SAĞLIK

Medikal üreticisine borcunu ödemeyen kamu hastaneleri aracıların eline düştü

Medikal sektörü kamu alacaklarını tahsil edemediği için sıkıntılı günler yaşarken, kamu hastanelerinin tedariklerini 3-4 yıl sonra ödeme koşuluyla aracı firmalardan sağladıkları ortaya çıktı. 2012'de piyasanın yüzde 65'ine medikal tekstil ürünü sağlayan Nurel Şirketi'nin YK Başkanı Adnan Kar, gerçek medikal üreticilerinin alacaklarını uzun süre tahsil edememeleri yüzünden ihalelere girmemesi üzerine kamu hastanelerinin aracı firmalara teslim olduğunu söyledi.

Abone Ol

Döviz kuru artışı, medikal malzeme ve tıbbi cihazları da vurdu. Çoğu ithal olan bu ürünlerin temini konusunda ciddi sorunlar yaşanırken bazı kamu hastanelerinde medikal malzeme ve tıbbi cihaz ihaleleri yapılmıyor. Malzeme sorunu ameliyatları erteletiyor, Sektör alarm veriyor.

2012 yılında kamu hastanelerinin yüzde 65'ine tek kullanımlık medikal tekstil ürünleri sağlayan Nurel Medikal San. Tic. Aş Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Kar, alacaklarını zamanında tahsil edemedikleri için kamu ihalelerine girmediklerini, ihracata yöneldiklerini açıkladı. Adnan Kar, gerçek medikal üreticilerin ihalelerden çekilmesi üzerine kamu hastaneleri aracılara teslim olduğunu söyledi.

Seçimlerin hemen ardından durdurulamayan döviz kuru artışı, tıbbi malzeme ve medikal ürünlerin temininden, ilaç bulamama ve ilaca zam olarak karşımıza çıkıyor. Kamu hastanelerinin medikal ürün imalat ve satıcılarına süresinde ödeme yapmaması yüzünden malzeme temininde sıkıntı yaşanıyor. Tabip odaları ve hekimler, bazı hastanelerde acil olmayan ameliyatlar dışındaki operasyonların durdurulmak zorunda kalındığını, sorunun ilerleyen günlerde daha da derinleşeceğnii söylüyorlar.

AMELİYATLAR YAPILAMIYOR

Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, geçtiğimiz günlerde Birgün'e yaptığı açıklamada, medikal malzeme ve tıbbi cihaz sorununun bir süredir devam ettiğini belirterek "Kamu hastanelerinde bu sorun bir süredir sürüyor. Firmalar, Sağlık Bakanlığı ile SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) anlaşmazlığı yaşadığı için malzeme vermek istemiyor. Bir süredir sadece acil ameliyatları yapabiliyoruz acil olmayan vakaları yapamıyoruz. Bunun birçok yerde böyle olduğunu düşünüyorum" dedi. Ökten, tıbbi ve medikal malzemelerin yüzde 80-90'ının ithal olduğunu anımsatarak, "Sağlık Bakanlığı ile firmalar anlaşamazsa bu sorun devam edecek ve kriz artacak" dedi.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Ankara Şube Eş Başkanı Kubilay Yalçınkaya da sağlık kurumlarının stok malzemelerle çalıştığını, ameliyatların ertelenmesi, medikal malzeme sorununun gündeme gelmesi gibi problemlerin stoklar bitince daha net görüleceğini söyledi. Yalçınkaya, "Döviz kurundaki belirsizlik, kurumların ödeme sürelerinin çok uzun olması sorunları büyütebilir" dedi.

NUREL MEDİKAL A.Ş BAŞKANI  ADNAN KAR: MEDİKAL SEKTÖRÜ DIŞ PİYASALARA YÖNELDİ

Tek kullanımlık medikal tekstil ürünleri, cerrahi önlükler, cerrahi örtü ve setlerle Türkiye pazarında lider konumunda olan merkezi İstanbul'daki  Nurel Medikal Sanayi Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Kar, kamu hastaneleriyle yaşadıkları ödeme sorunu yüzünden özel hastanelere ve dış piyasaya ağırlık verdiklerini söyledi.
KAZETE'nin sorularını yanıtlayan  Adnan Kar, 2004 yılında Bursa'da medikal ürünleri tasarlamak ve üretmek için kurdukları Nurel Medikal'ın Euroset markalı  tek kullanımlık medikal tekstil ürünleri , cerrahi önlükler, cerrahi örtü ve setlerle Türkiye pazarında lider konumda olduklarını kaydetti.  Adnan Kar, " kuruluşumuz ;Euroset markası ile müşteri taleplerine en hızlı şekilde cevap verebilme özelliği; yeni nesil teknoloji, toplam kalite yönetim sistemi, inovasyon ve yalın üretim prensiplerini benimsemiş deneyimli yönetim kadrosu ve eğitimli 150 çalışanlarıyla dünya pazarında kilit oyunculardan biri olma hedefine doğru hızla ilerlemektedir" diye konuştu.

