Eski eşi Yalçın Özalpay 'ın satırlı saldırısına uğrayan Ayşe Tuba Arslan, 2019 yılında hayatını kaybetti. “Beni öldürecek” diyerek 23 kez başvuru yapmış olmasına rağmen kızlarının korunmadığı gerekçesiyle Arslan’ın anne ve babası, Adalet, İçişleri ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler bakanlıklarına maddi ve manevi tazminat talebiyle Eskişehir 2. İdare Mahkemesine dava açmıştı.
Mahkemeye savunmalarını gönrderen üç bakanlığın ifadeleri şöyle:
Adalet Bakanlığı: Mahkemelerce ve savcılıklarca yapılan yargısal işlemlerden tatmin olmayan tarafların, bunu idare hukuku ilkeleri içerisinde bir hizmet kusuru telakki ederek Adalet Bakanlığı’na karşı tazminat davası açmaları kabul edilemez. Aksi düşünce, dolaylı olarak mahkemelerin ve savcılıkların yargısal faaliyetlerinin Adalet Bakanlığı’nca denetlenmesini beraberinde getirir ki, Anayasa’da güvence altına alınan mahkemelerin bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkeleri karşısında bu mümkün değildir. Dava konusu olayın gerçekleşmesinde ise bakanlığımıza atfı kabil bir hizmet kusuru bulunmamaktadır. “Benim ölümüm gerçekleşince mi bana yardım edeceksiniz” şeklindeki dilekçe de Eskişehir Adliyesi’ne teslim edilmemiştir.
İçişleri Bakanlığı: Söz konusu olayla ilgili idaremize atfedilecek herhangi bir kusur bulunmamaktadır. Bahse konu olay üçüncü kişinin kasıtlı şekilde gerçekleştirdiği bir eylem sonucu meydana gelmiştir. Bu nedenle bu olayı gerçekleştiren şahsın suç teşkil eden kişisel kusuru nedeniyle adli yargı yerinde sorumlu kişilere karşı dava açılmalıdır. İdaremizin yapılan işlemlerden kusuru olmadığı gerçeği karşısında davacıların tazminat taleplerinin reddi gerekir.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı: 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında koruyucu tedbir alınabiliyor. Öncelikle bu hizmetleri korunan kişinin talep etmesi gerekir. Oysa ki somut olayımızda Ayşe Tuba Arslan’ın bu sayılanlar kapsamında yardım talebi olmamıştır. . Bu aşamada idarenin bir hizmet kusurundan bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı: 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında koruyucu tedbir alınabiliyor. Öncelikle bu hizmetleri korunan kişinin talep etmesi gerekir. Oysa ki somut olayımızda Ayşe Tuba Arslan’ın bu sayılanlar kapsamında yardım talebi olmamıştır. Bu aşamada idarenin bir hizmet kusurundan bahsetmek mümkün olmayacaktır.

SUÇ DUYURUSUNA RAĞMEN CEZASIZLIK GLEENEK HALİNE GLEDİ
Emniyet ve savcılığa yaptığı 23 suç duyurusuna karşın korunamayan ve Yalçın Özalpay’ın saldırısı sonucu hayatını kaybeden Ayşe Tuba Arslan’ın ölümünde ihmali olan devlet görevlilerine yönelik inceleme ve soruşturmaların tümü kapatılmıştı.
Dava sürecinde yaşanan gelişmeler şöyle:
Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), tedbir ve uzaklaştırma kararlarını ihlal ederek Arslan’a yönelik saldırılarını sürdüren fail Yalçın Özalpay hakkında önleyici tedbirleri uygulamayan aile mahkemesi hâkimi hakkında kovuşturmaya gerek olmadığı kararı verdi.
HSK, Tuba Arslan’ın babası Serdar Arslan’a soruşturma sonucuna ilişkin 4 Ocak’ta yazı gönderdi. Dört kez verilen koruma kararına rağmen Ayşe Tuba Arslan’ı koruyamayan emniyet birimleri hakkında yapılan incelemeden, “İhmal yok” sonucu çıktı. Arslan’ın davalarını ve aldırdığı tedbir kararlarını takip etmekle yükümlü olan Eskişehir Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) yetkililerinin de kusurlarının bulunmadığı açıklandı. Polisin ihmal ve kusuru olup olmadığına ilişkin Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı‘nca yürütülen inceleme sonucunda da “Emniyet birimlerinin bir kusuru olmadığı ve soruşturmaya yer olmadığı” sonucuna varıldı.
ELEKTRONİK KELEPÇE BİLE TAKILMADI
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, dosyaların kapatılmasına tepki gösterdi. Önleyici tedbir kararlarının fail tarafından defalarca ihlal edildiğinin altını çizen Çakırözer, şunları dile getirdi: “Ama bu ihlali yapana caydırıcı ve etkili yaptırım uygulanmıyor. Ayşe Tuba her şikâyetinde kendisine şiddet uygulamış bu fail ile uzlaşmaya zorlanıyor. Ayşe Tuba’yı saldırganın merhametine teslim ediyor.”
Çakırözer, Ayşe Tuba cinayetinde kamu görevlilerinin ihmallerini üstünün örtülmesinin doğuracağı sonuçlara da şöyle dikkati çekti: “Cinayeti işleyen katil en ağır cezayı aldı ama bu cinayete göz göre göre göz yuman devlet görevlileri hakkında hiçbir yaptırım uygulanmadı. Ayşe Tuba’yı onunla uzlaşmaya yönlendiren hâkim ve savcıları HSK korudu. Aile Bakanlığı ŞÖNİM uzmanlarını korudu. Emniyet de polisini korudu.”
ÖLDÜKTEN SONRA MI KORUYACAKSINIZ?
Ölümünden sonra Arslan’ın, Eskişehir’de savcılık ve emniyete iki yıl içinde Özalpay hakkında hakaret, tehdit ve basit yaralama iddialarıyla 23 kez suç duyurusunda bulunduğu belirlenmişti. Arslan’ın 23’üncü suç duyurusu dilekçesinde şunların yazıldığı öğrenilmişti:
Defalarca şikâyet etmeme rağmen hiçbir sonuç alamadım, uzaklaştırmam olduğu hâlde. Benim bu Yalçın Özalpay isimli şahısla ilgili başvurmadığım hukuki işlem kalmadı. Bu şahıstan ölüm tehdidi alıyorum. Benim ölümüm gerçekleşince mi bana yardım edeceksiniz? Ben çok mağdurum.
( Mesut Hasan Benli'/ Hürriyet)