Ekonomi en belirsiz dönemlerinden birini yaşıyor. Piyasaların dönüm noktası olarak gördüğü seçim sürecini geride bıraktık. Fakat belirsizlikler devam ediyor.
Her ne kadar Ak Parti'nin zaferiyle sonuçlanan seçimler, siyasi istikrarın süreceği yönünde algılansa ve küresel konjonktürdeki iyimser havanın da etkisiyle piyasalarda yükseliş sürse de risk hala kapıda duruyor.
Seçim sonrası kurumlardan gelen değerlendirmeler, politik belirsizliğin altını çiziyor. Son dönemde piyasadaki fiyatlamalar üzerinde hakim olan siyasi riskin her an belirme olasılığı, büyük tehdit olarak görülüyor.
İnternete yönelik gelen kısıtlamalar, seçim sonuçlarına ilişkin şaibeler nedeniyle gerginliğin yeniden artabileceği ihtimali masada duruyor. Öte yandan ekonomik göstergelerin de umut vermemesi aşağı yönlü revizyonları da beraberinde getiriyor.
Finans kurumlarından son dönemde gelen uyarılar dikkat çekiyor. Özellikle son dönemde iki büyük kurumun uyarısı gündeme geldi.
Dünya Bankası, 'Ekonomi Notu'nda Türkiye'deki politik belirsizlik, kur artışı ve tüketim sınırlamasına dikkat çekti ve büyüme konusunda uyardı. Kurum, geçen yıl yüzde 4 olan ekonomik büyümenin 2014'te yüzde 2.8'e ineceğini açıkladı. Kuruluş, ‘Türkiye ekonomi notu’na göre 2014 yılı için enflasyon tahmini yüzde 7.5 olarak açıkladı. Dünya Bankası’nın bir önceki raporunda enflasyon tahmini yüzde 6.2’ydi.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise Türkiye'deki siyasi risklere dikkat çekti ve 2014 ve 2015 büyüme tahminlerini düşürdü. Açıklamada, Türk Lirasının dengelendiği ve uluslararası rezervlerin ocaktaki sert düşüşten sonra şubatta yeniden arttığı dile getirilerek, "Türkiye'de yeniden dengelenme daha yavaş büyümeye neden olacaktır ve biz Türkiye'nin 2014 yılına ilişkin büyüme tahminimizi yüzde 3,2'den yüzde 2,5'e ve 2015 yılına ilişkin büyüme tahminimizi yüzde 3,8'den yüzde 3,2'ye indirdik" denildi.
Fitch açıklamasında, Türkiye'de Aralık ve Ocak aylarında küresel risk eğilimindeki değişimler ve iç ve siyasi gelişmelerin baskı yarattığına dikkat çekildi.