Biz kadınlar parayı konuşmaktan ölesiye korkuyoruz. Maaşımız konusunda pazarlık yapmaktan çekiniyor, evin hesabını kitabını erkeğe bırakıyoruz.
Biz kadınlar parayı konuşmaktan ölesiye korkuyoruz. Maaşımız konusunda pazarlık yapmaktan çekiniyor, evin hesabını kitabını erkeğe bırakıyoruz.
Kadınların erkeklerden çok daha fazla finansal planlama yapmaya ihtiyacı var. Finansal geleceği doğru bir şekilde çizebilmek ve ileride hatırı sayılır miktarda para sahibi olabilmek erken yaşta birikim yapmaktan geçiyor.
Ekonomik özgürlüğü elde etmek yeterli değil, önemli olan onu koruyabilmek. Kadınların yaptıkları en büyük hatalardan biri finansal kaderlerini başkalarının eline vermek bir diğeri ise 'finansal kurtarıcı'larını beklemek. Diğer bir deyişle 'Sindrella Kompleksi' ya da 'Beyaz atlı prens sendromu'.

ABD'li yazar Colette Dowling’in 1981 tarihli ‘The Cinderella Complex: Women’s Hidden Fear of Independence’ adlı kitabında bahsettiği gibi "Yetişme tarzımıza ilişkin her şey, bize, bir başkasının parçası olacağımızı; ölene kadar mutlu evlilikle korunacağımızı, destekleneceğimizi, dibe batmaktan kurtarılacağımızı söyleyip durdu. Bizi korkutan şeylerden kaçınmaya, küçük yaşlardan itibaren, sadece kendimizi rahat ve emniyette hissetmemizi sağlayacak şeyler yapmaya özendirildik. Aslında özgürlük için değil, bunun tam tersi olan bağımlılık için eğitildik"
Kadınların kendilerine sunulanla yetinmeyip daha fazlasını istemesi, adil olmayan oyunun kurallarını kendi lehlerine çevirme cesaretine sahip olmaları gerekiyor.
Günümüz modern çalışan kadının bile sorunu olan ev kadınlığına sığınmaktan vazgeçmemiz, erkeklerle sorumlulukları paylaşmaktan geçiyor. Aksi halde evlilik bir süre sonra kadının ev işlerini üstlendiği, erkeğin ise faturaları ödediği ucuz bir pazarlık masasına dönüşüyor.
Unutmayın, başka kurtarıcı yok. Sadece bizi biz kurtarabiliriz!