Sivil Toplum

EŞİK'ten Meclis'e çağrı: İstanbul Sözleşmesi'ni unutmayın, gereğini yapın

EŞİK'ten Meclis'e çağrı: İstanbul Sözleşmesi'ni unutmayın, gereğini yapın

Abone Ol
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TBMM’de oy birliğiyle kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden hukuku ve Meclis’i yok sayan bir kararla çıkma girişiminin ardından hem Sözleşme kararının geri alınması hem de kazanılmış diğer kadın haklarının korunması amacıyla milletvekillerin birebir ve yakın izlemeye alan Eşitlik İçin Kadın Platformu-EŞİK, TBMM İzleme Raporu'nun sekizincisini yayınladı. 
TBMM'nin 16 Nisan-15 Mayıs 2021 tarihlerini kapsayan raporunda EŞİK, 1 Temmuz'da tamamen yürürlükten kalkması gündemde olan  İstanbul Sözleşmesi'ni unutmaya mı başladığına dikkati çekti. 






Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanı’nın bir gece yarısı yayınladığı bir kararla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme girişiminin şokunu atlatmış görüntü sergilediği, son bir ayda Meclis’te kadına karşı şiddet, kadın cinayetleri ve İstanbul Sözleşmesi sözcükleri her zamankinden az duyulduğu, hiç genel görüşme istenmediği, kanun teklifi verilmediği ifade edilen EŞİK'in raporunda, Meclis genel kurullarında sadece 16 milletvekilinin içinde kadın ya da İstanbul Sözleşmesi geçen konuşmalar yaptğı,7 grup toplantısından sadece 1’inde İstanbul Sözleşmesi'ne değindiği vurgulandı.


Raporda  EŞİK olarak, bu durumu kabul etmedikleri  ifade  edilen raporda: şu ifadelere yer verildi:


"En azından muhalefet partilerinin biraraya gelerek, İstanbul Sözleşmesi’ni onaylamış olan TBMM’nin iradesine sahip çıkması talebimizi yineliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni oy birliğiyle kabul eden TBMM’nin, tek adam kararının geri alınması, Sözleşme’nin 1 Temmuz’dan sonra da yürürlükte kalması ve etkin uygulanması için daha çok çaba harcamasını bekliyoruz.


Bu hukuksuz kararla 6284 Sayılı Şiddetten Koruma Yasası’nın da kaldırılmasını, nafaka hakkının kısıtlanmasını, hatta Medeni Yasa’nın da gözden geçirilmesini, çocuklara istismara af getirilmesini isteyenlere cesaret verilmesini kabul etmiyoruz. 


Karardan sonra kadına yönelik şiddetin artış göstermesi, koruma önlemlerinde ise gerilemeler yaşanması göz önüne alındığında, kadınların kazanılmış haklarının ne kadar hayati olduğunu tüm siyasilerin görmesi gerekiyor.


İstanbul Sözleşmesi kararından sonra bir sabah Samsun’da bir kadının (Ayşe Canikli), işine giderken evinin önünde, hakkında uzaklaştırma kararı olan bir erkek tarafından katledildiğini Meclis’te dile getiren CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu’nun dediği gibi, biz de Ayşe ve katledilen, şiddet ve istismara maruz kalan tüm kadınlar adına soruyoruz: İstanbul Sözleşmesi’ni yırtıp atarken vicdanınızı da mı çöpe attınız? Ayşe’nin canına kıyanlar, onu yaşatmayanlar aslında İstanbul Sözleşmesi’ni yaşatmayanlardır!






KAÇINCI KOMİSYONA HAVALE?


