Dinazorların sürücüleri

  Dinozorlar (örneğin Allosaurus)  ile büyük taşıtlar arasında her zaman sonuç ilişkisi kurmuşumdur. Her ikisi de büyüktür ve her ikisi de ölümcüldür.

Abone Ol


 



Dinozorlar (örneğin Allosaurus)  ile büyük taşıtlar arasında her zaman sonuç ilişkisi kurmuşumdur.



Her ikisi de büyüktür ve her ikisi de ölümcüldür. Kuşkusuz daha küçük boyutlu(Alectrosaurus)  et yiyen kertenkele türleri de benzer zararlar oluşturduğundan, çeşitli büyüklükteki araçları da bu değerlendirmeye almak veya atlamamak gerekir.  Yani “tehlikeli olma” bakış açısından ulaşıma yarayan modellerin, dinozor etkili sürücüleri bu çağda da benzer sonuçları sağlamaktadır.



Türkiye’de Emniyet Genel Müdürlüğünün kayıtlarından anlaşılan, kaza sayısı araba sahipliğinin artmasıyla birlikte artmakta ve yılda bir milyonu aşmaktadır. Ölü sayısı her yıl ortalama 4 bin civarında iken, yaralı sayısı 200 bin olarak belirtilebilir. Kaza yerinde ölen sayısı da 4 binlerde. Yani “hızlı yaşa genç öl” bir slogan olmaktan öteye ülkemizde pratik bir değere sahip görünmektedir.



Değerli okuyucular , “trafik canavarı olma” diye bir zamanlar yollarda gördüğümüz tabelalardaki resimli uyarıda yer alan insan benzeri çizgi tasarım modellerini resmedenlerin de olay anında benzeri bir “suratı”  görmüş olduğunu düşünüyorum ki, bire bir çizebilmişler, tıpkısını ben de görmüştüm.



Bu durumda, Türkiye’de istatistiksel olarak her ay; yaş ve hastalıktan bağımsız ortalama  500 kişi trafik kazasında ölmektedir. Bu rakamlar savaş rakamları gibidir. Bayramlar aylık ortalamayı yükseltmektedir. Ben geçmişte Ankara’ya zorunlu seyahat etmem gereken bir bayram öncesinde tek şeritli yollardan üç geliş ve üç veya dört gidiş yapmaya çalışan araçları büyük bir yolcu arabası içinden korku filmi gibi izlediğimde, “kıyamet böyle bir şey olmalı” diye düşünmüştüm. Yollara savrulan her çeşit araçtan düşen/savrulan veya kenarda oturmuş ne olduğunu anlamaya çalışan “varlıkların” tip değerlendirmesini işin uzmanlarına bırakmak lazım.



Trafik kazaları bildirimlerinde rakamlar dışında, toplumsal ciddi bir sosyo-ekonomik hatta ruh sağlığı analizi de bugüne kadar literatürde görmüş değilim. Kuşkusuz, “doğruyu söyleyip dokuz köyden kovulmamak” içindir. Neticede geçmişte, illere göre kent güvenliği konusunu da kapsayan bir ekip çalışması yüzünden az kaldı bir şehrin gladyatörlerince mahkemelik olacağımı hatırladığımda, “etik bilimsel refleksler” yasal karar alıcılarca ne kadar desteklenecek konusunu da önemsemek gerektiğini biliyorum. Nihai tahlilde, korunabilir veya “yalancı ya da bunak” çıkabilir ve tasfiye olabilirsiniz…



Ayrıca trajik olduğu kadar ironik bir durum da, görevleri trafiği düzenlemek ve trafik güvenliğini sağlamak olan kolluk görevlileri için en büyük riskin, trafik kazaları olmasıdır.İnsanların ağzından emzik gibi duran sigarayı çekmekte başarı sağlayan sayın yetkililerin( bu konuda kendilerini övmek lazım) , trafik konusunda, hangi medeniyet göstergeleri ve yapılabilirlik sağlayacak araçları uygulamaya koyacaklar toplumca beklemekteyiz. Trafik kazalarına karışanların eğitimi, yaşı, cinsiyeti ile ilgili istatistikî kapsamlı veriler bulunmamaktadır. Genelde tahmini değerlendirmeler yapılmaktadır. Ayrıca hangi taraf ve ne derecede kusurlu konusu belirlendiği sırada da ayni istatistikî analizin yapılması önem taşımaktadır. Gözlemlerimize göre eğitim belirleyici bir değişken özelliğigenelde taşımamakta, zorbalık temel davranış biçimi özelliği göstermektedir.



Trafik lambası konulmamış  ancak yere yaya geçidi olduğunu gösteren çizilmiş çizgilerle anlamlandırılmış,  yaya geçitlerinden güvenli geçişi uygulamaya koymayı becerebilirsek, güvenli kent için bir adım atmış oluruz derken diplomatik bir ifadeyle “çok mu hayalî” kaldığımızı merak ediyorum. Eğitimsiz, düşük gelirli ve çok çocuklu toplumların yönetiminin, hükümetlerin sürdürülebilirliğini sağlamada katkısının sınırlı süreler için geçerli olduğunu araştırmalar göstermiştir. Ayrıca, bu toplulukların kaliteli yaşama erişememe kadar diğer bireylerinkini de başta trafik olmak üzere tüketme fonksiyonu yüklendiğini de unutmamak gerekir. Siz ne dersiniz? Mobese uygulamasını kaldıralım, zorbalıkları sabah haberlerinde görsel izlemeyelim,  seçeneğini duymamış olayım.