Ortaokulda başörtü kız çocuklar için özgürlük mü?
Buna gerçekten inanıyor musunuz sayın başbakan?
Sayın başbakan, aynı üniverstiden mezunuz. Siz başbakan oldunuz, gurur duyuyorum üniversitem adına. Siz akademisyenikten sonra siyaset alanında kariyer yapmayı seçtiniz. Ben, aynı üniversitede kokladığımız ve içselleştirdiğimizi düşündüğüm bilimsel tarafızslık ve özgürlük adına, sizin idealizminize, akademisyen bağımsızlığınıza ve bu konularda bugüne kadar gösterdiğiniz samimiyetinize yürekten güveniyorum.
Bense otuz yılı aşkın bir süredir Türkiye, Ortadoğu, Güney/Güneydoğu Asya, Kuzey Afrika ve tüm dünyadaki, kız ve kadın çocukların insan haklarının geliştirlmesine adadım hayatımı. Bu uğurda çok sevdiğim mesleğimden bile fedakarlık ettim. Allah'ın şanslu kuluyum ki çalışmalarım herşeyden önce bana manevi ödül olan birçok başarıyla, aynı zamanda Türkiye'ye de onur getiren uluslararası ödüllerle kutlandı.
Sizin hükümetiniz geçen hafta yeni bir yönetmelikle ortaokullarda başötüsüne izin tanıdı. Ortaokul seviyesine gelen bir kız çocuğu henüz on yaşında. Siz bunu "çocuklara özgürlük" bağlamında savunuyorsunuz. Yirmi yılı aşkın bir süredir Türkiye'nin her bölgesinde, neredeyse her ilinde, kız çocukların ve kadınların insan hakları için çalışan biri olarak, bir akademisyen olan sizin bu gerçekle hiçbir ilgisi olamayan savunmanız karşısında yüreğim acıdı.
Hepimiz biliyoruz ki AKP hükümetinin "muhafazakarlik demokrasi" ideolojisi en basta, hatta sadece kız çocukları ve kadınları hedef alıyor. Ayrıca, sizin de eleştirdiğiniz gibi, toplumumuzun son on yılda AKP taraftarı ya da AKP muhalifi olarak tarihimizde görülmemiş bir şekilde kutuplaştırıldığı bu ülkede, bırakın kız çocuklarını, sözüm olan bağımsız olması gereken devlet memurlarının eşleri, hatta belediyelere hakları olan yardımı almak için giden şiddete uğrayan kadınlar bile hükümet baskısıyla türban takmak zorunda.
Siz bilmiyorsunuz ki hele Türkiye gibi erkek egemen kültürün kızları ve kadınları günde beş-on katletmekte olduğu, onlarca kızın her yıl namus cinayetine kurban gittiği, binlercesinin istemi dışı zorla evlendirildiği bir ülkede, on yaşındaki bir kız çocuğunun sözüm ona giyim özgürlüğünden bahsetmek, hem o kızlara yapılan işkenceleri desteklemek, hem de onlara karşı yapılan insan hakları ihlallerini tamamen hiçe saymaktır. Kiz çocuklarin haklarının ihlali dinimize göre günahtır.
Eğer ortaokulda başötüsünü "kız çocuklara özgürlük" adına serbest kılacaksaniz, acilen Türkiye'nin utancı olan kız çocuklara yapılan tüm ayrımcılıkların ve insan hakları ihlallerinin engellenmesi konusunda da - uluslararası katıldığımz BM anlaşmaları ve AB hukuku çerçevesinde - yasal, idari ve onleyici önlemler almaniz gerekir.
Sayın Başbakan, hem bu konuda görüşmek, hem de Türkiye'nin utancı olan diğer kız çocuk ve kadının insan hakları ihlallerinin engellenmesi için acilen alınması gereken önlemler konusunda sizi kadın örgütleriyle bir istişareye davet ediyoruz. Türkiye'de konu kız çocuklar ve kadınlar ise, bu konuda istişare yapılması gereken bu konuda aktif olarak çalışan kadın örgütleridir.
AKP hükümetinin ilk yıllarında uygulanan "istişare" geleneği maalesef son yıllarda tamamen yok oldu. Oysa sizin de çok değer verdiğiniz Osmanlı geleneği "istişareyi" vazgeçilemez devlet gelenleklerinden biri saymıştır. Başbakan olarak demokratik ve güçlü bir toplum için elzem olan istişare geleneğini tekrar canlandıracağınıza inanıyorum.
Çağrımıza yanıtınızı bekliyoruz.
* Boğaziçi Üniversitesi, Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği kurucu başkanı