Ankara’nın gündemi bahar serinliğine karşın sıcaklığını koruyor. Başkent, gelecek yıllara ışık tutacak seçimlerinden birini daha geride bıraktı. Evrensel hukuk değerlerine en çok gereksinim duyduğumuz bu günlerde çiçeği burnunda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nu yazmak vazgeçilmezim oldu.
Onun yaşam yolculuğu ‘K’ harfiyle başlıyor sanki. Kızıltoprak, Kadıköy, Kayseri. Belki de ‘K’ ile başlayan yaşam yolculuğunda kaderin cilvesi onu annesiz bırakıyor. Dedesi Bilim insanı, önemli bir siyaset adamı Prof. Dr.Turhan Feyzioğlu ve anneannesi Leyla Hanım torununu nüfusuna alıyor.
Metin Bey, bu olayı gazeteci Faruk Bildirici’ye şöyle anlatıyor:
“Annem Saide 19 yaşındayken beni doğurduktan iki saat sonra ölmüş. Beni İstanbul’dan Ankara’ya getirmişler. Dedem Turhan Feyzioğlu ve anneannem Leyla’nın yanında büyüdüm. Bunu 7-8 yaşında öğrendim ama ikisine de hep anne baba dedim. Feyzioğlu soyadını almaya ben karar vermedim. Babam ben doğduğumda almış. Asıl babamı on yaşındayken tanıdım. Tüccardı, 55 yaşında o da öldü. Çok da sevdim tanıdığımda. Ayrı yaşasanız, birbirinizi hiç görmeseniz bile kan çekiyor. Annemin ölümünden sonra evlenmiş, iki kardeşim var aslan gibi. Annem ölmese ve dedemler beni yanlarına almasa bambaşka bir hayat sürecektim. Kader bu. Onun yerine zamanın önemli politikacı ve devlet adamlarından birinin evinde büyüdüm. Dede olarak bayramdan bayrama görecekken her akşam sofrasında oturdum. Evde hukuk, politika, ülke meseleleri konuşulur; insanların gazetelerde gördüğü isimler eve gider gelirdi. Evde üç kişi, sekiz kişilik yemek masasının yarısını kullanırdık. Örtü yarısına kadar serilir, öbür yarısında daktilo ve kitaplar dururdu. Salonda tavana kadar dev bir kütüphane içerde de iki kitap odası vardı.”
Bir yaz çocuğu Metin Feyzioğlu, 7 Temmuz 1969’da Kadıköy’ün Kızıltoprak semtinde doğar. Ankara’da büyür. 1986 TED Ankara Koleji’ni, 1990 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirir. 1996 yılında mezun olduğu fakülteye Ceza Hukuku alanında yardımcı doçent olarak atanır. Columbia Üniversitesi'nde Hukuk İngilizcesi sertifikasını alır ve 2000 yılında Doçent, 2005 yılında Profesör olur. 2007 yılında hem Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı hem de ülkenin en genç dekanı unvanı alır. Bu görevi bir yıl sürdürür. 1991 yılından beri kayıtlı olduğu Ankara Barosu'nun, 10 Ekim 2010 tarihinde başkanlığına seçildi.
‘BİRLİKTE BAŞARDIK, BAŞARACAĞIZ.’
İşte önemsediğim köklerine bağlı, yurdun sesine kulak veren, toprağından kopmayan, akılcı, dinamik, çağdaş bir portre.
Bu güçlü portreyle üç yıl önce tanıştım. Bu tanışıklık üç yıl önce medya satırlarından çıkıp yüz yüze ve mutlak bir dostluğa dönüştü. Biliyorum ki gelecek hep birlikte avuçlarımızın içinde kurgulanacak dostluğumuz toplumsal çalışmalarla evrenselleşecektir.
Bu birlikteliğin ilk adımlarını ‘Gelincik Projesi’ ile attık. Gelincik Projesinin gönüllü elçilerinden biriyim.
Mutlu bir aile babası olan Feyzioğlu, kadınlarla çevrili bir ortamda iki kızı ve eşiyle yaşamakta. Doğrusu kadına şiddete öncülük etmesinde aslında etrafındaki kadınlara olan duyarlılığının etkisinin büyük olduğunu ve pekiştirdiğini düşünüyorum.
Toprağına kök salmasını bilen, anti demokratik davranışlara karşı duran, bu çağdaş bilgenin yüreği Türkiye’ye çok gerekli. O da bunu gereğince yerine getirmesini biliyor. Bu güzel yüreğin uzunca bir süre çarpmasını diliyorum…