Bu topraklar acılı kadınların toprakları. .
Bu topraklar acılı kadınların
toprakları...
….
Kadınlarımızın yüzü acılarımızın
kitabıdır
Acılarımız, ayıplarımız ve döktüğümüz kan
Karabasanlar gibi çizer kadınların
yüzünü” diyor Nazım.
Ansızın bir kadın ansızın kaybettiği
erkeğinin ardından ses veriyor… Babasının, eşinin, kardeşinin, oğlunun… Yetim
kalıyor, dul kalıyor, kardeşsiz, oğulsuz kalıyor. Bu kınalı coğrafya onlarca
yıldır kanlı bir coğrafya oluyor…
Güzün son günleri…
28 Kasım sabahı ajanslara kara haber
düşüyor...
Diyarbakır Barosu Başkanı avukat, insan
hakları savunucusu Tahir Elçi öldürüldü…
Ahmet Kaya’nın söylediği, Yusuf
Hayaloğlu’nun dizeleri ‘Diyarbakır Türküsü’ dillere düşüyor: “Diyarbakır
ortasında vurulmuş uzanırım/ Ben bu kurşun sesini nerde olsa tanırım.”
Kaç kadın faili meçhullere uğrayan
sevdiği erkeğin ardından ağlıyor; sayısını unutmak olası mı? O kadınların
sayıları insan hakları arşivi yüreğimde saklı asla o adları unutmam hepsi de
sevdiği erkeğin ardından konuşurken; yaşarken o acıyı öyle soylu taşıyor ki bu
duruşlarına vurgunum…
Biri Kemal Türkler ‘in, biri Abdi
İpekçi’nin, Biri Hrant Dink’ in, biri Tahir Elçi’nin ardından ses veriyor…
Sayıları öyle çok ki biri anne Fadime Göktepe, biri Çetin Emeç’in kızı Mehveş
Emeç biri Cihan Sincar… Sesinizi duyuyorum faili meçhullerin acısını çeken
anneleri, eşleri, kızları sayıyorsunuz… Sayfi Sarısülük, Emel Korkmaz, Gülsüm
Elvan… Biliyorum hepsini, birini bir diğerinden ayırmak, acıları yarıştırmak
istemiyorum. Acısı yürek dağlayan bu son olsun diyeceğim en taze acılı kadın
Türkan Elçi’nin eşinin ardından seslenişini köşeme taşımak istiyorum…
TÜRKAN ELÇİ’NİN AĞIDI
“Tahir’i faili meçhuller ordusu
karşılayacak. Yüce insan, seni tanıtmaya ne hacet. Seni bütün faili meçhuller,
bütün âlem tanır. Senin bize bir ömür hakkın geçti. Ona, ‘Biz seni buradan
izledik, faili meçhullere bir ömür adadın’ diyecekler ona. Soracaklar ona,
‘Tahir Elçi sen geldin, kaldı mı senin gibi kınalı güvercinler?’ Tahir Elçi’nin
o zaman, ‘ geldiğim yerde hepi topu bir avuç güvercin vardı. Kartallar,
şahinler, leş kargaları kol geziyordu’ diyecek onlara. Seni kim savunacak
dediklerinde, ‘ arkamda eşim var’ diyecek.
Bugün yurt dışına çıkış yasağın kalktı.
Artık özgürsün. Hakkında açılan davanın duruşması da çok ileri bir tarihe ertelenmiş
olsa da hakkını savunmak için hazır bulunacağım.
Bütün faili meçhuller onu bağrına
basacak. Ensesinden vurulmuş, ağzından
zeytin dalı düşürülmüş bir halde dört ayaklı minarenin en tepesine konacaksın.
Tarih anlayacak seni. Kirli medya, tehdidin kol gezdiği sosyal medya,
televizyonlar, hedef gösterdiğiniz gazeteler, hoşça kalın. Geçirildiğin işkence
tezgâhları hoşça kalın.”
Türkan Elçi, siz yalnız değilsiniz acınız
acımızdır…