Kadına karşı şiddeti önleme amaçlı İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış girişimini unutturmaya çalışırcasına konu TBMM’de kurulan bir komisyona “havale edildi.” 9 Mart 2021 tarihinde “Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi” amacıyla kurulan araştırma komisyonunun, bu isim ve amaçla kurulan kaçıncı komisyon olduğunu artık biz de sayamıyoruz! EŞİK olarak yayınladığımız basın açıklamasında da belirttiğimiz gibi, şiddetin nedenlerini de çözüm yollarını da yeniden keşfediyor gibi yapmanın hiçbir gereği yok. Önceki komisyonların raporlarını açıp okumak; halen yürürlükte olan yasaları ve genelgeleri uygulamak yeterli. (https://esikplatform.net/bu-kacinci-komisyon/)


Öte yandan, Anayasa 90. Madde kapsamında olan, yasa ile onaylanan bir sözleşmeden tek kişinin kararı ile hukuk dışı çıkışın ardından kurulan İnsan Hakları Eylem Kurulu, ülkenin içine sürüklendiği hukuksuzluğu bir kez daha sergilemiş oldu: Resmi Gazete’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile açıklanan “İnsan Hakları Eylem Planı” çerçevesinde, Cumhurbaşkanı tarafından bir “İnsan Hakları Eylem Planı İzleme ve Değerlendirme Kurulu” oluşturuldu ve başkanlığına da Cumhurbaşkanlığı tarafından Cumhurbaşkanı getirildi. Bu anlaşılması zor cümlenin ortaya koyduğu gerçek şu: Cumhurbaşkanı, içeriğini ve üyelerini kendisinin belirlediği kurula kendisini başkan olarak atadı. Bir tek kadın üyenin bile olmadığı bu kurulun, toplumun yarısını oluşturan kadınların insan haklarını kullanıp kullanamadığını izlemesi ve değerlendirmesini beklemek için hiçbir neden bulamıyoruz.


Kaldı ki Sözleşmeden çıkış kararı ile açılan kadınsız kurullar, kadınsız atamalar döneminde, kabinedeki kadın bakan sayısı da 1’e indirildi ve aile ile sınırlandırılmış oldu. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in de işaret ettiği gibi  “AKP kadın bakanları aileye sıkıştırdı. Yani Ticaret Bakanlığı yapıyorlardı, Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanlığı yapıyorlardı; bu bakanlıklar erkeklere emanet edildi.”






11 MAYIS  SÖZLEŞMENİN YILDÖNÜMÜ


11 Mayıs 2021 İstanbul Sözleşmesi’nin 10. Yıldönümü idi.


İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından imzalanmasının 10. yıldönümü olan 11 Mayıs’ta Türkiye ve dünyadan binlerce kadın Sözleşme’ye hep bir ağızdan sahip çıkarken ve Sözleşme’den vazgeçmeyeceğini haykırırken, Meclis’in bu ayki performansı çok zayıftı. 


Haklarımıza ve hayatlarımıza bu kadar kastedilirken, İstanbul Sözleşmesi’nin bu kadar kolay unutuluyor olmasına itiraz ediyoruz.


Bu itirazı yaratan, aşağıdaki rakamlar…


16 Nisan-15 Mayıs 2021 arasında Meclis’te:
  • Genel kurullarda sadece 17 milletvekili, içinde kadın ya da İstanbul sözleşmesi geçen konuşmalar yaptı
  • 7 grup toplantısından sadece 1’inde kadınlar ve İstanbul Sözleşmesi anıldı
  • 84 Meclis araştırma önergesinin sadece 2’sinde ‘kadın yoksulluğu ve şüpheli kadın ölümleri’ vardı
  • 476 soru önergesinden sadece 10’u kadınlarla ilgiliydi 
  • 80 basın toplantısından sadece 6’sında kadının adı geçti 
  • 8’inci TBMM İzleme Raporumuzun ayrıntıları ise şöyle:


7 GRUP TOPLANTISINDAN SADECE 1’İNDE KADINLAR VE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ANILDI


27 Nisan’da partisinin grup toplantısında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İstanbul Sözleşmesi kararından sonra bir ayda en az 29 kadının, erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdiğini, yüzlercesinin de şiddete maruz bırakıldığını belirterek, bu yılın ilk üç ayında 88 kadının, erkekler tarafından katledildiğini söyledi. Buldan, partisinin il ve ilçe binalarına asılan, 88 kadının ismini içeren pankartların bile engellendiğini hatırlatarak,  “Sokaklarda kadınlara şiddet uygulayan, kadınları katleden erkeklerin peşine düşmesi gereken iktidarın kurumları, pankart avcılığı yürütmektedir. Pankartları yasaklayarak erkek şiddetinin, kadın kıyımının üzerini örtemeyecekler. Kadınlar buna izin vermeyecek. Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmedi ve bu sözleşme uygulanana kadar da kadınlar bıkmadan usanmadan mücadeleye devam edecektir” dedi.






