Önce Fenerbahçe, ardından Beşiktaş tribünlerinde atılan 'Hükümet istifa' sloganlarına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ardından iktidardan ilk tepkiyi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gösterdi.
Soylu, Hatay'da Afet Koordinasyon Merkezi'nde gece yarısı açıklama yaptı. Deprem bölgesinde yaptıkları çalışmaları anlatan Süleyman Soylu, "Bugüne kadar 'kardeş senin neye ihtiyacın var?' diye soran herkese kapı açık. Kimseye de bir şey söylüyor değiliz. Herkese, hep birlikte bunun yapılması lazım geldiğini ifade ederek yürümeye çalışıyoruz. Ama öteki tarafta dertleri başka olanlar, siyaset yapmak isteyen varsa, işte önümüzdeki günlerde seçim var, herkes meydana çıksın siyasetini yapsın" dedi.
'DEPREM MESELESİNE GÖMÜLDÜĞÜMÜZÜ ZANNEDENLER...'
"Ama spor alanlarını siyaset meydanına çevirmek isteyenler de biraz şurada devletin, milletin, sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyduğu çabaya bir kulaklarını versinler" diyen Süleyman Soylu şöyle devam etti: "Burada insanlar yeni bir hayatı oluşturmak için çaba sarfediyorlar. Ha, millet seçimde kararını verir, verecektir de zaten. Ha 'buradan acaba bir şey, karmaşıklık oluşturabilir miyiz' diyenler olabilir. Burada bizim bu deprem meselesine gömüldüğümüzü zannedenler, güvenlik meselesinde kalkanlarımızı kaldırmayacağımızı zannetmesinler.
'HODRİ MEYDAN'
Burada insani bir mesele yürütüyoruz ve kendimizi bu meseleye gömdük, devam ediyoruz. Üç-beş tane bu tip meselenin koordinasyonuna ve mühendisliğine soyunan adamlara da Türkiye'nin geleceğiyle ilgili karartma hakkı verilmez yani. Ama bizim mesaimizi bölmesinler. Biz mesaimizi de böleriz. Ama bölerlerse, bu milletin karşı karşıya kaldığı süreçte bu millete haksızlık ederler. Ama mesaimizi bölmek isterlerse rahat böleriz. Hodri meydan. Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili hiç kimse bilek güreşine girmesin. Tavsiyem odur. Bunu mühendislik olarak düşünenlere de tavsiyem odur, hiç kimse girmesin. Marjinal bir kafayla, zekayla bu milletin karşı karşıya kalığı bu süreci zehirlemeye çalışmasınlar."
SPOR BAKANI KASAPOĞLU: SPOR SAHALARI SİYAET ALANLARI DEĞİLDİR
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, spor müsabakalarının siyaset üretme merkezleri olmadığını belirterek, Süper Lig'deki bazı maçlarda tribünlerden yapılan ve hükümeti hedef alan tezahüratlara tepki gösterdi.
Bakan Kasapoğlu, yayımladığı açıklamada, "Spor sahaları siyaset alanları değildir. Provokasyonlara da hiçbir zaman izin vermeyeceğiz." dedi.
"Sporu siyasete alet etmenin birlik ve beraberliğe ket vurmaktan başka bir neticesi de yoktur." ifadelerini kullanan Kasapoğlu, "Bu acı felaketin yaralarını, yüzyılın dayanışmasıyla sarmaya devam edecek, kamu, özel sektör, sivil toplum ve millet olarak el ele vererek zor günleri birlikte aşacağız. Provokasyonlara da hiçbir zaman izin vermeyeceğiz. Ülke ve millet olarak tarihin en büyük felaketlerinden birini yaşadığımız bu dönemde, devletimiz ve milletimiz el ele vermiş, yaralarımızı sarmak konusunda sarsılmaz bir irade ortaya koymuştur. Geride bıraktığımız üç hafta göstermiştir ki bu topraklar iyi günlerin mutluluğunu birlikte paylaştığı gibi kötü günlerden de birlik olarak çıkmayı başaracaktır." değerlendirmesinde bulundu.
KASAPOĞLU'NDAN İNCE AYAR
Kasapoğlu, deprem felaketlerinin ilk anından itibaren spor dünyasının da tek yürek olduğunu dile getirdi.
