Etrafımızdaki coğrafyaya şöyle bir bakan, ne görür?
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, şöyle bir manzara görmüş:
" Irak, İran, Suriye, Mısır, Fas, Tunus ve Cezayir tam bir yangın yeri. Her gün canlı bomba, patlamalar yaşanıyor. Bu nasıl bir inanançtır? Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Bir insanı kurtarmış bütün insanlığı kurtarmış gibidir diyen bir inancın sahibi olan bu ülkelerde bu vahşeti nasıl izah edeceğiz? Eğer bu müslümanlıksa ben Müslüman değilim"
Tam o sırada, İran Meclisi, erkeklerin evlat edindikleri kız çocuklarıyla evlenmelerine izin veren tasarıyı kabul etti. İran'da kız çocukları 13 yaşında evlendirilebiliyorlar..
Yine bu ay içinde, Yemen'de zorla evlilik yapan 8 yaşındaki bir kız çocuğu gerdek gecesi kan kaybından öldü.
Avrupa Konseyi Eşitlik Komitesi raportörü, Çeçenistan'daki kadın hakları ile ilgili bir çalışma hazırlıyor, kadınların erişkin bile sayılmadıklarını anlatıyor, kadınların kılık, kıyafet ve her türlü davranışlarından kocaları sorumlu tutuluyor. Yani oralarda, kadın olmak da, erkek olmak da zor! Örnekleri çoğaltabiliriz, Mısır'da, açık, kapalı kadınların, birlikte, kaderlerini korumak için mücadele verdiklerini görüyoruz.
Bütün bu kargaşa içinde, ülkemizin adeta bir vaha içindeymiş gibi, çevresinde yayılan baskı, zulüm, şiddet ortamından hiç etkilenmemesi mümkün mü? Sadece şu ana kadar 500 bine yakın Suriyeli mülteci sınırlarımız içinde yaşıyor, " en gereksinim duydukları şeyler" arasında " silahlar" ı sayıyorlar. Hemen yakınlarda, Mardin'de, artık tarihe gömüldüğünü sandığımız kan davasında, güpe gündüz , bir anne ve çocukları katlediliyor.Her gün haberlerini okumaya alıştığımız, çoğunlukla eski ya da boşanmak istemeyen eşleri tarafından öldürülen ve sayıları hiç azalmayan kadınları unutmuyoruz.
Bir taraftan, Aile Bakanlığı, diğer bakanlıklarla, kadın istihdamını arttırmak için pazarlık yapıyorken, devlet televizyonundan bir "uzman", çalışan kadınların, kocalarının değil, patronlarının emrinde olduklarını iddia ediyor ve evlerinde oturmalarını tavsiye ediyor.
Diğer bir taraftan ise, hükümet yeni demokratikleşme paketinde " açılımlar" vaat ediyor.Kısa bir süre sonra bunun açılım mı, " kapanım" mı olduğunu anlayacağız..
Bu arada aileler panik içinde çocuklarını yollayacak okullar arıyorlar. Benim tanıdığım bir aile, 3 çocuğundan birine Çankaya, diğerine Gölbaşı, sonuncusuna Kırıkkale'de lise bulabildi!
Sizce endişe etmeli miyiz?
CHP Ankara Milletvekili, PM üyesi