Halk TV'de yayınlanan Halk Arenası programında yaptığı açıklamalar nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan Türkiye'nin önemli sanatçılarındanMetin Akpınar'ın Kadıköy'deki evine sabah saatlerinde polis ekibi geldi.
Polislerin içeriye girmesinin ardından Akpınar tek başına dışarıya çıktı. Akpınar, "Savcı Bey çağırdı. İfade vermeye gidiyoruz" dedi.
Akpınar, polis aracıyla Anadolu Adalet Sarayı'na götürüldü.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) 2018 Yılı Mali Genel Kurulu'nda konuşan Erdoğan'ın gündeme getirdiği program Cuma akşamı Halk TV'de yayınlanmıştı.
Usta sanatçı Akpınar, Halk TV'de Uğur Dündar'ın sunduğu Halk Arenası programında politik eleştirilerde bulunurken ülkedeki kutuplaşmaya dikkat çekmiş ve şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bireylerin özgür iradesiyle geleceklerini tayin edebildikleri rejim demokrasidir. Bizim polarizasyondan, bu kargaşadan kurtulabilmemizin tek çaresi de demokrasi diye düşünüyorum. Oraya ulaşabilirsek ne ala, kavga dövüş olmaz, biz bu işin içinden çıkarız. Ulaşamazsak her faşizmin olduğu gibi, karşılaştığı gibi belki liderini ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki adı geçen başka liderlerin yaşadığı gibi kötü sonlar yaşayabilir ama bize yazık olur, biz harap oluruz."
Aynı programın diğer konuğu Müjdat Gezen ise "Recep Tayyip Erdoğan, sen bizim vatanseverliğimizi sınayamazsın, haddini bil" demişti.
Bu sözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tehdit olarak yorumlanmış, Akpınar'ın kendisini ipe göndermekle tehdit ettiğini öne süren Erdoğan, sanatçı Metin Akpınar'la ilgili yargıya çağrıda bulunarak, "Bunlar sanatçı müsveddesi, yargıya hesabını versinler" demişti.
İstanbul Anadolu savcılığı Akpınar ve programın diğer konuğu oyuncu Müjdat Gezen hakkında soruşturma başlatmıştı.

AKPINAR'IN AVUKATLARINDAN AÇIKLAMA
Metin Akpınar'ın avukatları soruşturma başlatılmasının ardından yaptıkları yazılı açıklamada "Konular Cumhurbaşkanı'na yanlış aksettirildi" dedi.
Savcılık açıklamasında, soruşturmanın 22 Aralık Cumartesi günü, programın yayınından bir gün önce açıldığı ibaresi de yer alıyor.
Hakkında soruşturma açılan sanatçı Metin Akpınar ise avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada televizyon programındaki sözlerinin 'yanlış anlaşıldığını ve birtakım üzücü ve hatalı çıkarımların yapıldığını' belirtip Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da yanlış aksettirildiğini ifade etti.
Akpınar'ın avukatları Atilla Hekimoğlu, Burçin Hekimoğlu ve İrem Hekimoğlu, müvekkilleri Metin Akpınar hakkında soruşturma başlatılması üzerine şu açıklamayı yaptı:
"Programda konuşulan konular, özellikle bazı medya organlarınca kamuoyuna farklı şekilde yansıtılmış ve sanki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı hedef alınmış gibi bir algı yaratılmak istenmiş bu vesileyle de konunun hem kamuoyuna hem de Cumhurbaşkanı'na yanlış aksettirilmesine neden olunmuştur. Konunun, kamuoyunca, olduğundan farklı anlaşılmaması arzusunu taşımakla beraber, toplumu gerçek dışı haberlerle yanlış yönlendiren söz konusu medya organları ve sorumluları hakkında da hukuki yollara başvurulacağını saygıyla duyururuz."
SAVCILIK: SORUŞTURMA 22 ARALIK'TA BAŞLATILDI
Akpınar ve Gezen hakkında başlatılan başlatılan soruşturma ile ilgili İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar imzası ile yayınlanan açıklama şu şekilde:
"Bazı basın organları ile sosyal medya hesaplarında Uğur Dündar tarafından sunulan Halk Arenası adlı programın 21.12.2018 tarihli bölümüne katılan Müjdat Gezen ve Metin Akpınar'ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanını hedef alarak hakaret içerikli sözler söyleyip darbe ve ölüm tehdidinde bulundukları yönünde haberler yer aldığının tespiti üzerine 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'un 160. Maddesi uyarınca işin aslını araştırmak ve sorumlular hakkında yasal gereğine tevessül etmek amacıyla 22.12.2018 tarihinde soruşturma başlatılmış ve her iki şüpheli savunmaları alınmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığımıza davet edilmiş olup, keyfiyet tüm basın/yayın organlarına saygı ile duyurulur."

ERDOĞAN DEİK TOIPLANTISINDA KONUŞMUŞTU
Erdoğan konuşmasının bu bölümünde 2013 yılındaki Gezi olaylarına da değindi ve şu değerlendirmeyi yapmıştı.
"O günleri şöyle bir hatırlayın. Burayı Fransa zannettiler, burayı Hollanda zannettiler, yanıldılar. Biz 15 Temmuz'da da nasıl yanıldıklarını kendilerine gösterdik. Sen belki tanklar arasında kaçar gider Bakırköy Belediyesi'ne sığınırsın ama biz bulunduğumuz yerde dimdik, milletimizle el ele, omuz omuza durur ve bu tür terör eylemini, darbe eylemini evelallah pes ettiririz. Esnafımızın dükkanlarını yağmaladılar, İstiklal Caddesi'nde neredeyse dükkan bırakmadılar, polisimize kurşun sıktılar, caddeleri, iş yerlerini, insanlarımızın vergileriyle alınan o belediye otobüslerini yaktılar, yıktılar. Bunlar mı vatansever? Bunlar mı milliyetperver?
"Bunların arkasında duranları siz nasıl savunuyorsunuz? Sen ana muhalefetin başı olsan ne yazar, olmasan ne yazar. Bunlarda vatanseverlik yok, milliyetperverlik yok. Olmuş olsa çıkıp bunları teşvik, tahrik etmezlerdi. 'Siz ne yapıyorsunuz' derdi. İstanbul'da Başbakanlık ofisini bombalamaya gelenleri savunan, kalkıp iş makineleriyle beraber yollarımızı ne yazık ki kanallar açmak suretiyle bozanlar, bunlarla beraber olanlar bu milleti seven olabilir mi? Güneydoğu'da o kanalları açanlar, o hendekleri açanlar neyse ana muhalefetin başı da aynen odur, hiçbir farkı yoktur." (Kazete Haber Merkezi)