Sporun bu zorlu süreçte birleştiren bir köprü olma misyonunu en güçlü şekilde yerine getirdiğini anlatan Kasapoğlu, "Spor camiası topyekûn iyilik yarışının içinde yer almış, renk, arma, forma fark etmeksizin gönüller birlikte hareket etmiştir. Bu örnek duruş, sporun bir tarafıyla rekabet olduğunu ama temelinde dostluk ve kardeşlik barındırdığını tüm dünyaya göstermiştir. Ülkemizin bu birlik ruhuna ve sporun iyileştirici gücüne, depremin yaralarını sarmaya devam edeceğimiz süreçte çok daha fazla ihtiyacı olacaktır." şeklinde görüş belirtti.
Her zor dönemde olduğu gibi bu büyük felakette de birtakım çıkar gruplarının yine boş durmadığını anlatan Kasapoğlu, şu görüşlerini paylaştı:
"Spor camiaları ve tüm kulüpler tek yürek olurken, birilerinin maksatlı provokasyonlara giriştiği görülmektedir. Spor sahaları siyaset alanları değildir. Spor müsabakaları siyaset üretme merkezleri değildir. Sporu siyasete alet etmenin, birlik ve beraberliğe ket vurmaktan başka bir neticesi de yoktur. Bu acı felaketin yaralarını, yüzyılın dayanışmasıyla sarmaya devam edecek, kamu, özel sektör, sivil toplum ve millet olarak el ele vererek zor günleri birlikte aşacağız. Provokasyonlara da hiçbir zaman izin vermeyeceğiz. Zaten tüm kulüpler ve gerçek sporseverler bu misyonu layıkıyla yerine getirmekte, 85 milyona güç veren birlikteliklere imza atmaktadır. Sporun birleştirici gücüne, bilhassa böyle zor ve sıkıntılı günlerde çok daha fazla ihtiyacımız olduğunu tekrardan ifade eder, aziz milletimize bir kez daha başsağlığı dilerim."
İktiar kanadından tepkiler, iki bakanla da sınırlı kalmadı.
İstifa çağrılarına ilk önce sosyal medya hesabından tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, daha sonra Beşiktaş üyeliğinden istifa etti.Bahçeli'nin istifasını sosyal medya hesabından duyuan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın da Beşiktaş üyeliginden istifasını açıklamıştı.
Bahçeli'nin istifası sosyal medyada gündem olurken pek çok siyasetçi de konuya dair paylaşımlarda bulundu. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Beşiktaşlıyım" paylaşımı yaparken Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce de "Beşiktaş'tan istifa edeceğine AKP'den istifa et Bahçeli" çağrısında bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise hem Bahçeli'ye hem de Erdoğan'a "Futbolu rahat bırakın, deprem bölgesine bakın" çağrısı yaparak "İktidarın küçük ortağı elinde çekiç olduğu için her gördüğünü çivi sanıyor. Bildiği tek şey yasaklamak, engellemek. Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan eleştirilere tahammül etmeyi öğrenip işinizi yapın. Futbolu rahat bırakın, deprem bölgesine bakın: Barınma ve ısınma sorununu çözün" dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise "Tribünler hükümet istifa, istifa dedi. Bahçeli yine yanlış anladı, Beşiktaş üyeliğinden istifa etti" ifadelerini kullandı.
Liderlerin paylaşımları şöyle:
İYİ PARTİ'DEN TARAFTARLARA DESTEK
Öteyandan önce Fenerbahçe ardından Beşiktaş tribünlerinden yükselen "hükümet istifa" sloganlarıyla ilgili tartışma özellikle AK Parti ve MHP kanadından gelen açıklamalarla tırmanırken İYİ Parti'den de konuya ilişkin bir açıklama yapıldı.
İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada "Demokratik protesto haklarını kullanan taraftarlarımızın yanında durduğumuzu ilan ediyoruz" denilerek, "Tribünler milletin gür sesidir, haksızlığa gelmez. Çocuklar hep gülsün diye çabalayan kulüplerimizi selamlıyoruz." ifadeleri kullanıldı.
İşte İYİ Parti'den yapılan o açıklama:
Geçtiğimiz hafta sonu Fenerbahçe – Konyaspor ve Beşiktaş – Antalyaspor müsabakalarında taraftarların göstermiş oldukları tepki; demokrasilerin temel taşı olan ifade özgürlüğünün en saf halidir. Demokratik toplumlarda bireyler, kendi düşüncelerini bireysel veya toplu şekilde açıklamakta serbest olup bu hak ayrıca Anayasamızın 26.maddesinde düzenlenmiş ve koruma altına alınmıştır.
