Türk şiirinin kilometre taşlarından 'Mavi Gözlü Dev' Nâzım Hikmet, bugün 120 yaşında. Türk Edebiyatı'nın büyük ustası, devrim ve sosyalizmin unutulmaz şairi Nâzım Hikmet’in 120. doğum yılına vardığımız bugünlerde onun hayatını, dizelerini yeniden hatırlamakta fayda var. Peki Nazım Hikmet Ran kimdir, ne zaman öldü ve eserleri ile şiirleri neler? İşte Nazım Hikmet'in hayatı ve unutulmaz sözleri...

Nazım Hikmet, hayatta olsaydı bugün 121. doğum gününü kutlayacaktı. Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan Nazım Hikmet, gelecek nesillere önemli yapıtlar bıraktı. Eserleri gibi sosyalist fikirleriyle de döneme damgasını vuran bir şair oldu.. Nazım Hikmet'in bazı eserleri, unutulmayacak dizeleri birçok kez beste yapıldı. Şiirleri aşırı sağcı politikacılar ve gruplar tarafından bile meydanlarda okundu.  Peki, Nazım Hikmet Ran kimdir? Nazım Hikmet Ran ne zaman  yaşamını yitirdi.

Nazım Hikmet Kimdir?

Nazım Hikmet Kimdir?

Nâzım Hikmet Ran ya da Türkiye'den ayrıldıktan sonraki soyadı ile Nâzım Hikmet Borzecki 15 Ocak 1902 Selanik'te doğdu. 3 Haziran 1963 Moskova'da yaşamını yitirdi. ünlü şairin en önemli vasiyeti cenazenin moskovadan getirilip Türkiye'de bir çınar ağacçının altına gömülmesiydi. Nazım'ın şiirleri 50'den fazla dile çevrildi ve eserleri birçok ödül aldı. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir. Yapıtlarıyla Uluslararası bir üne ulaştı ve halen dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösteriliyor..

Komünist siyasi düşünceleri yüzünden defalarca tutuklandı ve yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirdi; Türkiye'de 11 ayrı davadan yargılanarak İstanbulAnkaraÇankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre hapis yatttı. Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını da kullandı. 1951 yılında Türkiye'den ayrılması sonrasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı; bu karar ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009 tarihinde iptal edildi. 1963 yılında Moskova'da kalp krizi sonucu öldü. Mezarı halen Moskova'dadır. Ancak cenazesi her nedense Moskova'dan getirilip Türkiye'de defnedilemedi. 

Nazım Hikmet Hayatı

Nazım Hikmet Hayatı

Annesi Ayşe Celile Hanım, dilci ve eğitimci de olan Hasan Enver Paşa ile Leyla Hanım'ın kızıdır; piyano çalan, resim yapan, Fransızca bilen bir kadındır. Hasan Enver Paşa Polonya'dan 1848 Ayaklanmaları sırasında Osmanlı İmparatorluğu'na göç eden ve Osmanlı vatandaşı olunca Mustafa Celalettin Paşa adını alan Konstantin Borzecki'nin oğludur. Mustafa Celaleddin Paşa, Osmanlı Ordusu'nda subay olarak görev yapmış ve Türk tarihi üzerine önemli bir eser olan Les Turcs anciens et modernes (Eski ve Yeni Türkler) kitabını yazmıştır. Celile Hanım'ın annesi Leyla Hanım ise Alman kökenli Osmanlı generali Mehmet Ali Paşa'nın, yani Ludwig Karl Friedrich Detroit'in kızıdır. Celile Hanım'ın kız kardeşi Münevver Hanım, şair Oktay Rifat'ın annesidir. Oğlu Nâzım tarafından 'Alman, Polonyalı, Gürcü, Çerkez ve Fransız kökenli' olarak tarif edilen. Nazım Hikmet'in babası Hikmet Nâzım Bey ile annesi Ayşe Celile Hanım 1901 Şubat ayında evlendiler.

Milli Mücadele Dönemi

Milli Mücadele Dönemi

Millî Mücadelenin ilk yılını hasta olarak geçiren Nâzım Hikmet, 19 yaşındayken, 1921 Ocak ayında arkadaşı Vâlâ Nureddin ile Kurtuluş Savaşına katılmak üzere ailesinden habersiz Anadolu'ya geçti. İnebolu'ya vardığında Anadolu halkının, özellikle köylünün çileli yaşayışını yakından gördü. Bu sırada Spartakistlerden Sadık Ahi (Mehmet Eti) adlı bir sosyalistle tanıştı ve ondan yeni fikirler öğrendi. Yedi günlük yaya yolculuk sonrasında Ankara'ya ulaştı. Cepheye gönderilmedi, Tedrisat-ı Taliye Müdürü Kâzım Nâmi'nin (Duru) yardımıyla 14 Haziran 1921'de Bolu Sultanisi kısm-ı iptidai muallimlerine atandı. Burada bir süre öğretmenlik yaptı, çevrenin tutucu olması nedeniyle zorlandı, hatta Milli Mücadeleye karşı padişahı destekleyen kişilerin düşmanlığını kazandı.

