Ben değil şair diyor
ki: “Mayıs’ta gönlüm delidir.”
Mayıs deyince
Sabahattin Ali’nin şiiri dilime düşüyor:
“Mayıs, ayların
gülüdür,
taze bir çiçek dalıdır,
İçerim ateş doludur;
Mayıs‘ta gönlüm delidir.”
Ey koca Sabahattin Ali,
Bu yıl Mayıs’ta
gönüller nasıl deli olsun ki, gönüller hüzünlü, kaygılı, korkulu çünkü dünyayı
sarsan Korona virüsün torunu Covid-19 ile insanlığın başı belada. Aşı da
bulunmadığından gönüllere umut aşılıyoruz.
İnsanlar ne kadar fani
olursa olsun o kadar da yaratıcıdır.
1 Mayıs işçi bayramını
alanlarda sokağa çıkma yasağı nedeniyle kutlayamadık bak ne bulduk!
1 Mayıs 2020
Her balkon bir alan!
Her pencere bir meydan!
1 Mayıs işçi sınıfına
güzel günler getirsin!
Salgın hayatımızı,
özgürlüklerimizi vuruyor.
Ama en çok da işçileri…
Canları pahasına
üretenleri…
Fabrikalarda,
atölyelerde risk alarak alın teri dökenleri…
Emeği en yüce değer
yapanları…
O halde, küresel
salgının dayanışması da küresel olmalı.
Sağlıkçılar ve hayatımızı
kolaylaştıran diğerlerini gönülden alkışladık.
Bu 1 Mayıs’ta
alkışlarımız, desteğimiz, dayanışmamız işçilerle olmalı.
1 Mayıs akşamı
balkonlarda olduk!
Her balkon 1 Mayıs
alanı oldu! Her pencere bir meydan…
Gerçek hikayelerin
vakti zamanıdır… Emek en yüce değerdir…
1 Mayıs kutlu olsun
diye direnç tazeledik.
Mayıs’ta gönlüm nasıl deli
olsun!
Sokaklar, alanlar, meydanlar, seyahatler hatta sevdiklerimizle
buluşup bitimsiz sohbetler yasak! Sarılmak, koklaşmak, birbirimizin gözlerinde
yolculuklara çıkmak inan hepsi yasak! Bir tek senin ve tüm yazarların kitaplarıyla
buluşmak tek özgürlük alanımız. Tek sloganımız evde kal kitapla kal!
Yaşayıp da görmeliydin
kaç sosyal medya alanında “Kürk Mantolu Madonna” kitabının
kapağı paylaşıldı. Evlere kapanınca eskilere özlemle uzandık. Kendi payıma umut
dağıtan biri olarak en çok da “Aldırma gönül aldırma!” şiirinden
bestelenen ezgiyi söyledim, örnekledim, dinledim. Covid-19’a ilaç ve aşı
buluncaya kadar daha ne çok “Aldırma gönül aldırma,”şarkısına
başvuracağız…
Mayıs’ın ilk haftası
bizler için çok önemli iki gündür.
1 Mayıs İşçilerin Emek
ve Dayanışma Bayramı, 6 Mayıs Denizlerin idam günü. Aslında Denizler idam
edilmeden önce 6 Mayıs Hıdırellez olduğu için geceye girmeden, dileklerimizi
bir kâğıda yazar, demir parayla gül ağacının altına gömerdik. Liseli gençler
olarak yine öyle yaptık. Akşamdan dileklerimizi yazıp gül ağacının altına
gömdük. O sabah uyandığımızda öğrendik ki Deniz, Yusuf,
Hüseyin idam edilmiş. Hıdırellez’imize kan damlatmışlar. O yıldan sonra bizim
kuşağın gençleri bir daha dileklerimizi yazıp gül ağacının altına gömmedik!
Büyük usta; senin de gençlerimizin
de doğanın da kıymetini bilemedik.