Türkiye’nin asırlık çınarları Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüpleri özelinde başlatılan ve anlaşıldığı kadarıyla daha da yaygınlaştırılıp toplumun geneline yayılmaya çalışılacağı düşünülen korku ve baskı iklimini İYİ Parti olarak reddediyoruz. Demokratik protesto haklarını kullanan taraftarlarımızın yanında durduğumuzu bu vesileyle ilan ediyoruz.
Hükümet, deprem öncesinde başlayıp sonrasında da devam eden başarısız süreç yönetiminden ders almamış olacak ki, bu sefer tribünlerde yeni fay hatları oluşturup toplumun meşru eleştiri hakkını engellemek, taraftarın sesini kısmak istemektedir.
Spor hukuku açısından da tüm taraftarların bilmesi gerekir ki, seyircisiz oynama cezası ancak müsabakanın seyrine engel olacak nitelikte saha olayları ile ırkçılık ve etnik köken ayrımcılığı barındıran tezahürat hallerinde, ilgili federasyonlar tarafından işletilecek disiplin süreçleri neticesinde verilebilmektedir. Hukuk dışı talep ve isteklerin bu çerçevede değerlendirildiğinde herhangi bir karşılığı yoktur.
Milletimizin feraseti devlet ile hükümet arasındaki ayrımı bilecek ve ona göre tavır alacak seviyededir. Asırlık çınarlarımız Kurtuluş Savaşımızdan bu yana her dönem devletinin yanında yer almış, milletiyle birlikte saf tutmuştur. Beşiktaş’ın Çanakkale Savaşı’nda ilk futbol takımından verdiği 8 şehit, Fenerbahçe’nin Fikirtepe Bataryasında ve Bor Ovasında verdiği şehitlerin aziz hatıraları göz önünde bulundurulduğunda, bu camialara parmak sallarken çok daha iyi düşünülmesi gerektiği ortadadır.
Maçların seyircisiz oynanmasını talep etmek bir akıl tutulmasıdır. Nasıl ki seçimler seçmensiz olmazsa, tribünler de taraftarsız olmaz. Eleştiri ve protesto bir haktır. Siyaset, toplumdan korkarak ve topluma rağmen değil toplumu dinleyerek ve onlarla birlikte yapılır. İnsanların gösteri ve yürüyüş hakkını kısıtlamak, Twitter’a erişim engeli getirmek veya statlara seyirci almamak ancak istibdat anlayışının eseridir.
Kimse asırlık çınarlarımız olan göz bebeğimiz kulüplerimize bedel ödetmeye kalkmasın, altında kalırlar. Bir kez daha önemle tekrar ediyoruz ki, müsabakaların seyircisiz oynanması mümkün değildir. Hatırlatmak gerekir ki, 3 Temmuz sürecinde de FETÖ’cü yargıçlar, emniyet mensupları ve dönemin hükümet yetkilileri spor kulüplerini hedef alarak kitleleri baskılamaya çalışılmışlar ve fakat hezimeti yaşamışlardır.
Hükümete tavsiyemiz mesailerini asıl odaklanmaları gereken ve bir türlü layıkıyla yerine getiremedikleri ödevlerinden ayırmadan milletin yaralarını sarmalarıdır. Beşiktaş ve Fenerbahçe taraftarlarının, Kızılay gibi bir kurumu deprem sonrası çadır ve yemek “satan” bir şirket haline dönüştürenlerden alacak aklı olmadığı gibi bunlardan gelecek tepkiden de endişesi yoktur. Zira, Türk milletinin doğruyu dile getirirken korkusu yoktur.
Bu çerçevede vurgulamak istediğimiz bir diğer konu da İçişleri Bakanı Sn. Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklamayla vatandaşlarımızı alenen tehdit etmesi ve Türk Ceza Kanunu’na göre açıkça suç işlemesidir.
Sn. Soylu’ya hatırlatmak isteriz ki, kendisinin görevi Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı olarak milletimizi korkutmak değil, deprem öncesinde yerine getirmeyi beceremediği, milletinizin canını ve malını koruma görevini hiç olmazsa şimdi layıkıyla yerine getirmesidir.
Tribünler milletin gür sesidir, haksızlığa gelmez. Çocuklar hep gülsün diye çabalayan kulüplerimizi selamlıyoruz.
Yaşasın Hürriyet, Kahrolsun İstibdat!
Saygılarımızla…
İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanlığı"
(KAZETE)