Fortune Türkiye'nin iş dünyasının vizyoner ve başarılı kadın yöneticilerini bir araya getiren 'En Güçlü 50 İş Kadını' yemeğinde Türkiye'nin en büyük şirketlerinin kadın yöneticileri ile bir araya geldik. Bir grup kadın yönetici ile sohbet ediyoruz. Konu kadın girişimciliği.
Kadın yöneticiler basamakları ne kadar zor tırmandıklarını anlatıyorlar fakat neredeyse hepsinin derdi aynı. Çocuklarının onların yolundan gitmek istememeleri..
1980-1999 arası doğan kuşak olarak adlandırılan Y kuşağı, güçlü yönetici olan annelerinin izini takip etmek istemiyor. Sevmedikleri işte çalışmak istemiyor, özgürce hareket ediyor, kurallara bağlı kalmıyor ve kalplerinin sesini dinliyorlar.
Yeni nesil kuralları kendisi koymak istiyor. Çok para kazanacaklarını bilseler bile istemedikleri işte çalışmayı reddediyorlar.
Kadın yöneticiler, çocuklarının bu durumundan pek hoşnut değiller. Çocuklarının da kendileri gibi kariyer basamaklarını hızla tırmanmalarını arzu ediyorlar.
Y kuşağı, X kuşağına göre eğlenceyi daha fazla ön plana koyuyor.
'Sosyal yaşantımı ve özel hayat saatlerimi etkileyecek hiçbir iş yerinde çalışmam' diyenlerin oranı Y kuşağında yüzde 48, X kuşağında ise yüzde 39.
Sosyalleşmeyi seven Y kuşağının yüzde 63’ü işyerinin esnek bir çalışma ortamı sunmasını isterken, X kuşağının yüzde 49’u esnek bir çalışma ortamının önemli olduğunu düşünüyor.
İş ortamında kendine fırsatlar sunulmasını ve inisiyatif alabileceği ortamlar yaratılmasını bekleyen Y kuşağının yüzde 43’ü yaratıcılığını sürekli direktif alarak değil, kendi kendine tecrübe edinerek öğrenmekten yana olduğunu söylüyor.
Y kuşağının yüzde 69’u yöneticisinden düzenli olarak performansı ile ilgili geri bildirim almanın motivasyonunu artırdığını söylerken X kuşağında bu oran yüzde 53.
'Yavaşlarsan ölürsün' diyenlere inat her günün her anını bitiş çizgili bir yarışa dönüştürmeyi reddeden bir kuşak var karşımızda.