Sektörün en büyük sorununun kamu alacakları olduğunu  kaydeden Adnan Kar, bu konuda şunları söyledi: ödemelerdeki gecikme yüzünden sürekli zarar ediyoruz. O nedenle üzülerek söylüyorum. kamudan çekildik. Ben çekilme nedenimizi birçok merciye de ilettim. Birçok üreticiyi maalesef kamu küstürdü. Biliyorsunuz medikal çok geniş bir alan. Cihazı var, metal eşyası var, plastik ürünleri var.  Bizim dalımızda, yani tek kullanımlık tekstil dalında kağıt üzerinde 30 firma vardır ama adam akılı kaçta tane var derseniz 10'u geçmez."

"KAMU HASTANELERİ MAL TEDARİKİNDE ARACI KURUMLARA TESLİM OLDU"

Kamu hastaneleri ihalelerine katılmama kararı almalarından sonra bu hastanelerin ürün temininde aracı şirketlerle anlaşmalar yaparak, kendilerinin 30 liraya verdiği ürünü 3-4 yıl sonra ödeme koşuluşla 90 -10 liraya sattıklarını  ifade ederek bu iddiasına kanıt olarak da şu örneği verdi:

"İsmi önemli değil, bir hastanenin anjiyo seti için ihaleye girdik. O zaman bir set için 25 lira mı ne teklif verdik. Gelin bizi kayırın, bize borç verin  demiyoruz, anlımızın akıyla kazandığımız ihalede faturasını kestiğimiz malların parasını istiyoruz. Üç sene gibi bir sürede parça parça ödediler ve bizim üç senede aldığımız para mundar oldu.
Üç yılın sonunda o hastane tekrar ihaleye çıktı. Ben başhekimi de tanıyorum, orada tanıdığımız dostlarımızda var. Durumu anlattık biz ihaleye girmedik. İhaleye girmeyince bize davet mektubu yolladılar. Niçin girmiyorsunuz diye sordular, paramızı ödemediğiniz için dedik. Biz girseydik o günün şartlarında set başına 30 lira fiyat verirdik.  Sonra bir aracı firma bize geldi ben de aracı firmayı nezaketen uyardım. Bakın bunlar ödemeyi geç yapıyorlar diye. Bu benim işim siz karışmayın dedi. Bizden fiyat istedi, 29.50-30.00 lira fiyat verdik.Sipariş ettiği bütün malları adet başına 30 liradan verdik ve anında ödemeyi de yaptı. Sonra bu fiirma ihaleyi kazanmış. 

ÜRETİCİDEN 30 LİRAYA ALDI, HASTANEYE 99 LİRAYA SATTI

Zamanında ödeme yapmadığı için girmediğimiz  ihaleye aracı firma kaç liradan fiyat vermiş biliyormusunuz tam 99 lira. Şaka gibi..

Aracı diyor ki: " Benim alacağımı kim ödeyecek, devlet. Üç senede beş senede olsa ödeyecek. Akmaz kokmaz mal elimizde. Bir tarla aldığımı düşün, üç sene sonra sattım. Onun gibi bana üç sene sonra ödeyecekse  bende ona göre fiyat veriyorum. 30 liraya sizden aldığım malı üç sene sonra ödeme koşuluyla 90-100 liraya sattım. ben ticaret yapıyorum. 

Bu satıştan hastanedeki adamlar nemalanıyor, aracılar nemalanıyor falan ben böyle birşey ima etmiyorum. Ben şunu söylüyorum: Üretici  ihaleye girseydi, hastane 30 liradan alacaktı, aracı girdi, üç yıl sonraya üç misli hatta biraz daha üstünde fahiş fiyat ödemek sorunda kaldı. Burada kim kazanıyor kim kaybediyor .Ben mal satmadığım için ben kaybediyorum,  kurum kaybediyor, aracı kazanıyor.

