Ne yazık ki bir çok kadının düşüncesi bu! Evliliği bir ''statü atlama'' olayı olarak görmemiz. Çünkü bunun altında yaş geçmeden evleneyim,kimse evde kalmış demesin safsataları yer alıyor. Yani çocukluktan beri beynimize işlenen o zavallı düşünceler....


Evlenmeyen erkek için ''bekar adam, hayatını yaşıyor'' denirken biz kadınlar için ''evde kaldı'' gibi çirkin yakıştırmalar yapılıyor.

İşin üzücü kısmı bu yakıştırmalar kadınlara yine kadınlar tarafından yapılıyor.


Aslında bir çoğumuzun sırf toplum baskısından kurtulmak için evlenmeye bu kadar kafayı takmış olduğu kanısındayım, etrafımda gözlemlediğim bu! Hemen evleneyim de insanların ağzı kapansın düşüncesi! Kendim de bu baskılardan bıkmış biri olarak aşağıdaki sorulara çok sık maruz kalıyorum. :)


-Neden kimseyi beğenmiyorsun??


-Armudun sapı, üzümün çöpü deme,birini bulmaya bak!!


-Yaşıtların evlendi bir sen kaldın!


-İleride yalnız kalırsın!

O imza atılana kadar rahat vermezler. İmzayı atarsın bu sefer de çocuk ne zaman diye sormaya başlarlar! Çünkü o ''elalem'' denilen etrafımızdaki insanlar kendi hayatlarında o kadar sıkılıyorlar ki başkalarının hayatlarını merak edip,didikliyorlar!

Şahsen, özgür kalmak istediğim bir dönemdeyim,gezmek ve içsel yolculuğumu tamamlamak istiyorum. Sanatla alakalı daha çok etkinliğe gitmek,daha çok yer görmek,güzel yemekler yemek,daha çok hayvana yardım edebilmek istiyorum. Benim kafamda topluma daha ne kadar katkı sağlayabilirim, kendim için daha ne yapabilirim gibi düşünceler varken, bu sorular bana abes geliyor.


Bunların yanında benimle aynı şeyleri hissedebilen ve isteyen bir ''hayat arkadaşım'' olursa hayatın bana en güzel bonusu olur. Bakarsınız ''ortak'' kararımız sonucu evleniriz bile!


Neden ''ortak'' karar diyorum? Çünkü kızlarımız erkekleri evliliğe ''ikna etmek'' üzere yetiştiriliyor.


Adamları kendilerine aşık edene kadar ''rol yapan'' kadınlara da onları bu şekilde yetiştiren annelere de kızıyorum.

Erkek çocuklarını bu şekilde yetiştirmiyoruz. Tam tersine elin ekmek tutsun, çalış paranı kazan diye yetiştirirken aynı özeni kızlarımıza göstermediğimizi düşünüyorum.

Hele ki bu ülkede, Cumhuriyet'le beraber kadınların iş hayatında ve sosyal hayatta var olmaları için inanılmaz girişimler yapılmışken, bunların değerini görmeyip hala 100 yıl önceki kafada devam edebilmemiz gerçekten inanılmaz.

Bizler erkekleri ''evlilik'' ya da başka bir şeye ikna etmek durumunda değiliz. Çünkü birey olarak varız. Eşitiz!

Her ne kadar günümüz bazı siyasileri kadın ve erkeğin eşit olmadığını dile getirseler de kanunlar önünde eşit haklara sahip olduğumuzu unutmayalım!


Yazıyı burada bitirirken, karşı olduğum durumun evlilik değil tam tersine evliliği,bir eş bulmayı yarış haline getiren hemcinslerim olduğunu anlamışsınızdır umuyorum.

Ve lütfen bu sözde yarışı kazandım sanıp çalışma hayatından çekilmeyin. Hayatta kendinizden başka kimseye güvenemezsiniz.

Bize verilen hakların kıymetini bilelim.

Sevgiler. https://www.instagram.com/elvintokcan/