Aile Bakanlığı, Diyanet İşlerinin yan kolu gibi! Aile Bakanlığı, Diyanet İşlerinin yan kolu gibi!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muhammed Ali'nin cenaze programını yarıda bırakarak Türkiye'ye dönmesine ilişkin "Perşembe günü cenaze namazını da eda etmiş olmamız hasebiyle, cuma günkü programa kalmaya gerek duymadık" açıklamasını yaptı.


Efsane boksör Muhammed Ali’nin cenazesi için ABD’nin Louisville kentinde bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tüm istekleri reddedilince programını yarıda kesip geri dönmek zorunda kaldı.


Cumhuriyetin haberine göre; Erdoğan Kabe örtüsünün bir parçasını Muhammed Ali'nin tabutun üzerine koymak isteyince “Biz sonra koyarız” yanıtını aldı. Erdoağan'ın bu duruma çok bozulduğu öğrenildi. Öte yandan Erdoğan’ın ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in Kuran okuma isteği geri çevrildi. Bunları üzerine Erdoğan programını yarıda keserek dönme kararı aldı. 


"GEREK DUYMADIK"


ABD dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, dönüş nedenini  "Cuma günkü programın dini bir nitelik arz etmediğini gördük. Hatta o programdan önce defin işleminin olup olmayacağı bile belli değildi. Perşembe günü cenaze namazını da eda etmiş olmamız hasebiyle, cuma günkü programa kalmaya gerek duymadık" sözleriyle açıkladı. 


Programın devamına katılacağı önceden duyurulan, daha sonra programı yarıda keserek Türkiye'ye dönmek zorunda kalan Erdoğan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Bizim buraya gelişimizdeki birinci neden, dini vecibemizi yerine getirmekti. Dini törenden sonra orada yapılacak merasim netleşmemişti. Geldiğimiz ana kadar da bu program net değildi. Buraya ulaştıktan sonda dahi programda çok sık değişiklikler yapıldığını gördük. Siyasi liderlerin katılımına dair bir şeyden de söz edilmedi. Böyle bir şey olsa kalıp ikili temaslarda da bulunma imkânı olabilirdi. Bu da olmadığı için dönmenin daha isabetli olacağını düşündük. “Ülkemiz hassas bir dönem içerisinde, orada fazlasıyla yapılacak işlerimiz var” diyerek, cumayı beklemeden dönmeyi tercih ettik" dedi.


KILIÇDAROĞLU'NA MERMİLİ SALDIRIYI TASVİP ETMEDİ


Hürriyet'in haberine göre Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun şehit cenazesinde ‘mermi’li saldırıya uğramasıyla ilgili “Yapılanı tasvip etmek mümkün değil. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, toplum size tepki verir” dedi. 


Erdoğan’ın bu konuda şunlaır söyledi:


Bir siyasi partinin eş genel başkanı ‘Kendi savunmamızı kendimiz yaparız’ demiş ve daha sonra da bu hendek olayları meydana gelmişti. Şimdi bir benzer açıklamayı ana muhalefet partisi genel başkanından duyduk. Bir şehit cenazesindeki mermi atma olayı sonrasında, “Polise güvenmiyoruz, kendi güvenliğimizi kendimiz sağlayacağız” dedi. Sanki Türkiye’de yeni bir faza geçiliyor gibi. Türkiye’de bazı siyasi partilerin terör örgütleriyle aleni yakın görüntü vermesi bir Cumhurbaşkanı olarak sizi rahatsız ediyordur sanıyorum?
Rahatsız etmemesi mümkün değil. Fakat bu zat biliyorsunuz bu safhaya gelmeden önce de, benzer açıklamaları yapmak suretiyle, terör örgütünün arkasında olduğu siyasi partiyle adeta eş hareket eder duruma girmişti. Eş hareket eder duruma girmesinden sonra, birçok yerde bazı eylemlerin olması bana göre bir başlangıç değil, bir sonuçtur, bir neticedir. Fatih’teki olay, bana gelen bilgilere göre, şehitlerimizin oradaki yakınlarının tavrı. Tabii ki gönlümüz böyle bir şeyi her halükârda arzu etmez, istemez. Keşke öyle bir şey olmamış olsaydı. Keşke yani orada böyle bir boş kovanın konması yaşanmasaydı. Yapılanı tasvip etmek mümkün değil. Fakat tabii ki siyasetçi de, nerede ne konuşacağını gayet iyi bilmeli. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Etki-tepki meselesi var. Yani siz, hele hele böyle şehitlerimizin arka arkaya geldiği bir dönemde, toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, bu toplum size tepki verir. Toplumu tahrik etmemek lazım. Siyasilere düşen de budur. Fakat orada, bir gün önce yapılan açıklamalar, şehit yakınlarını tahrik etmiş olmalı. 






‘CEZAEVİNDE ZİYARET’ PROVOKE EDİLDİ


Televizyondaki açıklamaları ben de dinledim. ‘Biz PKK’lı mahkûmları da ziyaret ederiz, DHKP-C’li mahkûmları da ziyaret ederiz’den kastedilenin, cezaevleri ile ilgili insan hakları komisyonu üyelerinin ziyareti olduğu iyi belirtilse, ifade yumuşatılmış olurdu. Ama parti olarak ziyaret ederiz ifadesini kullandığınız zaman olay tamamen provoke edildi. İfade provoke edildi. Mesela yardımcısı onu çeviriyor. Yani bu, o gece o yayını yapan TV’de de dinlendi. Daha sonra diğer TV’ler de aynen alıntı yapmak suretiyle bunu yayınlamış oldular. Burada, ana muhalefette istikametini kaybeden bir siyaset anlayışı olduğunu görüyoruz. Bu, tabii ki iyi bir gelişme değil. Temenni ederim ki toparlanırlar.


"BEN BE PUTİN..."


Habertürk'ün haberine göre Erdoğan, uçakta sorulan "Rusya ile ilişkilerde yeni bir gelişme söz konusu mu?" sorusuna da şöyle yanıtladı: 


Benim üzüldüğüm konulardan biri de Rusya’nın Suriye’deki görüntüsüdür. Türkiye-Rusya ilişkileri bizim iktidarımızda en güçlü dönemini yaşadı. Ama ilişkiler, malum olaydan sonra neredeyse kopma noktasına geldi. “Koptu” demek istemiyorum, çünkü ben ikili ilişkilerin halen toparlanacağı ümidini taşıyorum. Çünkü ben ve Putin, ikili ilişkileri gerçekten çok ileri bir noktaya taşı- mıştık. Böylesine güçlü olan ilişkilerin bugünkü duruma gelmesi üzücü. Temenni ederim ki ilişkilerimiz kısa zamanda toparlanır, yine o eski günlerimize çok daha güçlü bir şekilde döneriz.