Halk benimsedi, ya siyasiler!

    Her seçimde dillerde pelesenk oldu şu cümle; "Yine kadın aday yok"/"Kadınlar yine unutuldu" En azından 17 yıldır her seçim döneminde tekrar ediliyor bu sözler, ama hiç mi faydası olmadı, diye düşünebilirsiniz. Bende aynı merakla, Cumhuriyet Halk Partisi'nden Belediye Başkanlığına aday olan kadınlarla tek tek konuştum.

Abone Ol

 


 


Her seçimde dillerde pelesenk oldu şu cümle;


"Yine kadın aday yok"/"Kadınlar yine unutuldu"


En azından 17 yıldır her seçim döneminde tekrar ediliyor bu sözler, ama hiç mi faydası olmadı, diye düşünebilirsiniz.


Bende aynı merakla, Cumhuriyet Halk Partisi'nden Belediye Başkanlığına aday olan kadınlarla tek tek konuştum. 


Yerel Yönetim seçimlerinde bir kadın aday olarak yaşadıklarınız, gözlemleriniz ve toplumun kadın adaya bakışı nasıldı? diye sordum. Daha doğrusu suç; kadınları kabul etmeyen halkta mı yoksa siyasilerde mi sorusuna yanıt aradım. Çeşitli bölgelerdeki kadın adaylardan aldığım yanıtlar beklediğimin üstündeydi.


 


Adayların bir kısmının görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyorum:


 


KARAMAN'dan Merih Ünver: 140 bin nüfuslu Karaman'ın yüzde 52'si kadın diyen Ünver tekstilci ve gazeteci. AKP'ye oy verenlerin yüzde 70'inin kadın olduğunu, ancak kadın sorunlarının çözülmemiş olmasından dolayı kadınların CHP'ne yöneldiğini ve o kadınlarla ilişkilerinin olumluya çevrildiğini söylüyor. Kadın adaydan beklentilerin fazla olduğunu belirten Ünver, toplum Anadolu kadınını derleyen, toparlayan, her şeyden biraz biraz anlayan, kenti büyük bir ev olarak düşünen ve kadın gözüyle fark yaratan birey olarak görüyor.   


 


KAYSERİ/Talas'dan Nazlı Erdoğan; Adaylık sürecinde hiç Zorluk yaşamadığını, kadınların çok ilgili olduğunu, erkeklerden de tepki almadığını, hatta "Bugüne kadar hep erkekler tarafından yönetildik, artık değişsin" dediklerini belirterek esnaf olmanın verdiği avantajla herkesle çok iyi diyalog içinde olduğunu söylüyor.


 


TOKAT/Niksar'dan Yasemin Yıldırım: Halktan güzel ve olumlu tepkiler aldığını, 34 yaşında olduğu için cesaretinden dolayı birçok kişinin kendisini kutladığını, jeoloji mühendisi olduğunu ve başkanlığı da en iyi şekilde yapacağına inandığını söylüyor. "Kadından belediye başkanı olmaz" diyenlerin tam tersine, halk; "kadın daha iyisini yapar" diye bakıyor.


 


ZONGULDAK/Elvanpazarcık beldesi'nden Nazan Polat: Ev kadını ancak yedi yıl belde başkanlığı ve Belediye Meclis Üyeliği yapmış, derneklerde ve kent konseyinde uzun yıllar çalışmış. "Karıdan başkan olur mu?" diyen erkekler önce yadırgamış ama şimdi alışmışlar. "Biz kadınlar derdimizi daha iyi


anlatıyoruz" diyen Polat, kadınlardan çok destek gördüğünü ve onlara "7/24 yanınızdayım" mesajı verdiğini söylüyor.


 


DİYARBAKIR/Kayapınar'dan Ayşe Yelkovan: Emekli-Öğretmen olan Yelkovan 100 bin nüfuslu ilçenin adayı olduğunu. bölgenin kadın adaya alışık olması nedeniyle olumsuz tepki almadığını ve kadınların kendisini desteklediğini söylüyor.


 


DENİZLİ/Bozkurt'tan Birsen Çelik: Eczacı olan Çelik üç dönem İl Genel Meclisi üyeliği yapmış sıkı bir politikacı. Halkın adaylığına olumlu baktığını ve  kente "kadın eli" değmesinin şart olduğunu söylüyor ve "partililer beni çok sevdiklerinden değil benimle kazanacaklarını inandıkları için, beni tercih ettier" diye ekliyor.


 


TRABZON/Sürmene'den Naciye Çelik: İlk günlerde "kadın bu işten ne anlar"diyenler çoğunluktaydı diye söze başlayan emekli bankacı Çelik güvensizliğin tavan yaptığını söylüyor. Eski belediye başkanı verdiği sözleri yerine getirmediği için "adamların yapamadığını siz nasıl yapacaksınız" diyerek, belediyelere oluşan güvensizliğin bizimle devam edeceğini düşünüyorlar.


 


RİZE/Çamlıhemşin'den Demet Akay: Kadın olarak hiç sıkıntı çekmediğini ve muhafazakarlığın yaşanmadığını belirten Finansçı Akay, "Sıra seçim gününe geldiğinde yine erkeği tercih ediyorlar, tepeleri erkekten yana kullanıyorlar" diyor.


 


İZMİR/Karşıyaka'dan Serpil Eslek ise aday adaylığını aşamadığını şu cümlelerle ifade ediyor:"Kadın olarak doğru model olduğuma inandığım için ortaya çıktım. Kendimi ispat etmek zorundaydım. Çok istediğim bir görevdi, heyecanlıydım, kalbim atıyordu. İşi biliyorsanız herşeyi daha inceleyip, heyecanlanıyorsunuz. Sonuca inanamadım. Başka bölgeden biri atanınca, kendimi hakarete uğramış gibi hissettim. 


Oysa halktan daha dürüst, yumuşak ve olumlu destek almıştım..


 


Konuşmalar bu çerçevede uzayıp gidiyor. Yalnız dikkatimi çeken önemli bir nokta var. O da; konuştuğum bütün kadın adaylar son derece özgüvenli, bilgili,seviyeli,samimi ve inançlıydı.Sesleri gür ve kararlı çıkıyordu.


 


Suç kimde? sorusuna yanıt almıştım.


Suç, kadınlarda değildi.. Çünkü yurdun en ücra köşelerinde hatta erkeklerin bile cesaret edemediği yerlerden adaylığını koyuyor, mücadelesini veriyordu.


 


Suç, halkta da değildi..Çünkü konuştuğum hiç kimse halktan kabul görmediğini söylemedi. Bilakis kadınların gördüğü ilgi beni bile şaşırtmıştı. Demek ki halkımız artık kadın adaya alışmıştı.


 


Sıra geldi siyasetçilere.. 


Tablo ortada; kadınlara bir siz alışamadınız..


Halk kabul etti ama siz hala kabullenemediniz..


8 Mart'larda "başımızın tacı kadınlarımız" nutuklarıyla olmuyor artık.


Hani nerede özgürlük, eşitlik..


İşte sizin demokrasiniz bu kadar!