Başkalarını Aklamak...

“Başkalarını Aklamak”. .

Abone Ol

“Başkalarını Aklamak”... Bir süredir sürekli
bu tümceyi düşünüyorum. İnsan neden başkalarını aklar… Başkalarını aklamanın
bedelleri… Başkalarını aklamanın sonuçları… Ve bizler başkalarını akladıkça
kendimizle aramızda yarattığımız o kapkara uçurum…



Başkalarını aklamanın bin bir şekli… “Evet,
yanlış yaptı ama onun içinde bulunduğu durum…” “Evet bana kötülük yaptı ama…”
“Beni aldattı ama….” “Bana iftara etti ama… “ Başkalarının bize yaptıklarını
mazur görebilmek için ürettiğimiz milyonlarca amalar, ama ama ama…



Başkalarının bize yaptıkları tümcesini
sevmiyorum çünkü başkalarının bize hiçbir şey yapamayacağı gerçeğiyle yüzleşmek
pek kolay olmadı. Başkalarının bize yaptığı herşeyden bizim sorumlu olduğumuzu
gerçeğini hazmetmekse epey zaman aldı. 
Başımıza gelen, yaşanan her olayın bizim seçimlerimizin sonucunda
olduğunu da kabul etmek ise yanında pek çok sancıyı da beraberinde getirdi…
Yaşadığım büyük çıkmazların ve sorunların nedeninin kendimi seçmek yerine,
başkalarını akladığım için olduğunu anlamak ise büyük harfler ve gözalıcı
renklerle yeni bir sayfanın başlığına oturuverdi.



Başkalarını aklamak...



Başkalarını aklamanın en kolay yolu kendi
sesimiz yerine onların seslerine kulak vermek… Kendimizin iç sesine karşılık
birbirini izleyen amaları takip etmek… Ama o daha tecrübeli, ama o beni benden
iyi tanıyor, ama onun bana ihtiyacı var, ama ama ama….



Başkalarını aklamak…



İçimizden gelmediği halde başkalarının
isteklerini yerine getirmek… Ama onu anlıyorum ve şimdi onun ihtiyacı var… Ama
ben şimdi bunu yapmazsam onu üzerim… Ama onu sevdiğim için buna katlanabilirim
ama ama ama…



Başkalarını aklamak…



Karşımızdaki kişinin abarttığını, hatta kimi
zaman dürüst olmadığını hissetsek bile görmezden gelmeyi seçmek… Ama şimdi onca
yaşadıklarından sonra abartması normal… Ama o hep abartır o kadarda önemli
değil….  Ama bunu kötülüğünden yapmıyor…
Ama bu abartı onun kişiliği gerçekten kötü niyeti yok ama ama ama…



Başkalarını aklamak…



Karşımızdaki kişi sınırlarımızı ihlal
ettiğinde, karşımızdaki kişi bizden her daim ona hizmet etmemizi beklediğinde,
karşımızdaki kişi bizi yaşamının odağına koyduğunda, karşımızdaki kişi
sorumluluklarını bize devrettiğinde… Ama şimdi zor günler geçiriyor…. Ama
çocuklukta yaşadıkları…  Ama o da büyüyecek…
Ama hiç kimsesi yok… Ama beni çok seviyor… Ama ben onu çok seviyorum… ama ama
ama..



Karşımızdaki kişiyi anlamak, onunla aramızdaki
sınırların kalkması anlamına gelmiyormuş. Karşımızdaki kişiyi anlamak,
kendimizin yerine onu seçmemizi gerektirmiyormuş.



Karşımızdaki kişiyi anlamak, onun sorumluluğunu
almak değilmiş.



Karşımızdaki kişiyi anlamak, onun isteklerini
kendi isteklerimizin önüne koymak anlamına gelmiyormuş…



Kendimiz yerine başkalarını seçtiğimiz her an
aslında “Başkalarını aklayıp” kendimizle aramıza karanlık bir uçurum
yaratıyoruz ve bir gün o akladığımız başkaları bizi o uçurumdan aşağıya
attığında şaşırıp kalıyoruz.  VE bizi o
uçurumdan atma cesaretini ve cüretini onlara bizim verdiğimizi unutuyoruz…



Başkalarını aklamak…