“Erkeğin özgürleşmesinin, günümüz şartlarında olması gereken gerçek kimliğini sağlıklıyaşamasının vekurtulmasının yolu, şu andaki mahpusluğunun farkında olmasından geçiyor. Bumahpusluk ise, geleneksel değerlerin dayattığı erkek kimliği ile modernizmin dayattığı erkek kimliği arasında sıkışıp kalmış olmaktankaynaklanıyor.

“Erkeğin özgürleşmesinin, günümüz şartlarında olması gereken gerçek kimliğini sağlıklıyaşamasının vekurtulmasının yolu, şu andaki mahpusluğunun farkında olmasından geçiyor. Bumahpusluk ise, geleneksel değerlerin dayattığı erkek kimliği ile modernizmin dayattığı erkek kimliği arasında sıkışıp kalmış olmaktankaynaklanıyor. Söz konusu durumdan kurtulmanın yolu özgürleşmekten, özgürleşmeninyolu ise kişinin kendisiyle yüzleşmesinden geçiyor.” Bu satırları 2008 yılında editörlüğünü üstlendiğim  “Erkek Kimliğinin Değişe(meye)n Halleri” başlıklı kitabın sunuş bölümünde yazmıştım. 2008 Yılında çalıştığımız ve 2009 yılında Beta Yayınlarından çıkan, kitabımızın birinci baskısı iki yıl önce  tükendi.  Özellikle lisans üstü eğitimi yapan genç arkadaşların yoğun talepleri üzerine ikinci baskı yapması için yayınevini aradığımda artık bu tür kitaplar basmadıklarını söylediler. Ben de başka bir yayınevi arayışına girdim. Daha önce de radyoyla ilgili iki kitabımı yayınlayan Nobel Yayınevini aradım ve durumu anlattım. Kitabın metnini göndermemi istediler ve çok kısa bir süre sonra beğendiklerini ve basabileceklerini söylediler. Ve geçtiğimiz haftalarda  ikinci baskısı Nobel Yayınları Yaşam Serisinden yayınlanarak kitapçı raflarında ve internet satış noktalarında yerini aldı. 

İkinci baskısında çok ilginç bir şekilde üç kadının imzası yer aldı. Editör olarak ben, redaksiyonda Sinem hanım ve şahane kapak tasarımında Mehtap hanım, son noktayı koydu. Ortaya gerçekten çok iyi bir çalışma çıktı. Sadece içerik olarak değil, kağıt kalitesi, sayfa tasarımı ve kapak tasarımı açılarından okurların hem gözüne, hem beynine çok iyi hitap edebilecek bir ürün çıktı ortaya. Nobel Yayınevi çalışanlarına ve emeği geçen tüm arkadaşlara tekrar çok teşekkürler.  

Bu çalışmada, Ahmet Talimciler, “Türkiye’de Erkek Kimliğinin Oluşumunda Göz ardı EdilenAlan: Spor/Futbol”,  Nevin Yıldırım Koyuncu, “D. H. Lawrence’inAşık Kadınlar  ve Lady Chatterley’in Sevgilisi Romanlarında İstilacı Erillik”, Nesrin Kula, “Erkek Dergilerindeki Reklam Fotoğraflarında   (yeniden) Üretilen Metroseksüel Kimlik”, Aslı KaramollaoğluFavaro, “BeauTravail (Güzel İş): Dans Eden Anıtsal Beden”,  Zuhal Çetin Özkan, “Geleneksel Türk Sinemasında Erkeğin Değişen İmgesi”,  Canan Uluyağcı“Türk Filmlerinde Erkek Kimliğini Destekleyen Giyim Kuşam Kodları”, Lale Kabadayı “İyi Adam-Kötü Adam”:Son Dönem Türk Sinemasında  Erkek Karakter ve Stereotipleşme”,  Ahmet Oktan “Türk Sinemasında Hegemonik Erkeklikten Erkeklik Krizine:Yazı-Tura ve Erkeklik Bunalımının Sınırları”,  Mehmet Oğulcan Turan ise “Değişen Toplumlar, Değişen Erkeklikler, Benzer İmgeler: Nazi Almanyası’ndan Hollywood’a Eril Temsiller” başlıklı çalışmaları ile yer aldılar. Her bir çalışma ciddi bir emek ürünü olarak çok değerli. Ağırlıklı olarak sinemada erkek kimliğini masaya yatıran çalışmalar içinde edebiyata ilişkin ve reklamlardaki erkeği inceleyen birer çalışma bulunuyor. Kitapta yer alan son makale ise deyim yerindeyse adeta tüm dünyadaki eril kimliğe dair bir özet niteliği taşımakta. 

Birinci baskıdan sonra aradan geçen yedi yıl içinde kadının erkek şiddetine maruz kalması ve dolayısıyla da erkek kimliği açısından değil ileri gitmek geriye doğru gittiğini söylemek mümkün. Çok acı olsa da bu gerçeği kabul etmek ve ona göre strateji geliştirmek gerekiyor. Yaşadığımız ortamda ve tanık olduğumuz gerçeklikler içinde çok zor gibi görünse de bunu başarmak zorundayız. Tüm baskılara ve geriletme politikalarına rağmen sadece kadınlar değil, yazının başında da ifade ettiğimiz gibi erkeklerin de öncelikle kendilerini özgür ve mutlu kılabilmeleri için kadınlarla birlikte mücadele etmeleri gerekiyor.

Sadece bu alanda çalışan akademisyenler değil, gündelik hayatta karşılaştığı  pek çok davranış ve ilişki biçimine daha farklı ve sağlıklı bakış açıları katmak isteyen tüm okurlar için iyi okumalar…

Sağlık  ve sevgiyle kalın…