"Klinik psikologları meslektaşları olarak gördüklerini" belirten Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, "Türkiye’de özel üniversitelerin gelir kapısı olarak gördüğü için hukuk, diş hekimliği yanında psikoloji bölümlerini çok fazla açtıklarını, klinik eğitim almayan dört yıllık psikoloji mezunlarının çok fazla reklamlarına denk geldiklerini, ancak klinik eğitimi almadan bu kişilerin hastaya temas edemeyeceklerini" söylüyor.
Türk Psikologlar Derneği’nden Ümit Taş ise bazı kişilerin bazı kişilerin halkın ruh sağlığıyla oynadığı kanısında:
“İnsanlar yetki olmadan merdiven altı eğitimlerle kendini psikoterapist ilan ediyor. Sınırlarını aşabiliyor, sınır ihlali yapıyor, unvan kullanıyorlar. Bizim şu an yüzlerce davamız var. Kendine psikoterapist diyor, psikolog diyor, halkın ruh sağlıyla oynuyor. Bu yüzden diyoruz ki mutlaka diplomasını sorun; bu kişi kimdir, bu işte yetkin midir? Hangi eğitimleri almıştır? Şu an belki de Türkiye'de en çok ihlal edilen alanlardan biri ruh sağlığıdır.
“Şu an akreditasyonu olmayan, merdiven altı diye tabir ettiğimiz yerler var. Mesela görüyorsunuz adam fizikçi, 'Psikoterapistim' diyor; biyolog, 'Psikoterapistim' diyor; yaşam koçu 'Psikoterapistim' diyor. Biz herkesin alanına saygı duyuyoruz. Herkesin de bizim alanımıza saygı duymasını istiyoruz. Disiplinler arası etkileşime evet ama alan ihlaline hayır.”
"MESLEK YASASI ÇIKARILSIN, PSİKOLOGLAR BİRLİĞİ KURULSUN"
Ümit Taş, bu sorunun çözümü için de bir meslek yasasının çıkarılmasını, Psikologlar Birliği’nin kurulmasını ve bu meslek örgütünün bu merkezleri denetlemesini öneriyor.
(KAZETE)