84 MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN SADECE 2’SİNDE ‘KADIN YOKSULLUĞU VE SÜPHELİ KADIN ÖLÜMLERİ’ VARDI
19 Nisan’da HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun ve 20 milletvekili, şüpheli kadın ölümlerinin ve kadına yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasını istedi.


20 Nisan’da HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran ve 19 milletvekili, kadın yoksulluğunun sebeplerinin araştırılarak cinsiyet eşitlikçi istihdam politikaları oluşturulması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasını istedi.




476 SORU ÖNERGESİNDEN SADECE 10’U KADINLARLA İLGİLİYDİ


19 Nisan’da HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, 5 Nisan 2021 tarihinde Diyarbakır’da bazı kadın derneklerinin üyelerine yönelik gözaltı işlemlerini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordu.


21 Nisan’da CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu, 6284 sayılı Kanun yürürlüğe girdiği tarihten bu yana Türkiye geneli ve Samsun ili özelinde koruma tedbiri uygulamalarına ve tedbire rağmen hayatını kaybeden kadınlara ilişkin verileri Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e sordu.


21 Nisan’da CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, pandemi sürecinde küçük çocuğu bulunan kadın çalışanlar ile engelli çalışanların idari izinli sayılmalarına ilişkin durumu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sordu.


22 Nisan’da HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü, Şanlıurfa’da bulunan kadın doğum hastanesinin yetersizliğine ilişkin sorularını Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya sordu.


22 Nisan’da CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, 2015-2021 yılları arasında çocuk ve kadınlara karşı işlenen şiddet, taciz ve istismar suçlarına dair verileri Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e sordu.


26 Nisan’da HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Aydın’da iki kadının aldığı mali yardımların, eşlerinin cezaevinde olması gerekçesiyle kesilmesini Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a sordu.


27 Nisan’da HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan Tarsus Kadın Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’nda bazı kadınların yaşadığı hak ihlallerini, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na sordu.


28 Nisan’da CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer, açıklanan kadın cinayetleri verilerine ilişkin sorularını, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordu.


29 Nisan’da CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün cevaplaması için, İzmir ve Gebze Kadın Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’nda kalan tutuklu ve hükümlülerle ilgili bazı verileri  içeren iki ayrı soru önergesi verdi.


80 BASIN TOPLANTISINDAN SADECE 6’SINDA KADININ ADI GEÇTİ


21 Nisan’da CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma sürecinin resmi olarak başlatılmasının, Türkiye’nin, evrensel temel insan haklarından ve AB üyelik sürecinden tamamen kopması bakımından çok büyük bir gerileme olduğunu söyledi.


21 Nisan’da HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, 2020’de 300, 2021’in ilk üç ayında ise 88 kadının öldürüldüğünü belirterek, “İktidar İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini ilan ederek aslında kadınların öldürülmesine göz yumuyor, failleri cezasız bırakıyor ve kadın cinayetlerine karşı tutumunun kadından yana değil erkek egemen sistemden, erkeklikten yana olduğunu bir kez daha bütün dünyaya ilan etmiş oluyor. Kadınlar savcılıklara başvuruyor, aile mahkemelerine başvuruyor, uzaklaştırma ve koruma kararı aldırıyordu eskiden. Buna rağmen öldürülmekten kurtulamıyordu. Şimdi İstanbul Sözleşmesi’nden çekildim dedikten sonra karakollar ifade bile almıyor, eve gönderiyor ve koruma kararları alınamıyor. Sığınaklara kadınlar alınamıyor ve kadınların yaşam hakkı yok sayılıyor” diye konuştu.


