Dünyanın en gelişmiş online ansiklopedisi Wikipedia'ye göre Mizojini; kadınlara karşı nefret, hor görme veya önyargıdır . Kadınları erkeklerden daha düşük bir sosyal statüde tutmak ve böylece ataerkinin toplumsal rollerini sürdürmek için kullanılan bir biçimidir. Kadın düşmanlığı binlerce yıldır yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Dünya çapında sanata, edebiyata, insanın toplumsal yapısına, tarihsel olaylara, mitolojiye , felsefeye ve dine yansır.
Kadın düşmanlığına bir örnek, aile içi şiddeti ve en uç biçimleriyle kadın düşmanı terörizmi ve kadın cinayetlerini içeren kadına yönelik şiddettir . Kadın düşmanlığı ayrıca genellikle kadınları kontrol etmeyi amaçlayan , zorlama ve psikolojik teknikler yoluyla ve kadınları yasal veya sosyal olarak tam vatandaşlıktan dışlayarak işler. Bazı durumlarda kadın düşmanlığı, kadınları aşağı bir statüyü kabul ettikleri için ödüllendiriyor.
Kadın düşmanlığı, hem bireylerin, özellikle erkeklerin sahip olduğu bir tutum hem de yaygın bir kültürel gelenek veya sistem olarak anlaşılabilir .
Feminist düşüncede kadın düşmanlığı , kadınsı niteliklerin reddedilmesini de içerir. Kadınlarla ilgili kurumları, işleri, hobileri veya alışkanlıkları hor görür. Kadınsı ya da erkeksi olmayan erkeklerin tüm yönlerini reddeder. Kadın düşmanlığı, homofobi ve transmisojini biçimlerinde LGBT kişilere yönelik nefreti içerebilir veya içermeyebilir . Irkçılık ve diğer önyargılar kadın düşmanlığını güçlendirebilir ve onunla örtüşebilir.
Oxford English Dictionary'e göre İngilizce "misogyny" kelimesi 17. yüzyılın ortalarında Yunanca miso "nefret" + gunē "kadın" kelimelerinden türetilmiştir. Kelime, 1970'lerde ikinci dalga feminizm tarafından popüler hale gelene kadar nadiren kullanıldı .
Kadın düşmanlığı (mizojini), kadınlara karşı duyulan soğukluk, antipati veya abartılı düşmanlıktır. İngilizcedeki “misogyny” terimi Yunancadaki kadın (gyne) ve nefret etmek (misein) kelimelerinden türetilmiştir. Kadın karşıtı cinsiyetçilik ile karşılaştırıldığında kadın düşmanlığı, genelde erkeklerde görülse de, bazı kadınlarda kadına karşı düşmanlık besleyebilir. Kadın düşmanlığı günlük hayatta edilen bir küfürde veya eylemde bile ortaya çıkabilirBu terim nasıl ortaya çıktı?
Listelist internet sitesinin Feminist Bellek sitesinden derlediği bilgilere göre ise Mizojinin ilk izleri Yunan mitolojisinde ortaya çıkıyor.
Zeus ateşi gökyüzünden çalarak yeryüzüne indiren Prometheus’u cezalandırmak için ona bir hediye hazırlar. Bu hediye ise örneği görülmemiş bir kötülük olarak tasarlanan bir kadındır. Zeus, emrindeki Olympos tanrılarına bir kutu hazırlamalarını emreder. Sonra da kutuyu Prometheus’un kardeşi Epimetheus’a armağan olarak yollar. Epimetheus, Pandora’nın çekiciliğine dayanamayarak onu kendisine eş yapar. Yunan söylencesine göre Pandora’ya yanında çeyiz olarak verilen kutu açıldığında insanlar üzüntüye, zamanından önce yaşlanmaya, hastalığa ve acılar içinde ölüme mahkum edilmişlerdir. Pandora kutuyu açar ve kötülük yeryüzüne böylece bir kadınla birlikte girmiş olur. Fakat burada suçlanan, kötülüğü ve acıyı yaratan erkek tanrı değil, kendisine hediye olarak verilen ve açmaması gerektiği söylenilen kutuyu açan, böylece merakına yenik düşerek zayıflık gösterdiğine inanılan ve Yunan mitolojisine göre ilk kadın olan Pandora olmuştur.
