganının atıldığı açıklamada Eğitim Sen Dikili Temsilcisi Zülfali Aras da Yannis Ritos'un "Barış budur işte" şiirini okudu.

AYDIN: BARIŞ İÇİNDE BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ

Aydın Emek ve Demokrasi Platformu da Kent Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasını okuyan Platform Sözcüsü Özgür Özağaç, “Bizler, yayılmacı ve teslimiyetçi bir dış politika izlemeyen, savaşa, işgale ve talana ortak olmayan, demokratik, sosyal hukuk devleti niteliğine sahip, kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun, eşit haklara sahip yurttaşlar olarak yaşayabileceğimiz, ülkemizin ve toplumumuzun bir daha savaş ve şiddeti yaşamaması için öncelikle demokratikleşmeye yönelik çözümlerin benimsendiği, bağımsız, demokratik ve barış içinde bir Türkiye istiyoruz” dedi.

MUĞLA: BARIŞÇIL BİR DÜNYA KURANA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ

Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Sınırsızlık Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.

Basın açıklaması okuyan Emine Dayıoğlu, “Biliyoruz ki, kapitalizm, emperyalizm ve patriyarka var olduğu sürece; savaşsız, sömürüsüz, doğaya ve bütün canlı hayatına saygıyı esas alan bir yaşam yeryüzüne egemen olamayacak. Bizler, işçiler, işsizler,  halklar, kadınlar, gençler, tüm ezilenler; sınıfsız, sömürüsüz, eşitlikçi, özgür, barışçıl bir dünyayı kurana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi. 

MANİSA: BARIŞ MÜCADELESİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Manisa Emek, Demokrasi ve Barış Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.

Manolya Meydanı'nda yapılan açıklamada "Yaşasın halkların kardeşliği", "Yaşasın barış, "Biji aşiti", "Hak hukuk adalet" sloganları atıldı.

Platform adına basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Manisa Şubesi Kadın Sekreteri Ayşe Dubaz Yüksel, "Emperyalistler arası paylaşım savaşları nedeniyle insanlık ve doğa bir kez daha büyük bir kırımla karşı karşıya" dedi.

Yüksel, "Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.  (KAYNAK: Gazete Duvar/ Evrensel/ MA)