22 Nisan’da HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, HDP’li bir grup milletvekiliyle Meclis’te düzenlediği basın toplantısında kadınların yaşadığı sorunlara değindi. İzmir ve Aydın’da sosyal güvencesi olmayan ve farklı sektörlerde çalışan kadınlarla görüştüklerini belirten Başaran, kadın müzisyenlerin şiddete, tacize ve mobbinge maruz kaldığını, hükümetin bu sektörde çalışan kadınlara yönelik tedbirler alması gerektiğini söyledi. Başaran, kadınların sadece müzik değil, tekstil ve diğer sektörlerde de merdiven altlarındaki atölyelerde ve düşük ücretlerle çalıştırıldığını ifade etti.


27 Nisan’da TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Bir avuç zenginin değil yoksulların, patronların değil emekçilerin sözünü söylemek için buradayız. Kadınların, gençlerin, LGBTİ+’ların, doğasına, toprağına deresine sahip çıkanların, adalet, barış, hak ve özgürlükler mücadelesi verenlerin sesini yükseltmek için mücadele ediyoruz” diye konuştu.


28 Nisan’da HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, İstanbul Sözleşmesi kararından sonra kadınların yaşadıklarına ve siyasetçilerin açıklamalarına ilişkin raporu açıkladı ve “İstanbul Sözleşmesi’nden de haklarımızdan da vazgeçmiyoruz” dedi.


28 Nisan’da CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, kadına yönelik şiddetin nedenlerinin belirlenmesi için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’nun, iktidarın, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma utancını maskelemek üzere kurulduğunu savundu.


TBMM GENEL KURULLARINDA KADIN: 


2021’in ilk üç ayında 88 kadın erkekler tarafından katledildi, İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıranlar bu cinayetlerden sorumludur!


20 Nisan: 


HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözgü, Türkiye ağır bir ekonomik kriz ve salgın kriziyle mücadele ederken HDP Kadın Meclisi olarak “kadınlar için adalet” kampanyası çerçevesinde “kadın yoksulluğuna hayır” buluşmaları gerçekleştirmek için Ege Bölgesi’nde olduklarını söyleyerek, şunları anlattı: “İzmir ve Aydın’da kadın buluşmaları yaptık; sokak satıcısı, midye dolma, tandır ekmeği yapan, evlerde parça başı iş alan, ev işçisi olan, 40  yıldır aynı yerde hasır şemsiye üreten, tarlada, o sıcakta, iki büklüm çilek toplayan kadınlarla buluştuk. Kadın yoksulluğunun derinliğine herkes gözlerini dikmeli.”


İyi Parti Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli, kadınların çalışma hayatına girmesi ve kadın emeğinin hakkıyla ücretlendirilmesinin öncelikli meselelerden biri olması gerektiğini belirtti. Avrupa Birliği ülkelerinde kadın istihdamı yüzde 60 iken Türkiye’de yüzde 20’lerde kaldığını; her 3 kadından 2’sinin işsiz olduğunu ekledi.


CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, her krizde olduğu gibi bu krizde de kabağın kadınların başına patladığını belirterek, “Bunun sebeplerini bu kürsüden defalarca anlattık ama dinleyen yok, dinlese de anlayan yok. İşsizlik, yoksulluk, giderek ağırlaşan yaşam koşulları, çalışabilenlerin kafasında Demokles’in kılıcı gibi sallanan kod 29 ahlaksızlığı bu ülkenin emekçilerini içinden çıkılmaz bir buhrana sürüklemiş durumda” dedi.


AKP Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kadının sosyal hayattaki rolünün güçlendirilmesi için tarihî nitelikte adımlar attıklarını ileri sürdü.


HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, bu yılın ilk üç ayında 88 kadının erkekler tarafından katledildiğini söyledi. Bunun bir kırım olduğunu; İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıranların bu cinayetlerden sorumlu olduğunu ifade etti.


