Ortak payda: Çözüm süreci

AKP Cumhurbaşkanı adayını Başbakan Erdoğan olarak açıklanmasının ardından, Erdoğan’ın yaptığı konuşma, Cumhurbaşkanı adaylığından çok halifeliğe özlem duyan bir kişinin konuşması şeklinde algılandı. Erdoğan kendisi için gözyaşları döken salona hitap ederken "Alemlerin rabbi Allah’a hamd olsun.

Abone Ol


AKP Cumhurbaşkanı adayını Başbakan Erdoğan olarak açıklanmasının ardından, Erdoğan’ın yaptığı konuşma, Cumhurbaşkanı adaylığından çok halifeliğe özlem duyan bir kişinin konuşması şeklinde algılandı.



Erdoğan kendisi için gözyaşları döken salona hitap ederken "Alemlerin rabbi Allah’a hamd olsun. Mülkün sahibi Allah’tır. Zaferin sahibi sadece ve sadece Allah’tır. Bu davayı bu hareketi bu mücadeleyi işte bugünlere eriştiren rabbime sonsuz hamdü senalar olsun. Bu davanın bayraktarlığını yapmış her bir kardeşime rabbim rahmet etsin, onlardan razı olsun” diyordu.



Gözlerimi kapayıp konuşmasını dinlediğimde sanki karşımda Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde Cumhur'un oylarına talip bu ülkenin Başbakanı değil de Arap Emirlikleri hükümdarı vardı.



Erdoğan’ın konuşması CHP ve MHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na bir göndermeydi.



Kim daha İslamcı?



Cumhurbaşkanlığı seçimi boyunca bundan böyle Erdoğan daha çok dini içerilikli konuşmalar yapacak, İhsanoğlu’na karşı din silahını hiç olmadığı kadar sert kullanacak ve tamamen din eksenli bir politika izleyecek.Çünkü muhafazakarlık ve inanç temelinde yakınlık AKP’yi ters köşeye oturttu.



Her iki adayın( Erdoğan-İhsanoğlu) konuşmasını dinledikten sonra bir konuda aynı ortak paydada buluştukları kanısına vardım: O da ‘çözüm süreci’..   



 Her ikisi de farklı kulvarlardan gitse de buluşacakları ortak nokta; Kürt sorunu, hatta Ortadoğu sorununun çözümü konusunda olacaktır.  İhsanoğlu’nun Ortadoğu ve İslam ülkelerini yakınen tanıması, Türkiye’nin Ortadoğu politikasına bir yön verebilir.  Ancak Erdoğan’ın başkanlık sistemini , İhsanoğlu’nun  ise mevcut  parlamenter  sistemi benimsemesi nedeniyle çözümde farklı öneriler ortaya çıkacaktır.



Erdoğan'ın izleyeceği seçim stratejisi içinde elbette seçmenlerin yarısını oluşturan kadınlara vereceği mesajlarda çok önemlidir. 12 yıllık başbakanlığında söylediklerinden farklı bir şey söyleyeceğini sanmıyorum Erdoğan’ın.



Dün dünde kaldı artık yeni şeyler söylemek lazım, demeyecektir. Üç çocuk yapın, kürtaj cinayettir, sezaryene karşıyım, kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, demekten vazgeçmeyecektir. Vazgeçmez, vazgeçemez..



77 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım dese de, 12 yılda demokrasiyi içselleştiremediği , aksine despotizmin girdabına kapıldığı için seçilse de asla ve katiyen y&amamp;uuml;zde yüz’ün Cumhurbaşkanı olamayacaktır.



Hele hele bu beden benimdir, diyen, çocukta yaparım kariyerde diyebilen, ister başımı açar ister örterim diyen, ailenin duvarlarına taşmış ben bir bireyim diyebilen kadınların asla Cumhurbaşkanı olamayacaktır.