Kadının sosyal, ekonomik ve özellikle de siyasal yaşantıya etkili bir biçimde katılımında yaşanan güçlükler tartışılan bir meseledir. Türk Devrimi sürecinde modern yaşamın simgesi olarak kadınların öne çıkarıldığı hep söylenegelmiştir.
Modern bir toplum oluşturma çabasındaki Cumhuriyet ideolojisi, kadın hakları konusunda ciddi bir zihniyet ve bakış açısı değişikliği ortaya koymuştu. Dolayısıyla, Türk kadınının siyasal boyutta temsilinin Cumhuriyet rejimi sonrasında ivme kazandığı  iddia edilebilir. Türk kadını, yeni rejimin kendilerine tanımış olduğu fırsatın bilinci içerisinde, sağlanan olanaklardan mümkün olduğunca yararlanma yoluna gitmiş ve 1930 ve 1934 yıllarındaki düzenlemelerle siyasal alanda söz sahibi olmuştur. Çağdaşlaşmanın  gereği olarak atılan bu adımlar içinde, 1933 yılında köy muhtarı ve köy ihtiyar heyetlerine kadınların da seçilme hakkını kazanması, bu süreçte önemli bir dönemeçtir. Aydın İli Demircidere Köyünde yapılan seçimler sonrasın da, Türkiye’nin ilk kadın muhtarı  olma özelliğine sahip Gül Hanım, Türk kadınının yeteneklerini, siyasal haklarını ve siyasal yaşamdaki yerini sergilemesine/sergileyebilmesine dair iyi bir örnektir

Gül Hanımın yenilikçi ve aydınlanmacı önderliği ile  köylü arasındaki dayanışmayı artıran ve köyün diğer merkezlerle ulaşımını sağlayan uygulamalarının yanında köydeki gençlere yönelik bir takım girişimlerde  de bulunmaya çalışmıştır. İlk olarak gençler için zararlı gördüğü kahvehanelere girişi yasaklar. Nahiye halkı zor bir karar olan bu yasaklamaya destek vermesi onların Gül Hanımın bilgisine olan saygılarının bir ifadesiydi. Gül Hanımın muhtarlığı döneminde  gençliğini yaşamış olanlarla yaptığımız görüşmelerde Karpuzlu’da yaşayan gençlerin Gül Hanımın muhtarlığı döneminde kahvehaneye giremediklerini yalnızca kahvehanelerin camlarından içeriye bakmakla yetindiklerini anlatmışlardır. Dönemin kangren haline gelmiş  olaylarından biri de kız kaçırma olaylarıydı. Gül Hanım bu meseleye de el atmış, kızların ve kız ailelerinin oldukça mağdur olduğu bu olayı önleyebilmek için de ciddi bir çabanın içine girmiştir. Gül Hanım meseleyi çözmek için gençler ve aileleriyle toplantılar  yapmış, onları bu sorunun kız kaçırmayla çözülemeyeceğine ikna etmeye çalışmıştır. Evlenmek isteyen gençlerin kaçmak ve kaçırmak yerine, önce kendisine başvurmalarını istemiş, muhtar olarak aileleri ikna etmeye ve gençlerin evlenmelerini sağlayacağını taahhüt  etmiştir. Gül Hanımın muhtarlık yaptığı süre içinde onun sözünü yerine getiren birçok genç muhtarlığa başvurmuş, Gül Hanım da kendisine müracaat eden gençlere yardımcı olarak, evlenmeye hazır olan kızların ailelerin istenmesinde aracı olmuştur. Gül Hanım muhtarlık  süresince eğitim faaliyetlerine de büyük destek vermiştir. Eğitime yönelik en önemli uygulamasını, köy çocuklarının özellikle de kız çocuklarının okutulabilmesi için aileleri ikna etme çabaları olmuştur. Gül Hanım bu düşüncesini hayata geçirebilmek amacıyla  bütün köydeki kız çocuğu olan aileleri tek tek dolaşıp çocukların okula yazılmaları için ikna etmeye çalışmıştır. 

. Kendisi örtü kullanmazdı. Başı açık dolaşırdı.Yaşamı boyunca kadınların modern kıyafetler giymesini savunmuştur. Bu tercihini daha muhtar olduğu dönemde Anadolu gazetesine gönderdiği mektup aracılığı ile Türk kadınına  seslenerek ifade etmiştir. 


“Türklüğü hiçbir millet tarihinde bulunmayan bir ilerlemeyle çok kısa bir zaman içinde inkişaf edip mucizeler yaratan ve Türk’ün ezeli ve ebedi bir yol göstericisi olan Gazi Mustafa Kemal’in biz kadınlara bahşettiği hürriyetlerdir  ki, şu mektubumu yazabilmek cüretini kendimde buldum ve ortaya bir nokta-i nazar attım. Türk artık medeni milletler arasına girmiştir ve eski Türk medeniyeti nasıl cihan tarihinde kıymettar sahifeler işgal etmiş ise yeni Türk medeniyeti de yakın bir atide  her millet tarihinde daha yüksek mevkiler alacaktır. Yalnız Türk köylü kadınlığı aleminde katiyen durmadan ve hiçbir sebep aramadan yapılması lazım gelen mühim bir iş vardır. Bu da köy kadınının giyim işidir… Madem ki medeniyiz ve medeni bir millet olduğumuzu  cihan tasdik etmiştir. Köylü kadınlarını da uzun masraflardan kurtarmak ve medeni kisveye büründürmek zamanı gelmiş ve geçmiştir… Bendeniz Türkiye’nin ilk kadın muhtarı sıfatı ile şu nokta-i nazarımı açıkça arz ediyor ve bu işi Aydın Umumi Meclis heyeti muhteremesinden  beklemeyi bir hak biliyorum”.

Türk kadınının kazandığı siyasal haklar arasında diğer ikisi kadar önemli olmasına rağmen muhtarlık ve köy ihtiyar heyetine seçme seçilme hakkını kazanması üzerinde araştırmacılar fazlaca durmamışlar, konuya yeterince ilgi göstermemişlerdir.  Oysa cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunun kırsal alanda ve köylerde yaşamakta olduğu düşünüldüğünde söz konusu siyasal katılım hakkının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkacaktır. 

Özellikle kırsal alanlar da kadının muhtarlık ve köy ihtiyar heyetine dahil olması siyasiler tarafından desteklenmeli teşvik edilmelidir.
Cumhuriyetin cesur, mert, korkusuz bir kadını Gül Muhtara  SELAM OLSUN, GÜL MUHTARLAR ÇOĞALSIN....!!!

Çine Karpuzlu Nahiyesi Demirci Köyü Muhtarı Gül    (KAYNAKÇA I. Resmi Yayınlar)