21 Nisan:


 CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, Cumhurbaşkanlığı kararıyla bazı meslek sahipleriyle 10 yaşın altında çocuğu olan kadın personelin de idari izinli sayılacağının açıklandığını ancak bazı kurumlarda bu kapsamda olan emekçilere izin verilmediğini dile getirdi.


[18:21, 18.05.2021] Berrin Sönmez: yukarıdaki metinde şu sısımda fazla ve yi çıkarmışım. aşağıya yapıştırıyorum o bölmümü:
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan, iktidarın kadın girişimcilerle kurulan kooperatifler arasında ayrımcılık yaptığını belirterek, “Tarımsal kadın kooperatiflerine birkaç yıldır hibe desteği veren Ticaret Bakanlığı bu yıl 149 kadın kooperatifine 150 bin liraya kadar hibe desteği kararı aldı. Ancak bu yardımlarda partizanlık yaptı. Hibe desteği için başvuran Yalova’da, Altınbelde, Altınova Beldeleri Kadın Girişim Kooperatifi ve Çınarcık Hanımelleri Kadın Girişimci Üretim ve İşletme Kooperatifleri iki kez başvurmasına karşın destek alamadılar. Kağıt üzerinde kurulan kooperatiflere destek veren AKP, gerçek üreticiye sırtını çevirdi” dedi.CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, şunları söyledi: “Şunu hatırlatalım özellikle AKP’li kadın siyasetçilere: AKP İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye devam ediyor. O mantık, kadın bakan sayısını 2’den 1’e indirdi ve AKP kadın bakanları aileye sıkıştırdı. Yani Ticaret Bakanlığı yapıyorlardı, Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanlığı yapıyorlardı; bu bakanlıklar erkeklere emanet edildi.”


AKP Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ‘kadınlarımız’ deyince CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal o ifadenin yanlış olduğunu söyledi. Turan buna “Siz niye bakan olmuyorsunuz, niye grup başkanvekili olmuyorsunuz, CHP’nin tüm grup başkanvekilleri erkek, Meclis Başkan Vekili erkek; önce aynaya bakın” diye cevap verdi. Ardından kadına değerin bakan sayısıyla ölçülemeyeceğini söyledi. Turan ve Özel arasında bir süre daha devam eden tartışma Özel’in şu sözleriyle sonlandı: “Burada kadın grup başkanvekilleriyle övünecek grup HDP’dir; parti de İyi Parti’dir, onların Genel Başkanı kadındır.” 


HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, pandemide müzisyen kadınların ekonomik sorunlarına; tekstilde işverenin keyfi kararlarına göre parça başı iş alan kadınların yaşadıklarına; çiçekçilik, müzisyenlik, seyyar satıcılıkla geçinmeye çalışan Roman kadınlar ve hasır şemsiye yapan, çilek tarlasında çalışan kadın emekçilerin pandemide tamamen yoksullaşıp işsiz kalmalarına değinen bir konuşma yaptı.


HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, HDP’nin “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diyerek yaşam hakkını tüm Türkiye’de savunan kadınların sesini çoğaltmak için var olduğunu söyledi ve “Kendini imtiyazlı sayanların, cinayetleri de örtbas ettiği sisteme karşı Gülistan Doku’nun, Mısra Öz’ün, Nadira Kadirova’nın ailesinin yürüttüğü adalet mücadelesine omuz verenlerin partisidir HDP” dedi.


23 Nisan:


HDP İstanbul Milletvekili Saruhan Oluç, cinsiyetçi olan bu otoriter sistemin   -kadın kimliği ve iradesiyle- kadınların varlığını kabul etmediğini ve dışladığını belirtti. Örneğin, kadınların çok önemli bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi’nin tek kişinin bir gece yarısı kararıyla feshedebildiğini, milyonlarca kadın adına bir erkeğin karar verebildiğini söyledi. Sözleşmenin Meclis’te kabul edildiğini, dolayısıyla bu adımın Meclis iradesine de karşı bir adım olduğunu ekledi.