TEVRAT'A GÖRE: KADIN, ERKEĞİN KABURGA KEMİĞİNDEN YARATILDI
Tek tanrılı dinlerde ise erkeklerin kadınlardan üstün olduğu anlatılmaktadır. Özellikle Tevrat’ta, erkeğin önce yaratıldığı, daha sonra erkeğin kaburga kemiğinden kadının yaratıldığı yazar. Böylece erkeğin, kadından üstün olduğunu düşüncesi ortaya çıkar. İncil ve Kur’an’da böyle bir yaratılıştan söz edilmemesine rağmen Hristiyanlık ve İslam inançlarında yerleşmiş bu düşünce, kadınları ikincilleştirmek ve erkeklerin denetimine tabi tutmak için kullanışlı bir anlatı sunar. Yine kutsal kitaplarda yer alan cennetten kovulma bahsinde yasak elmayı yemesi için Adem’i kışkırtanın Havva olduğuna inanılır. Yahudilik ve Hristiyanlık kadın bedenini kötülüğün ve günahın cisimleşmiş biçimi olarak görür ve bu bedenden uzak durulmasını (cinsel perhiz/bekaret) vaaz ederken, İslam hem kadınlar hem erkekler için cinselliğin gerekliliğine kapı aralar. İslam için kadın bedeni kötülüğün değil, kışkırtıcılığın simgesidir: Erkeği baştan çıkarması işten bile değildir; mutlak biçimle denetlenmesi, kapatılması gerekir,
Mizojininin bir diğer türü de kadının yaptığı iş ve eylemlerin değersizleştirilmesi, kadınların belirli mekân ve pratiklerden dışlanmalarıdır. Kamusal alandan dışlanan kadınlar özel alan dediğimiz ev içi ve aileye hapsedilmiş, burada da çocuk bakımı ve ev içi hizmetleri bir görev ve mecburiyet olarak belirmiştir. Annelik gibi bir rol toplum tarafından kutsanırken aynı zamanda çocuk bakımı rolünü üstlenen kadının yaptığı iş değersizleştirilmiştir. Bir erkeğin çocuk bakması ya da ev içi işler ile ilgilenmesi, kadınca bulunduğundan aşağılanır.
Kadın düşmanlığının en görünür olduğu ve kadına duyulan nefretin ve şiddetin meşrulaştırıldığı bir diğer alan dildir. Pek çok dilde olduğu gibi Türkçe’de de en yaygın kullanılan, hatta bir konuşma kalıbına dönüşen cinsiyetçi küfürler daha çok kadın bedeni üzerinden kurgulanmıştır. Erkeğin kadına tecavüzünü apaçık bir dille ifade eden bu küfürler bugün, pek çok sosyal medya mecrasında oldukça yaygın kullanılmaktadır. Aynı zamanda Türkçe’de bulunan deyim ve atasözleri de bu anlayışa hizmet etmektedir. ‘’Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin’’, ‘’kızını dövmeyen dizini döver’’, “mahalle yanar, orospu saçını tarar’’ gibi ifadeler kadına yönelik şiddeti olağanlaştırırken, aynı zamanda kadının cinsiyetine yapılan aşağılamaları gündelik hayatta dolaşıma sokarak normalleştirmiştir. Erkeklere yakışmayacak zayıflık belirtileri olarak nitelendirilen davranışlar “karı gibi”, “kız gibi” deyimleriyle ifade edilerek, yine kadın cinsiyetini aşağılamaktadır. Dilin bu cinsiyetçi yapılanması, kadın düşmanlığının düşünme ve konuşma eylemlerimizde nasıl da yer ettiğini ve yeniden üretildiğini ortaya koyar.
‘İstemsizce münzevi (involuntarily celibate)’ kelimelerinin kısaltılması ile isimlendirilen INCEL hareketi de kadın düşmanlığı üzerine kurulu bir erkeklik hareketi. 2000’lere doğru internet ortamında örgütlenen bu oluşumdan etkilenen veya bu mecralarda aktif olan bazı erkekler, toplu kadın katliamları dahi yaptı. Incel erkekler dış görünüşleri, maddi durumları ve karakteristik özellikleri sebebiyle kadınların hiçbir zaman kendileriyle birlikte olmayacaklarını, kadınların her zaman daha yakışıklı ve zengin erkekleri tercih ettiklerini düşünüyor, bu nedenle bekar ve cinsellikten mahrum oldukları için kadınları suçluyorlar. Incel’ler, hak ettikleri bir cinsel yaşamın, “zalim” kadınlar tarafından kendilerinden esirgendiğini düşünüyorlar ve hak edilmiş olanı “almak” için şiddet ve tecavüz gibi intikam yöntemlerine başvurmanın gerekli olabileceğini iddia ediyorlar
KİME MİZOJENİST DENİR ?
Hayatın her alanında tahmin ettiğinizden bile çok fazla mizojenist bulunuyor. Bazı insanlar kadın düşmanlığının farkındayken, diğerleri bunun farkında olmadan yapıyor. Yani çevrenizde, belki de ailenizde bile birçok mizojenist bulunuyor. İnsanların neden mizojenist olduğu geçmişte yaşadıkları olumsuz olaylar veya ruhsal sorunlarla ilgili olabiliyor. Örneğin, kadın düşmanı olan bir bireyin annesi, ablası, öğretmeni veya kız arkadaşı tarafından hayal kırıklığına uğratılmış olması, bireydeki kadın düşmanlığının başlangıcının etkenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ayrıca ruhsal bozukluğun da büyük bir etkisi olabiliyor.
Peki mizojini toplumda kendini nasıl gösteriyor?
Toplumun genelinde mizojiniyi görmek mümkün. Kadına karşı uygulanan şiddet, erkeklerle aynı işi yapmasına karşın daha az maaş alan kadınlar, kadınların cinsel obje olarak görülmesi ve aldatılması, kadın düşmanlığı için verebileceğimiz örneklerden sadece birazı. Ayrıca kadınların sadece çocuk büyütmesi ve ev işleri ile uğraşması gerektiği düşüncesi de kadın düşmanlığına verilebilecek en iyi örneklerden biridir. Bunların dışında, günlük hayatta ettiğiniz bazı küfürler kadını aşağılamaya yönelik olduğu için bu küfürler farkında olmadan sizleri birer mizojenist yapabilir. Bu nedenle her zaman dikkatli ve duyarlı olmaya özen göstermeliyiz. (KAZETE)