5 Aralık (Kadının Seçme ve Seçilme
hakkını kazandığı gün) geldi ya herkes konuşur artık.. ta ki yarına kadar.
Ondan sonra tam bir sene rahatlar..
Bu yıl 5 Aralık CHP'li eski bir ilçe yöneticisinin nitelikli cinsel saldırı iddiası
gölgesinde kutlandı. Bunu duyan iktidar bütün gücüyle saldırmaya, bu olay
üzerinden "5 Aralık" mesajı vermeye kalktılar.
Bu günün bile hakkını veremediler,
liderler!
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun mesajı;
kadınların siyasette daha çok görünür olmaları ve cinsiyet kotası istemeleri,
AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise; kadının kimsenin malı sayılmasının
kabul edilemeyeceği ve CHP deki taciz davasının tam bir facia örneği olduğuydu.
Senin tacizcin...
Senin tecavüzcün...
Yeter artık, yeterrrr.. Biz kadınları
kendi siyasetinize alet etmenizden bıktık!!!
Sizler; bu ülkenin kadınlarına seçilme
hakkını eşit şekilde kullandırmadınız. Çünkü kadınları ayakbağı olarak gördünüz.
Kadınları kendi sisteminize adapte edememekten çekindiniz. Kadının gücünün
bir gün sizlerden üstün gelmesinden korktunuz.
Ve bilerek, isteyerek kadınları
siyasetten uzak tuttunuz, hepiniz. Seçilen kadınları da yine siz seçtiniz..
Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz her
partide var oldu şimdiye kadar. Yeri geldiğinde bunun bilgileri, belgeleri her genel başkana gönderildi ama sonuç ne oldu?. Her zamanki gibi olaylar
kapatıldı, üstüne şikayet edilen erkekler tekrar seçildi. Vay şikayet eden
kadınların haline.. Erkek egemen yapı bütün gücüyle kadınları ezip geçebildi.
Bu nedenle ben Canan Kaftancıoğlu'nun
halini çok iyi anlıyorum. Onun bir kadın olarak bu olayları sahiplenmesinin
ötesinde, mücadele etmesi çok, çok zor görünüyor bana.
Kadınlar siyasette varolabilmek için
yıllardır 'kota'yı savunuyorlar. Üstelik siyasi partiler ve seçim yasasına
girmesi için de topluca mücadele verdiler. Bunu bile hep kadınlardan beklediniz
ve hala bu argümanı kadınların sırtına yüklüyorsunuz.
EŞİTLİK, sadece kadının sorunu değildir!
Türkiye'de kadın hakları konusunda hiçbir
siyasi partinin söyleyecek sözü yoktur! Bizler hakkımızı hiç kullanamadık ki
elimizden alınsın.. Bu bağlamda siyasi parti liderlerine çağrımdır:
Biz kadınlar, gücümüzün farkındayız.
YA SİZ?