İnsan dediğimiz canlı sisteminin nasıl çalıştığını gördükçe hayran olmamak mümkün değil. Gerçekten müthiş bir tasarım ve aslında yaşam diye tanımladığımız süreli zamanda da yaşadığımızı düşündüğümüz herşeyi üreten de o sistem. Yani aslında dışarda hiçbirşey yok… Herşey bizim algımız, duygularımız, düşüncelerimizle ve inançlarımzla örülüyor… Gerçek dediğimiz şeyler aslında algılarımızdan başka birşey değil… Gerçek gerçek nedir, işte bunu yanıtlamak çok zor…
Pek çok konuda ki bilgilerimizde öyle… Kulaktan kulağa oynadığımız zamanlarda ki gibi, bilgiler birinden ötekine aktarılırken sürekli değişiyor ve ortaya bambaşka birşeyler çıkıyor…
Geçen ay yazdığım gibi bu ayda hipnoz konusundaki gerçek olmayan ama hepimizin gerçek diye düşündüğü bir kaç yanlışın altını çizmek istedim.
Hipnozda başka birinin "gücü" veya kontrolü altında mıyım? Hayır.
Bu inanış ve efsane, çizgi romanlardan, çizgi filmlerden ve filmlerden geliyor. Bu durumun sahne hipnozunda gerçekleştiğine inanan insanlar, ne yazık ki hipnozla ilgili doğruyu içermeyen sonuçlara varıyorlar. Hipnozda temelde olup biten her şeyin kontrolü sizdedir. Hipnozda olmayı, hipnozun ne kadar derinine gireceğinizi siz seçersiniz, ve telkinlere yanıt verip vermeme konusunda kendinize izin verip vermeyeceğinize de siz karar verirsiniz. İradeniz dışında hipnoza zorlanamayacağınız gibi hipnozdayken de utanç verici veya sakıncalı bir şey yapmaya zorlanamazsınız.
Hipnozla ilgili olarak Braid yazdığı ilk bilimsel kitapda, (Braid, Neurypnology, 1843: 146) deneylerinin hipnozda "kişinin yalnızca kendi özgür iradesi ve rızasıyla etkilenebileceğini" kanıtladığını ısrarla belirtir.
Hipnoz konusunda bir otorite olan Milton Erickson, bu alanda yaptığı kapsamlı araştırmaların ardından vardığı sonuçları şöyle özetlemektedir:
“Bulgular, tutarlı bir şekilde, hipnotik deneklerin hipnotik telkine yanıt olarak sakıncalı nitelikte eylemler gerçekleştirmelerini sağlamak için tüm deneysel önlemlerin başarısız olduğunu ortaya çıkardı . Hipnozcuya kör, boyun eğici, otomatik, düşünmeden itaat ve boyun eğme ve dikkatlice verilen telkin ve komutları kabul etme yerine, denekler tam bir kendini koruma kapasitesi ve yeteneği gösterdiler. “("Hipnozun Olası Anti-Sosyal Kullanımına İlişkin Deneysel Bir Araştırma," 1939,)
Bütün öğrendiklerim bana sürekli tek bir şeyi gösteriyor bizler sorumluluk almamak için hep birşeylerin bizi kontrol ettiğine inanmak istiyoruz oysa inanın dışarıda hiç kimse yok yada bize rağmen hiçbir şey olmuyor… Galiba sorumluluk ve yüzleşme de tam bu gerçeği kabul etmekle başlıyor….
* Meltem Arıkan- Yazar/ [email protected]