Sanatçı Gülşen Bayraktar Çolakoğlu, 30 Nisan'da verdiği bir konser sırasında kullandığı ifadeler nedeniyle hakkında soruşturma başlatılmasının ardından dün "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlamasıyla tutuklandı. Hukukçular, sanatçı Gülşen’e yönelik tutuklama kararının, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve yargı açısından gelinen noktayı gösterdiğini söyledi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gülşen'in sahnede İmam Hatip Liselilere atıfta bulunduğu sözlerinden dolayı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 216. maddesi kapsamında resen soruşturma başlatmıştı.

Gülşen dün savcılığın talimatıyla Beşiktaş'taki evinde gözaltına alındı. İfadesinin ardından tutuklama talebiyle adliyeye sevk edildi, sonra da mahkeme kararıyla tutuklandı.

İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin tutuklama kararında, Gülşen’in halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçunu işlediği konusunda “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir somut delillerin mevcut olduğu” kaydedildi.

Kararda, “adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı” ve tutuklama kararının “daha uygun ve orantılı olacağı” değerlendirildi.

Gülşen mahkemedeki savunmasında, emniyet ve savcılıkta verdiği ifadelerini tekrar ettiğini belirterek, “Bana ihtiyacı olan bir çocuğum var. Ben suç işlemedim. Bana ihtiyaç olunan her an gelebilirim. Tutuksuz yargılanmak istiyorum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.

Sanatçı ifadesinde “İmam Hatip liselileri kötülemek, onlara hakaret etmek amacı” taşımadığını kaydetti.

"Bu konuşma konsere katılanlara ya da medyaya hitaben yaptığım bir konuşma değildir” diyen Gülşen, o sırada bir orkestra üyesiyle şakalaştığını belirtmişti:

"En yakın arkadaşımla yaptığım esprinin insanları kışkırtıcı bir şekilde yorumlanmasını kabul etmiyorum. Şakalaşmanın herhangi bir gruba yönelik nefret içerikli olarak algılanması beni çok üzmüştür. Suç işleme kastım yoktur."

Villada iş kadınını öldüren katilden bildik savunma: Pişmanım Villada iş kadınını öldüren katilden bildik savunma: Pişmanım

GÜLŞEN'İN AVUKATINDAN TUTUKLULUĞA İTİRAZ

Gülşen’in avukatı Emek Emre, sanatçının tutukluluğuna Cuma günü (dün) itiraz etti.

Gülşen'in avukatı Emek Emre tarafından üst mahkeme olan İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmek üzere sunulan itiraz dilekçesinde, Gülşen’in 30 Nisan’da Ataşehir’de biletli ve halka açık olmayan özel bir mekanda gerçekleşen konser sırasında suça konu sözleri; önceden planlanmadan, herhangi bir suç kastı taşımadan, bir müzisyen arkadaşıyla sahnede şakalaşırken ve sadece arkadaşına yönelik anlık bir refleksle sarf ettiği belirtildi.

'ATILI SUÇUN FAİLİ DEĞİL MAĞDURU HALİNE GELDİ'

Sözlerin öncesi ve sonrasının kesilerek ve adeta cımbızlanarak Gülşen’in bilgisi ve rızası hilafına çeşitli sosyal medya ve bilahare basın kanalıyla servis edildiğinin yer aldığı dilekçede, "Müvekkil kısa bir süre içerisinde nefret objesi haline getirilmiştir. Yaman bir çelişki ile esasen müvekkil, üzerine atılı suçun faili değil mağduru haline gelmiştir. Müvekkil alenen halkın, kin ve nefretine maruz bırakılmış, sayısız tehdit ve hakaretin mağduru olmuştur" denildi. Gülşen’in, üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığı ve tutuklamanın hiçbir koşulu gerçekleşmediği halde haksız ve hukuka aykırı kararla tutuklandığı kaydedildi.

Dilekçede, "Tanınan bilinen, yeri yurdu belli biri olarak adresi ve hatta telefon numarası dahi çok rahatlıkla bulunabilen biri olduğu halde, hakkında başlatılan soruşturmada müvekkile herhangi bir çağrı kağıdı gönderilmeden, hatta müvekkile telefonla dahi ulaşılmadan, herhangi bir gözaltı ya da yakalama kararı olmadan kolluk tarafından evinden alınmıştır. Öyle ki, müvekkili evinden alan kolluk, müvekkili nereye götüreceğini dahi bilememiş, müvekkil önce İstanbul Adliyes'ne götürülecekken, bilahare yönü Vatan Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube'ye çevrilmiştir" dendi.

'KAMU VİCDANINI RAHATSIZ ETTİ'

Yasaya göre Gülşen’in gözaltı şartlarının bulunmadığı da kaydedildi. Dilekçede, "Müvekkilin üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmamasına, sözde eylemin üzerinden 4 ay gibi bir süre geçmiş olmasına, müvekkilin özür dilemesine rağmen olağanüstü bir usule tabi tutulup, koşulları olmadığı halde tutuklanması kamuoyunda büyük tepki ile karşılanmış, 5 yaşındaki evladından koparılarak cezaevine konulması kamu vicdanını rahatsız etmiştir" denilirken, tutuklama kararının kaldırılarak Gülşen'in tahliyesine karar verilmesi talep edildi. (DHA)