UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan Dicle Vadisi ve 8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri, 644 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (ğ) bendi ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 9’uncu maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onayı ile Ocak ayında “Özel Proje Alanı” olarak ilan edildi.

Şu ana kadar yüzlerce ağacın kesildiğini belirten Mezopotamya Ekoloji Hareketi üyesi Fevziye Sümer, “Hevsel rantçıların değil, Diyarbakır halkınındır. Şehrin nefes alacağı bir yer kalmayacak bu tahribat bütün şehre etki edecek” dedi
Bu proje onaylanmadan önce koruma altında ki alanda ağaç kesimine ve talana başlayan bakanlık proje kapsamında kırklar dağı yamacında bulunan tüm fidanları söktü. 3 aydır yıkımın devam ettiği bölgede yüzlerce ağaç kesildi. Amed Ekoloji Hareketi halka Hevsel için yeniden direnme çağrısı yaptı. Mezopotamya Ekoloji Hareketi ve Amed Ekoloji Meclisi Üyesi Fevziye Sümer, Hevsel ve Dicle Vadisinin bundan önce de ranta açılmaya çalışıldığını hatırlatarak, “Bundan öncede bu kararları halkın direnişi ve mücadelesi ile iptal ettirdik yine aynısını yapacağız. Hevsel’in rantta açılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

‘Proje 32 bin hektarlık alanı kapsıyor’
Fevziye Sümer; Hevsel’in iktidar eliyle ranta açıldığına dikkat çekerek, 3 aydır devam eden doğa kıyımının ekolojik tahribata yol açtığını vurguladı. Ranta açılan yerlerde daha sonra proje dâhilinde orta sınıf insanların gidip çay kahve içebileceği gezebileceği bir yer haline geleceğini söyleyen Fevziye, “Halka açmak için halka kapatacaklar ama daha sonrasında zengin kesime açılacak bu yer. 32 bin hektarlık alan üzerinde proje kapmasında büyük alanlarda böyle tesisler kurulacak” diye konuştu.
‘Daha öncede direndik’
Ekoloji Meclisi ve doğa savunucuları olarak bu projeye karşı çıkacaklarını ve yıkımın durması için de ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını kaydeden Feyziye Sümer, 2011-2014’de Hevsel ve Dicle vadisinin ranta açıldığını aktaran Fevziye, gençlerle birlikte talana karşı uzun bir süre direnişte olduklarını aktardı.
‘Şehrin nefes alacağı yer kalmayacak’
Yıkımın ilk olarak Dicle’ye dökülen hafriyatlar ile başladığını belirten Mezopotamya Ekoloji Hareketi üyesi Sümer'e göre; Dicle Nehri üzerinde yapılmak istenen 3 tane HES oldu. Dicle Nehri üzerinde şuanda sayısız kum ocağı bulunuyor. Bunlar dışında şu anda yapılmak istenen proje ile Hevsel ve Dicle Nehri hem ranta açılıyor hem de tahrip ediliyor. Sümer;"Yaptıkları planı daha sonra halka ‘ Peyzaj ya da restore’ diye veriyorlar. Şehrin nefes alacağı bir yer kalmayacak bu tahribat bütün şehre etki edecek” dedi.
‘Hevsel rantçıların değil Diyarbakır halkınındır’
Sümer, Hevsel’i Diyarbakır'ın "Nefes Borusu" olarak tanımlayarak “Hevsel’de yıllardır geçimini sürdüren kadınlar emeği ile kadın doğa ilişkisini de göz önünde bulundurarak Hevsel bahçelerine sahip çıkmaya çağırıyorum. Kimse bu olayın kendisine bir zarar vermeyeceğini düşünmesin. Hevsel’i alarak hem şehrin hem de çocuklarımızın geleceğini alıyorlar” diye konuştu.