Polonya Anayasa Mahkemesi, fetüsün kusurlu olduğu durumlarda yapılan kürtajların da anayasaya aykırı olduğuna hükmetti.

Avrupa'nın en katı kürtaj yasalarından birine sahip ülkede en üst mahkemenin aldığı bu karar, artık kürtajın neredeyse tamamen yasaklandığı anlamına geliyor.
Ülkede bundan böyle sadece ensest, tecavüz ve annenin sağlığı risk altındaysa kürtaja yasal olarak izin verilecek.
Ülkede 1993 tarihli bir mahkeme kararı, fetüste ciddi kusur olması durumunda kürtaja izin veriyordu. Polonya'daki kürtaj vakalarının yüzde 98'inin bu karara dayandığı biliniyor.
Ancak hükümetteki milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi milletvekilleri bu kararı geçen yıl, üyelerinin çoğu iktidar tarafından atanmış olan Anayasa Mahkemesi'ne taşımıştı.

Polonya merkezli Helsinki İnsan Hakları Derneği'nden avukat Malgorzata Szulecka "Tamamen haksız bu karar kadınlara insanlık dışı muamelenin önünü açacaktır" diyerek karara tepki gösterdi.
Karar öncesi uluslararası insan hakları ve kadın dernekleri ortak bir bildiri yayımlayarak 1993 tarihli yasaya yapılan itirazın hükümetin kadın haklarına yaptığı sürekli saldırıların bir devamı olduğunu ve yargının bağımsızlığını zayıflattığını belirtmişti.
Ülkedeki kadın hakları örgütleri de hükümete kürtaj yasalarını daha da katılaştırmama çağrısı yapıyordu.
Polonya'da 2016'da da kürtajın tamamen yasaklanması gündeme gelmiş, tasarı geniş çaplı protestolara neden olmuş ve kadınlar tepki olarak greve gitmişti.
Yasa tasarısı tepkiler üzerine parlamentoda yapılan oylamada ezici bir çoğunlukla 58'e karşı 352 oyla reddedilmişti.
Kamuoyu araştırma şirketi Ipsos'un 2020 tarihli araştırmasına göre Polonya'da halkın yüzde 27'si kadının istemesi halinde kürtaja izin verilmesini savunuyor. Kürtaja kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 9.
Polonya için mahkemenin kararı ne anlama geliyor?
BBC'nin Varşova Muhabiri Adam Easton, Polonya'da Anayasa Mahkemesi'nin son kararının ne anlama geldiği şöyle yorumladı:
"Polonya'da neredeyse tüm yasal kürtajlar fetal kusurlar nedeniyle yapılmaktadır, bu nedenle nihai ve bağlayıcı olan bu karar, gebeliğin sonlandırılmasını etkin bir şekilde yasaklamaktadır.
Polonya, Avrupa'nın en güçlü Katolik ülkelerinden biridir, ancak bunun için kamuoyunda bir yaygara çıkmadı. Yıllardır kamuoyu yoklamaları Polonyalıların açık bir çoğunluğunun daha kısıtlayıcı bir yasaya karşı çıktığını söylüyordu.
Piskoposlar ve meslekten olmayan Katolik gruplar, daha katı bir yasa koyması için iktidardaki Hukuk ve Adalet partisine baskı yaptı. Parti, geleneksel Katolik değerleri destekliyor ancak bunu değiştirmek sorunluydu. Hem mecliste hem de sokaklarda muhalefet vardı. 2016'da çoğu kadın yaklaşık 100.000 kişi yasayı sıkılaştırma girişimini engellemek için protesto etti.

Kürtaj yanlısı bir aktivist, Nisan 2020'de Krakow'da bir gösteriye katıldı
Geçen yılın sonlarında bir grup iktidar partisi ve aşırı sağcı milletvekili mahkemeden konuya karar vermesini istemeye karar verdi. Bu elverişliydi çünkü mahkeme yargıçlarının çoğunluğu Hukuk ve Adalet tarafından aday gösterildi. Ayrıca Kovid öncesi günlerde fırtınalı ve duygusal bir parlamento tartışmasından ve sokaklarda buna eşlik eden öfkeden de kaçınacaktır.
Şimdi, çoğu büyük şehirde en fazla 10 kişiyle sınırlı halka açık toplantılarla, bu değişikliğin muhaliflerinin öfkelerini göstermenin başka yollarını bulması gerekecek.
Geçen yıl Polonya'da 1.000'in biraz üzerinde yasal gebelik sonlandırması vardı.
Bunu şu istatistikle karşılaştırın: kadın hakları grupları yılda 80 bin ila 120 bin Polonyalı kadının yurtdışında kürtaj yaptırmak istediğini tahmin ediyor. Yasal bir prosedüre uygun olan kadınlar bile genellikle bir tanesine sahip olma konusunda zorluklarla karşılaşırlar: konuyu çevreleyen damgalama işte budur." (BBC Türkçe)