Ağustos 1921'de Bolu'dan ayrıldı. Düzce, Akçakoca, Zonguldak ve Trabzon'dan geçerek 30 Eylül'de Batum'a ulaştı. Burada bir süre yaşadı, yolculuğunda kendisine eşlik eden Vâlâ Nureddin'in yanı sıra Batum'da tanıştığı Ahmet Cevat (Emre) ve Şevket Süreyya (Aydemir) ile Temmuz 1922'de Tiflis'ten Moskova'ya gitti.

Moskova Dönemi

Moskova Dönemi

Nâzım Hikmet Temmuz 1922'de Moskova'ya vardığında Ekim Devrimi sonrasında başlamış olan Rus İç Savaşının son ayları yaşanıyordu. Nâzım Türkiye Komünist Partisi üyesi olarak burada Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'nde felsefe, siyasal bilimler ve iktisat dallarından oluşan Marksizm-Leninizm eğitimi aldı. Moskova'da SSCB'nin ilk yıllarına tanık oldu. Rus avangart şiirini inceledi; Bagritski, Mayakovski, Selvinski, İnber, Panov gibi edebiyatçıların eserlerini tanıdı. Rus fütüristleri ve konstrüktivistlerinden esinlendiği bu dönemde klasik biçimden sıyrılarak yeni bir biçim geliştirmeye başladı. 1923 Ocak ayında Mayerhold Tiyatrosunda düzenlenen Uluslararası Sanat Gösterisinde Yeni Sanat başlıklı şiirini okudu. 1924'te yayınlanan ve Türkiye Komünist Partisinin (TKP) kurucularından Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının 28-29 Ocak 1921'de Trabzon açıklarından boğularak katledilmelerini anlatan ilk şiir kitabı 28 Kanunisani Moskova'da sahnelendi.

Ekim Devriminin lideri Lenin'in 24 Ocak 1924 günü ölmesi üzerine Nâzım, Lenin'in mezarında beş dakika nöbet tuttu. Nâzım Hikmet Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'nden mezun olup 1924 Aralık ayında Türkiye Komünist Partisinin ülke içindeki faaliyetlerine katılmak üzere yurda döndü fakat sadece yedi ay kalabildi. Bir yandan babasının çıkardığı Sinema Postası dergisinin teknik işlerine yardım etti, bir yandan da Türkiye Komünist Partisinin legal yayın çalışmalarında görev aldı.

Bunlardan Aydınlık dergisine yazılar ve şiirler yazdı, 21 Ocak 1925 tarihinde yayınlanmaya başlayan Orak-Çekiç gazetesine de yazdı, bu gazeteyi sokaklarda sattı. Polis takibine takılması üzerine gizlice İzmir'e gitti.

1925 Mart ayında çıkan Takrir-i Sükûn Kanunu aracılığıyla liberal, sosyalist her türlü muhalif kuruluşlar ve yayın organları kapatıldı, birçok yazar tutuklandı. Nâzım Hikmet aranmasına rağmen bulunamadı, İstiklal Mahkemesinde gıyaben yargılandı ve 12 Ağustos 1925 tarihinde gizli komünist partisi üyeliğinden 15 yıl kürek mahkumiyetine çarptırıldı. Ay sonunda gizlice İstanbul'a gitti, annesinin yanına uğradı ve bir takaya binerek dönemin TKP lideri Şefik Hüsnü ile birlikte yurt dışına çıkıp TKP'nin 1926 Viyana Konferansına katıldı ve yeniden Moskova'ya gitti.

Nazım Hikmet'in Eserleri

Nazım Hikmet'in Eserleri

Şiir :

  • 835 Satır (1929)

  • Jokond ile Sİ-YA-U (1929)

  • Varan 3 (1930)

  • 1+1=1 (1930)

  • Sesini Kaybeden Şehir (1931)

  • Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932)

  • Gece Gelen Telgraf (1932)

  • Portreler (1935)

  • Taranta-Babu'ya Mektuplar (1935)

  • Simavne Kadısı Oğlu şeyh Bedreddin Destanı (1936)

Tiyatro:

  • Kafatası (1932)

  • Bir Ölü Evi (1932)

  • Unutulan Adam (1935)

Diğer :

  • Şeyh Bedreddin Destanına Zeyl, Millî Gurur (1936)

  • İt Ürür Kervan Yürür (Orhan Selim adıyla fıkralar, 1936)

  • Alman Faşizmi ve Irkçılığı (inceleme, 1936)

  • Sovyet Demokrasisi (inceleme, 1936)

Nazım Hikmet Sözleri

Nazım Hikmet sözleri: Aşka dair en güzel, kısa ve resimli ...

Nazım Hikmet Sözleri

Sorun çözüldü: Atatürk Dizisi, sinema, FoxTV ve YouTube'da yayınlanacak Sorun çözüldü: Atatürk Dizisi, sinema, FoxTV ve YouTube'da yayınlanacak