Türbanın partiler tarafından siyasi bir simge olarak kullanıldığına dikkat çeken Say, siyasi partilerin kendi iktidar amaçlarına ulaşmak için türbanlı genç kızları ve kadınları vitrin süsü olarak gösterdiklerini söyledi. Kadınların siyasi olarak temsil sorununu da ele alan yazar, kitabına mizahi nitelik kazandıran çarpıcı araştırma sonuçlarını da sundu. Okuyucuların bazen içten bir kahkahasına, bazen de acı acı gülümsemesine yol açan unsurlar, Türkiye açısından kadının siyasetteki yerini gözler önüne serecek nitelikte bulunuyor.
Gürgün Say, düzenlediği basın toplantısında gazeteci kimliğinden yansıyan araştırma sonuçların şöyle anlattı. "2006 yılında 75 ülke arasında yapılan araştırmada kadınların parlementoda bulunma oranlarına göre 1. sırada Norveç bulunuyor. Türkiye kaçıncı sırada diye baktığımızda 72. sırada olduğumuzu görüyoruz. Üstelik bizden sonra gelen ülkeler de hangileri biliyor musunuz? Yemen, Suudi Arabistan ve Mısır. Onlarda da kadının seçme ve seçilme hakkı yok zaten. Demekki olsa onlar da bizi geçecek."
Yazar, çözümü aydınlanmada ve örgütlü çabalarda görürken, Atatürkçü aydınların, "türbanın bireysel bir hak değil, siyasal bir sembol olduğunu " şiddetle savunması gerektiğini söylüyor. Bununla birlikte 2007 seçimlerinin siyasi partiler açısından kadınları siyasetteki katılımını arttırmaları için bir sınav niteliği taşıyacağını vurguluyor. <
Gürgün Say'dan Türbanlı Siyaset kitabı
Uluslararası ünlü piyanist Fazıl Say'ın annesi Eczacı Ayşe Gürgün Say, 'Türbanlı Siyaset' adlı kitabını İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nde tanıttı.
Bunlar da ilginizi çekebilir