Bu durumda ben bir müşteri kaybediyorum. Niçin; kurum bana taahüdünü yerine getirmediği için . Kurum bana da dese kardeşim ben sana üç yıl sonra bu malını şu kadar fiyata ödeyebilirim. Ben de durumumu ona göre ayarlarım. ama bunu demiyor. Üç ay içinde biz ödeme yaparız, diyor bende ihaleye o şartlarda giriyorum. Bu durumda ben bir hastane değil, 50 hastane kaybetsem ne yapmam lazım dolaysıyla küçülmem lazım. işçi çıkarmam lazım. 50 işçi çıkarmış olsam, 50 aile zor durumda kalacak.. Ben zarar edeceğim, devlete ödediğim vergi yarı yarıya düşecek. Devlet zarar edecek."
Kamu ödemelerindeki gecikmeler nedeniyle Kamu İhale Kurumu(KİK)'e gittiklerini kaydeden Adnan Kar, "Kamu hastaneleri 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nda öngörülen ödeme planına uymuyor, uymadıkları, ve zamanında ödeme yapmadıkları için biz ihalelere girmiyoruz, dedik.  Ama bir sonuç alamıyoruz; sorun pinpon topu gibi gidip geliyor. Uzun lafın kısası kamu hastaneleri ihalelerde sundukları plana uysalar  90  veya 120 günde ödeme şartını yerine getirseler, aslanlar gibi ihaleye girip hem kaliteli, hem güzel malzeme kullanacak, hemde düzgün hizmet alacaklar. Bizim direk ihalelere girmememizin asıl nedeni zamanında ödeme yapılmaması. 90 gün, 120 günü anladıkda  3 yıl 5 yıl sonra ödeme ne demek? Biz devlete banka mı olacağız. Haşa öyle bir gücümüz yok ki, öyle bir imkanımız yok ki" diye konuştu.

Nurel YK Başkanı Kar, KİK'in  ödemeyi geciktiren kurumları denetlemesi gerektiğini,  aslında bu denetiminde çok kolay olduğunu vurguladı. Kar "KİK dönecek, bakacak ödemeyi geciktiren kurum  geçen yıl ne alım yapmış, ödemeyi niye geciktirmiş,   KİK O kuruma;  ihaleye çıkarken bu ödemeyi şurdan gelirim vardı burdan ödeyeceğim demiştin.Bu geliri başka yere mi harcadın, yoksa bu geliri tahsil mi edemedin geliri çarçur mu ettin,  diye sorması lazım. Sağlık Bakanlığının soruna mutlaka el atması lazım" dedi. 

DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DAKİ KAMU HASTANELERİ BORCUNA SADIK

Doğu ve Güneydoğu'daki hastanelerin ihale şartnamalerini harfiyen yerine getirdiğini ödemeleri 90 gün sonunda mutlaka yaptıklarını  söyleyen Adnan Kar,  sorunun sistemle ilgili olsa da herşeyin hastane yönetiminde bittiğini kaydetti. 
Nurel olarak 2012'de kamu ihale pazarının yüzde 65'ine hakimken, ödemelerdeki gecikme yüzünden kamu ihalelerinden çekildiklerini ve özel sağlık krurumlarına  ve yurt dışı pazarlara mal verdiklerini anlatan Adnan Kar, Afrika, Ortadoğu, Avrupa ve Latin Amerika'da olmak üzere 50 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söyledi. Kar, ancak Euro, Dolar ve Sterlin üzerinden yapılan ihracat bedellerinin yüzde 40'nın TL olarak Merkez Bankasına yatırma zorunluğu getirilmesinin ve döviz kurundaki yükselişler nedeniyle yurt dışından mal  alımında fiyat istikrarı açısından sıkıntılar yaşanmasından  olumsuz biçimde etkilendiklerine işaret etti. Kar " Kazandığım 100 bin  Euro'nun 40 bin Euro'sunu TL olarak bozduracaksam bunun  bir anlamı yok.  Bununla ilgili  birşey yapamıyoruz. Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz ama maalesef kimseye sözümüzü dinletemiyoruz. Yeni Maliye Bakanı Şimşek'den bu konuda düzenleme bekliyoruz" dedi.

 (KAZETE HABER MERKEZİ)