Kadınlar, Danıştay 10. Dairesi’nin İstanbul Sözleşmesi’nden cumhurbaşkanlığı kararıyla çıkılmasını onaylamasına karşı Kadıköy’de bir kez daha bir araya geldi.
‘İstanbul Sözleşmesini Uygula’ kampanya grubu adına yapılan açıklamada ‘Danıştay kararını tanımıyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz’ pankartı açıldı.
“KARARA ŞAŞIRMADIK”
Kadınlar adına yapılan açıklama “Danıştay'ın verdiği karara şaşırmadık” diye başlarken şu ifadeler kullanıldı:
Danıştay'ın İstanbul Sözleşmesi kararı ülkenin gidişatı açısından son derece kritik ve önümüzdeki günleri belirleyecek bir karardır. Türkiye'de erkek adalet uzun süredir kadınlar lehine işlemiyor. Sadece kadınlar açısından değil, toplumun her kesimi açısından adaleti arayacağı hukuki mekanizmalar halk üzerinde birer baskı aracına dönüşmüş vaziyette.
Düşünün ki bütün gün AKP’lilere sosyal medya üzerinden hakaret edildiğini farz edip sadece bu dosyalara bakan ağır ceza mahkemeleri var. Şaşırmadık ama olağanlaştırmıyoruz da. Danıştay'ın İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanı kararıyla çekilinmesini onaylayan kararı, meclisin yasama yetkisini Cumhurbaşkanı'nın keyfi kararnamelerle gasp edebileceğini hukuki içtihat haline getirebilecek niteliktedir.
Üstelik temel insan hakları metni niteliğinde olan İstanbul Sözleşmesi'nden Anayasa'ya aykırı bir şekilde Cumhurbaşkanı'nın aldığı bir kararla çekilebileceğini de söylüyor bu karar. Bu karar siz ne derseniz deyin, ülkede ne yaşanıyorsa yaşansın biz Danıştay'ı tek adama bağladık kararıdır. Kabul etmiyoruz.
“KARARI VERENLER ŞİDDETİN FAİLLERİDİR”
Tam iki yıl önce yine yaz aylarında bir grup tarikat ve cemaatin talebiyle İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme tartışmaları başladı. İki yıl önce yine burada Pınar Gültekin'in öldürülmesinin üzerine ‘bir kişi daha eksilmemek için İstanbul Sözleşmesi'ni uygula’ pankartıyla eylemdeydik.
Maalesef geçtiğimiz günlerde yine bu meydanda Pınar Gültekin'i yakarak üstüne beton döken, katil Cemal Metin Avcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından haksız tahrik indirimi uygulanarak 23 yıla indirilmesini protesto etmek için eylemleydik birçoğumuz. Geçen iki yılda sonuç ortada.
Bu ülke kadınlar ve LGBTİ+'lar için artık daha güvensiz bir ülke. Katiller hanemizde, katiller sokakta, katiller devlet tarafından korunuyor. Ve kadınları, çocukları, göçmenleri, engellileri, LGBTİ+'ları her türlü ayrımcılığa, şiddete karşı koruyup, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayın diyen, bunun için somut yollar zorunlu koşan sözleşme bütün itirazlara rağmen 20 Mart 2021'de gece yarısı kararnamesiyle 12 Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından feshedildi.
Yine bu süreçte sözleşmenin bu şekilde feshinin hukuken mümkün olmadığı ve sözleşmenin kadınlar için hayati nitelikte olduğu bilindiği halde 19 Temmuz 2022'de Danıştay ‘Cumhurbaşkanı bir kararnamesiyle sizin yaşamlarınızla oynayabilir’ dedi. Bu kararları verenler bu ülkedeki her kadın cinayetinin, maruz kaldığımız her erkek şiddetinin doğrudan failleridir.
Devlet en tepesinden mahkemesine, kolluğuna kadar bir suç örgütüne dönmüştür. Karşımızda adeta halka karşı açılmış bir savaşı yönetenler var. Bu savaşı yönetenler bugün kadınları ve LGBTİ+'ların haklarını gasp ederek öldürürken, sınır ötesine bomba yağdırarak sivillerin canını almaktadır.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ MÜCADELEMİZLE YAZILDI”
Kadınlar, kararı tanımadıklarının, yok hükmünde olduğunun altını çizerken açıklama şöyle sona erdi:
Bu kadın ve LGBTİ+ düşmanı kararlara imza atanlar bilsin ki onları oturdukları koltuklarda rahat bırakmayacağız. Bir kez daha tane tane ve yüksek sesle söyleyelim. İstanbul Sözleşmesi bizim mücadelemizle yazıldı, onaylandı.
Vazgeçmeye niyetimiz yok. Sözleşmede yazan her bir madde biziz, bizim mücadelemizle uygulanacak. Gücümüz haklılığımız, gücümüz dayanışmamız. İstanbul Sözleşmesi biziz…
(KAZETE HABER MERKEZİ)