TİP Genel Başkanı Erkan Baş, yüzlerce çocuğun annesi gözleri önünde öldürülürken İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmaya çalışılmasını eleştirerek, “Egemenliğimizi bir gün daha saraya ve onun at hırsızı, dolar hırsızı, insan kaçakçısı, kadın düşmanı, işçi düşmanı kadrolarına bırakmaya tahammülümüz yok“ diye konuştu.


28 Nisan:


AKP Sivas Milletvekili Semiha Ekinci, Sivas’ta son on yılda kadın okuryazar oranının yüzde 77’den yüzde 91’e yükseldiğini, Cumhuriyet Üniversitesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinin hizmete başladığını söyledi.


CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu, o sabah Samsun’da bir kadın cinayeti daha yaşandığını, Ayşe Canikli’nin hakkında uzaklaştırma kararı alınan bir kişi tarafından evinin önünde katledildiğini belirterek, “Şimdi Ayşe ve katledilen, şiddet ve istismara maruz kalan tüm kadınlar adına soruyorum: İstanbul Sözleşmesi’ni yırtıp atarken vicdanınızı da mı çöpe attınız? Ayşe’nin canına kıyanlar, onu yaşatmayanlar aslında İstanbul Sözleşmesi’ni yaşatmayanlardır” dedi.


CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, Türkiye’de emekçiler bir kere mağdursa kadın emekçilerin en az iki kere mağdur edildiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 18’inci maddesine göre sigortalı kadın işçilere doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün prim ödemiş olması koşuluyla analık istirahati süresince analık ödeneği ya da halk arasındaki tabirle doğum yardımı yapılmaktadır. 2020 yılı mart ayından bu yana olan kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulamaları nedeniyle birçok kadın işçi çalışamamakta ve bu kadın işçilerin sigorta primleri yatırılmamaktadır. Bu nedenle birçoğu son bir yılda doksan gün prim koşulunu karşılayamamaktadırlar. Biz insanların kaç çocuk sahibi olacağını belirlemeyi kendilerinde hak sayanların önce emekçi kadınların hakkını, olanı vermelerini bekliyoruz.”


HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde profil resminde ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ görseli olan kadın öğrencinin, Nurullah Arvas adlı akademisyen tarafından dersten atıldığını hatırlatarak, “Sarayın kadın düşmanlığı; üniversitelerde, fabrikalarda, sokaklarda kendini yaşatmaya devam ediyor. Dersten kadınları atan hocalar da fabrikada kadın işçilere şiddet uygulayan işverenler de sokakta kadınları katleden erkekler de bu gücü, bu cüreti sizden alıyor. Biz kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nden kadınların fikri alınmadan hatta haberi bile olmadan çekilenlere karşı her alanda İstanbul Sözleşmesi yaşatır demeye ve tüm kazanımlarımızı sahiplenmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.


Son yıllarda giderek artan bir şekilde, kadınların kazanılmış haklarını geri götürmeye yönelik çok ciddi tehlike ve tehditler ile karşı karşıyayız.


EŞİK- Eşitlik İçin Kadın Platformu, kadınların nafaka hakkına saldırı, çocuk istismarcılarına yönelik af talepleri ve şimdi de İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasının çekilmesi başta olmak üzere pek çok alandaki kazanılmış haklarımızı korumak amacıyla oluşturduğumuz bir platformdur. Uzun süredir bu alanlarda mücadele veren 310’u aşkın kadın ve LGBTİ+ örgütünden oluşan platformumuz, 150’ye yakın sivil toplum örgütü, meslek odası ve sendika tarafından desteklenmektedir.


İçinde yaşadığımız bu tarihi dönemde ortak kazanımlarımızı korumak ve sözümüzü hep birlikte güçlü bir şekilde dile getirmek amacıyla herkesi ve her kurumu bizimle birlikte bu saldırılara karşı ortak mücadele etmeye davet ediyoruz. (KAZETE Haber Merkezi)