Doğa’da ilişkiler bir ağ gibidir. Bitkilerin köklerinin tutunamadığı topraklar rüzgârların da hedefi haline gelmekte ve aşınmaktadır. Dünyanın birçok kentlerinde örneğin Kuzey Çin gibi, aylarca süren büyük fırtınaların yaşandığı mekanlarda tıpkı sisli havalar gibi görüş mesafeleri çok kısalmakta hatta ortaya çıkan karanlık nedeniyle sokaklarda aydınlatma yapılmaktadır. Nitekim bu olguların artan şiddetini 2000’li yıllara götürmek de mümkündür. Pekin’e son birkaç yıldır Gobi Çölünden gelen rüzgârlar, toprakları kentin üstüne yağdırmakta olduğu belirtilmektedir. Fırtınalar ile toz savrulmaları 2000’lerin başında ABD’de etkilenmiştir. Artık, 2020 ‘li yılları aştığımız bu günlerde fırtına ve toz ilişkisi kıtalar arası toz yolculukları anlamına gelebilmektedir.
Türkiye’ye de Afrika’dan (12.05.2020) çöl tozlarının geldiği ve solunum ve kalp hastalarının dikkatli olması gerektiği haberlerinin gerçekleşen görüntüleri artık kamuoyunun gözleri önünde geliştiğinden, şaşırtıcı bir haber olmamaktadır. Burada iklim değişiklikleri, otlakların aşırı otlatılması, teknolojik geri kalma vb birçok nedenle ilişkilendirilebilirse de, sonuçları itibariyle yaşam kalitesi göstergelerini etkileyen olumsuz sonuçlar ortadadır. Sıklaşan hava olaylarının olumsuz etkileri Meteoroloji Birimleri tarafından belirtilse de, kişiler tarafından ne kadar dikkate alınmaktadır. Bu kısa yazının bir yönü de toz ve insan ilişkisinin sistematik bir şekilde işlenmesi gereğinin acil hale gelmesine dayalıdır.
Bilgisayar oyunlarında, virüs yayılmasının en bilinen yolları rüzgâr ve su olarak planlanmış ise de, ülkemizdeki Covid artış senaryolarında fırtınalar ve Covid ilişkisi kurulamamıştır. Oysaki, literatürde bu konuda artan oranda geliştirilen çalışmalar görülmektedir. Bilginin dönüştürülmesi anlamında, Covid taşıyabilecek tozlu ortamlarda astronot gibi dolaşmamak dahil, mümkünse dışarı çıkmamak önemli görülmektedir.
Ayrıca rüzgâr altı ağaçlık alanlarda da, etrafımda kimse yok diyerek maske takmamak için elverişli ortam olduğunu düşünmek kişileri hastalıklara da sürükleyebilmektedir. Nitekim, basında, kar topu oyunu sonucu virüs vakalarının arttığı haberleri dikkati çekmektedir. Yine rüzgarlı günlen sonrasında artan Covid vakalarına yönelik çeşitli ülkelerde çalışmalar geliştirilmektedir. Kuşkusuz bu çalışmaların Türkiye’de de yapılabilir. Temel iki gösterge olarak , elimizde rüzgarlı günler grafikleri ve aylık Zirve Covid gerçek rakamları olması gerekmektedir. Ayrıca diğer faktörler de sorgulanabilir.
Çeşitli toplantılarda bazen, “üniversiteleri” listeleyerek çalışma başarıları üzerine yapılan tartışmalar dikkati çekse de, birçok çalışma alanının ihtiyacı olan ve idarenin elindeki güvenilir kapsamlı verilere dayandırılabilecek, önemli kamu kaynaklı bilgilendirme kanallarının tıkalı olduğunu belirtmek de önem taşımaktadır. Ayrıca stratejik bilgi üretmekten korkmayan bilim insanının güvenliğinin sağlanmasına sahip çıkan bir yönetim zihniyetine de ihtiyaç duyulduğu teorik bir bilgidir.