Georges Moustaki (1939-2013), 23 Mayıs’ta öldü. Bir süredir şarkı söyleyemiyordu. Fransız şarkı sanatında, besteci, güfte yazarı/şair olarak çok önemli bir yeri vardı. Montand, Piaf, Reggiani, Barbara gibi şarkıcılara güfte yazmış, 1980’lerden itibaren kendisi de söylemeye başlamıştı. Brassens ustanın yetiştirmesiydi. Korfu doğumlu, İtalyan-Rum kırması Yahudi bir ailenin oğluydu, bir Akdenizliydi, dünya vatandaşıydı. ‘Özgürlüğüm’, ‘Yalnızlığım’, ‘Akdeniz’ , ‘Metek’ gibi unutulmaz şarkılar yazdı.
‘Yalnızlığım’dan çok sevdiğim bir dize şöyledir:
Yalnızlığım yanımdayken kendimi hiç yalnız hissetmem…’
Başlığa aldığım Çığlık Şarkı onun şiddet gören kadınlara adadığı şarkının adıdır. Sözlerini çevirdim.
Paylaşıyorum:
"Şarkımı moda olmuş bir melodide sevilen bir şarkıcının tehlike çığlığı olarak duyun lütfen,
Yüksek sesle söylemesem de üç dakika daha bana kulak verin.
Tecavüze uğrayan kadınlardan konuşulduğunda,
Çoğumuz içi boş laflar ediliyor diye düşünür,
Konu tartışılır, herkes hayıflanır sonra gazete kapatılır,
Daha sonra olanları normalmiş gibi görmeye başlarız.
Dün bu kurbanlardan biriyle karşılaştım.
Polise göre sıradan bir olaydı, başkaları ise olanları uydurma bir hikaye gibi dinledi.
Ama ben gözündeki derin acıyı gördüm.
Kan ve sperm kaplı vücudunu yıkadım.
Tecavüzcü gencecik bir erkekti.
İşini, ne sevgi duyarak ne de zevk alarak hızla görmüştü.
Babanın ve kocanın otoritesi,
Düzen kırıcıların aptalca inadı,
Yarattıkları öfkeli çılgınları engellemekte aciz kalıyor.
Aslında, soysuzlar, bluzonlu solcular, afyon çekmişler ve öteki siyahlar dediğimiz insanlar bizim çocuklarımız.
Hayatta kalabilmek için “kaldırımların altındaki plajları”[1]düşlüyorlar.
Eğer yerleşik tüketim düzeninin televizyonuna çıkıp,
Prensin ve sarayın onayıyla bu şarkıyı söylüyorsam,
Nutuk atmak istediğimi düşünmeyin sakın!
Niyetim sizi ikna etmek ya da eğlendirmek de değil.
Hatta havada uçuşmakta olan düşünceleri hatırlatmak da değil derdim,
Sadece şarkıcı mesleğimi icra ederek daha iyi bir bugün talep etmek istiyorum.
Geminin her yanından su aldığını söylüyorum.
Onu tamir etmenin vakti geldi, geçiyor.
Kurban ya da tecavüzcü, ikisi de işin içinde,
Ve eğer bir suçlu varsa, hepimiz mahkum olacağız.