KA.DER , 25 Kasım mesajında, kadınların dünyanın her yerinde sadece kadın olmalarında dolayı birçok ayrımcılığa ve şiddete maruz kaldığı hatırlatılarak, sistematik bir şekilde uygulanan kadına yönelik şiddetin aynı zamanda bir insan hakları olduğuna işaret etti.
Ekonomik, psikolojik, cinsel, fiziksel şiddet gibi birçok farklı şiddet türü ile karşı karşıya kalan kadınlarının en temel hakları olan yaşam haklarından yoksun bırakıldığı, ifade edilen KA.DER'in açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
"Sadece ülkemizde 2018’in ilk on ayında 337 kadın öldürülmüştür. Kadınları ikincilleştiren her türlü durum, roller, davranışlar, cinsiyetçi dil, yasalar, değer yargıları ve ataerkil sistem kadınlara yönelik şiddeti her geçen gün meşrulaştırmaktadır. Bu durumun arka planında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve kadınların karar alma mekanizmalarında eksik temsil edilmesinin de etken olduğunu biliyoruz."
KA.DER'İN TALEPLERİ
Açıklamada, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için şu önerilerde bulunuldu:
- KA.DER olarak, kadına yönelik şiddetle mücadele için yaygınlaştırılmış toplumsal cinsiyet eğitimleri, yasal düzenlemeler ve kanunların uygulanmasında yapılacak iyileştirmeler, izleme değerlendirme sistemin kurulması ile Meclis-Kamu-STK işbirliği modeliyle çalışmanın faydalı olacağına inanıyoruz.
- Aynı zamanda, 6284 Sayılı Yasa’nın daha yaygın ve sağlıklı biçimde kullanılması, İstanbul Sözleşmesine uygun olarak gerekli yaptırımların hayata geçmesini oldukça önemsiyoruz.
- Yaklaşan yerel seçimlerde belediyelerin ve belediye hizmetlerinin kadına yönelik şiddetle ilgili çalışmalarının arttırılmasını, farkındalık yaratılmasını öne çıkarmak amacıyla yerel seçimlere aday olan belediye başkanı ve meclis üyelerinin hazırladığımız taahhütnameye imza atmaya davet ediyor ve seçildiklerinde uygulanması hususunda gerekeni yapmalarını bekliyoruz.