İzmir'in Karabağlar ilçesinde yaşanan çocuk cinsel istismarıyla ilgili Çocukların annesi A.A; olay sırasında 1 ve 3 yaşlarında olan 2012 ve 2013 doğumlu olan kız çocuklarının, cinsel organlarında sürekli kızarıklık farketmesi ve babaları A.O.V'nin cinsel organları okşadığını göstermesi üzerine mahkeme başvurdu.
Çocukların annesi A.A., boşandığı ve hapiste zannettiği eşi A.O.V'yi daha önce uzaklaştırma kararını ihlal ettiği için açılan duruşma için gittiği adliyede karşısında gördü.
Tahliye kararının kendisine tebliğ dahi edilmediğini vurgulayan A.A., “Bu kararın değişmesini istiyorum, cezasını çeksin, yaptıkları yanına kalmasın. Dışarıda olduğu için çok huzursuzum, ben kendi çocuklarımı bir şekilde kurtardığımı düşünüyorum ama dışarıda başka çocuklar da var” dedi.
Geçtimiz günlerde basına yansıyan Yargıtay'ın söz konusu cinsel istismar davasına ilişkin bozma kararının perde arkasını araştıran Bianet'ten Çiçek Tarhanoğlu'nun bildirdiğine göre, İzmir Barosu'nda görev yapan ve Çocuk Hakları Merkezi’nin gönüllü avukatlarından Nilay Öztürk Sakaoğlu da “Yargıtay kararını hatalı buluyorum, yanlış değerlendirmişler. Yerel mahkemenin direneceğini düşünüyorum çünkü oy birliğiyle verilmiş bir karardı” diye konuştu.
Tahliye kararının A.A.’ya tebliğ edilmemesine değinen Öztürk Sakaoğlu “Yargıtay ‘derhal tahliyeye’ karar verdiği için, müvekkil açısından tahliyeyi öğrenme şekli çok şaşırtıcı ve üzücü olmuş” dedi.
A.A., o zaman 1 ve 3 yaşlarında olan iki kız çocuğunun cinsel organlarında sürekli kızarıklık olduğunu farketti. Çocuklar, babalarının cinsel organlarını okşadığını gösterince, A.A. mahkemeye başvurdu.
Mahkemeye sunulan raporlar şöyleydi:
* Çocuk İzlem Merkezi’nde beyanı alınan 2012 doğumlu kız çocuğunun “baban sana ne yaptı” denildiğinde, elini tükürüpleyip cinsel organına götürdüğü saptandı.
* Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Anabilim Dalı Kurulu’nca yapılan muayeneler sonucu düzenlenen Medikolegal Değerlendirme Raporu’nda “mağdurların cinsel davranışlarının çocukluk çağında olabilen cinsel oyunlardan farklı olduğu, erişkin cinsel yaşantısını deneyimleme sonucunda oluşan travmatik cinselleştirme bulgularına rastlandığı” belirtildi.
* İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü raporunda ise çocukların “anüsündeki yırtığın cinsel saldırı sonucu oluşmuş olabileceği gibi kabızlık, hijyen bozukluğu gibi sebeplerle de olabileceği” söylendi. Bu konuda, aradan geçen zaman sebebiyle tıbben ayrım yapılamayacağını belirten Adli Tıp, “çocuğun yaşı ile uyumlu olmayan cinsel içerikli oyunlar oynaması tüm soruşturma dosyası kapsamı ile değerlendirildiğinde çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını düşündürdüğünü” ekledi.
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, A.O.V.’yi oy birliğiyle çocuk istismarı suçundan (TCK 103) cezalandırdı. A.O.V.’ye en üst sınırdan ceza veren mahkeme, ceza indirimi de uygulamadı.
A.O.V. her bir çocuğa cinsel istismardan 15’er yıl hapis cezasına çarptırılarak cezaevine gönderildi.
A.O.V.’nin avukatlarının temyiz başvurusu üzerine, Yargıtay 14. Ceza Dairesi sanığın "derhal" tahliyesine karar verdi ve sanık serbest bırakıldı.
Mustafa Demirdağ Başkanlığı’nda, B. Şahin, M. Sayın, B. Aköz ve H. Arslan adlı üyelerin imzaladığı kararda, sanığın tahliyesi için gösterilen gerekçeler ise şöyle:
* 2013 doğumlu çocuğun hiç ifade vermemesi, 2012 doğumlu çocuğun anlatımının içerikten yoksun olması.
* Dokuz Eylül Üniversitesi ve Adli Tıp raporlarından cinsel istismar olasılığından bahsedildiği ama kesin tanı konulmadığı.
* Sanığın suçlamaları kabul etmemiş olması.
A.A.: Psikolojik destekle ayaktayız
A.A., tahliye kararının kendisine kendisine ya da avukatlarına bildirilmemesine tepkili. Çocuklarını istismar eden, boşandığı kocasını adliyede karşısında görünce şok olduğunu söylüyor. Onu görür görmez koruma kararı çıkartmış.
Çocuklarının ve kendisinin psikolojik destek aldığını söyleyen A.A. “Bu şekilde ayakta duruyoruz” diyor.
A.A. çocuklarının soyadını değiştirmek için mahkemeye başvurduğunu da ekliyor: “Çocuklarımın kimliğinde babalarının soyadı olmasın. Böyle bir insanın babalığa hakkı yok. Çocuklarım için yeni bir kimlik, yeni bir hayat istiyorum.”