Geçmişle geleceğin sıkışmışlığında öylece havada asılı sallanmak…
Biryandan peşini bırakmayan geçmişin…
Biryandan geçmişinden bağımsız şekillenemeyen geleceğin…
Sinsi sinsi seni yoğuran zaman..
Bir oraya bir buraya savrulurken…
Silip atamadığın izler…
Sinsi sinsi senin içine işlemişler…
Sinsi sinsi yapılan hainlikler…
Sinsi sinsi biriktirilen sözcükler…
Sinse de sinmese de…
Sinsiler işte…
Sinsi sinsi izler…
Geçmiş geçmemek için inat ediyor.
Sinsi sinsi anlara sızarken…
Geçmiş geçtiğini kabullenmiyor.
Sinsi sinsi hatırlatıyor kendini…
Geçmiş ve geçmişin karabasanları…
Geçmiş ve geçmişin gölgeleri…
Geçmiş ve geçmişin acıları…
Geçmiş mi yoksa geçerken her yere izini bırakıp geçmeyi ret mi etmiş?
Sinsi sinsi ruhunda bıraktığı yaralar…
Anlar anları izlerken
Nefesin tıkanıp hava alamazken
Hücrelerin bile yorulmuşken
Ve yaşam ağır ağır ağırlaşırken
Sinsi sinsi umut aramak
Yoksa yaşamaya halin kalmayacak
Mutluluk mutsuzlara boyun eğmişken
Ve her yer yapış yapışsa acıdan
Ve gece ve gündüz fark etmiyorsa kimi zaman
Sinsi sinsi umutsuzluk soluyorsan
Sinsi sinsi korkutuluyorsun
Sinsi sinsi zehirliyor zaman
Maruz kalmak, maruz bırakılmak
Mağdurluğun zavallılığında
Kendini acımak
Sinsi sinsi hareket sizleşmek
Sinsi sinsi kemirilmek
Sinsi sinsi çekilmiş perdeler
Ve bir gün gelecek
Ve bir gün bitecek
Ve bir gün geçecek
Ve bir günler birbirini izlerken
Sinsi sinsi sindirilmek
Sinsi sinsi kabullenmek
Sinse de sinmese de…
Sinsiler işte…