Sevgili Ağaçlar,

Abone Ol

Sizlerle  iletişim kurmak için kelimelere ihtiyacım olmadığını biliyorum. Ama şu anda duygularımı açıklayabilmek için elimde olan tek şey sözcüklerim o nedenle de size bu mektubu yazmaya karar verdim.

Biz insanlar siz ağaçlardan o kadar farklıyız ki, insan olmanın ne kadar zor olduğu hakkında bir  fikriniz olduğunu sanmıyorum.  Bizler anın içinde olmayı bilmiyoruz. Doğayla her zaman kolayca bağlantı kuramıyoruz. Sizin gibi gerçekleri kabul edemiyoruz ve  kendimize rağmen direniyoruz. Sizler gibi esnemeyi bilemiyoruz. Doğal bize göre doğal değil. Neden bahsettiğimi anlamanın sizler için hiç kolay olmadığını da biliyorum. 

Ben susarsam,

sen susarsan…

Suskunluğun umarsızlığı

duymamanın kolaylığı

görmemenin rahatlığı

TV tarafından uyuşturulmanın basitliği

sessizlik suç ortaklığına dönüşüyor

cehennemin yeryüzünü işgal ederken…

Biz insanların her zaman daha fazlasına ihtiyacımız var ve her zaman rahatlık arıyoruz. Bizim için hiçbir şey yeterli değil. Biz sizin gibi nasıl duracağımızı ve güçlü olacağımızı bilmiyoruz. Bizler doğada ki en önemli canlının bizler olduğuna ve  üstün bir güce sahip olduğumuza inanarak kendimizi kolayca kandırabiliriz...

Cehalet bulutlarında kendimizi kaybetmeye devam ediyoruz.

doğa sevgisi sözlerimiz sadece yalan

yalanlarımız gerçeği boğarken...

günden güne

dünyayı yok ediyoruz

ve acımasız kalpler yağıyor gökyüzünden

İnsanlar olarak önce yok ediyoruz ve sonra  yok ettiğimiz şeyi onarmaya ve ardından  korumaya çalışıyoruz. Biraz kafamız karış. Ego zihniyle yaşamanın nasıl bir şey olduğunu size anlatabilmek hiç kolay değil. Diğer insanların bakışları ve alkışları üzerimizde olmadan nasıl var olacağımızı bilmiyoruz. Sizler bizi  deli eden sessizlikle barış içinde yaşıyorsunuz oysa bizler o sessizlikten deli gibi korkuyoruz. 

Duymazsam

duymazsan

Birşeyler yapmadan bekleyebiliriz

 her şeyin  daha iyi olacağı umuduyla…

kendimize yalan söylüyoruz

reddetmek veya varsaymak

göz yumuyoruz

ve toprak ana  bizim için ağlarken…

Biz insanız, sizin gibi rüzgarı dinlemeyi bilmiyoruz. Bu yüzden yönümüzü bulamıyoruz. Biz sizin gibi sürekli hareket halindeki elementleri hissetmiyoruz, dolayısıyla doğanın akışını anlamıyoruz. Ayrıca  ayaklarımızı sizin gibi toprakla bütünleşer basmayı bilmiyoruz, dolayısıyla doğa ile dengemizi de bulamıyoruz.

Cahil insanlar gittikçe güçleniyor, bizim için doğanın, hayvanların ve sizin ne kadar önemli olduğunuzu göremiyorlar. Cahil insanlar sadece parayı görüyor ve ne yazık ki güç onların elinde tehlikeli bir silaha dönüşüyor.

Herkesi cezbeden para

paranın gücü tüm yaşamı boğarken

silahların gücü hayatın anlamını katlederken 

insanların ilgisizliği

Yıllardır Galler'de yaşıyorum ve siz sevgili ağaçlar önce benim en yakın  arkadaşlarım, sonra benim en iyi öğretmenlerim  ve şimdilerde  ruhumun bir parçası oldunuz. Sizlere bakarken, bir zamanlar dallarına tırmandığım, yapraklarının müziğini dinlediğim, dallarından kiraz yediğim çocukluğum aklıma geliyor… Kollarımda kendimi o zamanlar da çok güvende hissederdim..  Türkiye artık benden çok uzaklarda ama sizler hep benimlesiniz bu yüzden de Galler’de evimde, her zaman sizlerle bağlantı halindeyim.

Belki bir gün kibrimizle yüzleşir.

ve hiç önemli olmadığımızı anlayabiliriz…

Keşke ne kadar yalnız olduğumuzu kabul edebilsek

ve bizi her zaman sınırlayan ego zihnimizi yok edebilsek

Belki o zaman her şeyi bir kenara bırakıp bizlerde  rüzgarla oynayabiliriz….