Yerel seçimler yaklaşıyor, bu ara en çok kazananlar Ankara’nın otelleri, lokantaları, ‘cafe’leri. Belediye başkanlığına, meclis üyeliğine namzet aday adayları Partilerinin Genel Merkez koridorlarında fink atıyor.
Yerel seçimler yaklaşıyor, bu ara en çok kazananlar Ankara’nın otelleri, lokantaları, ‘cafe’leri. Belediye başkanlığına, meclis üyeliğine namzet aday adayları Partilerinin Genel Merkez koridorlarında fink atıyor. Bazıları temkinli hava kokluyor, bazıları ilk defa görücüye çıkan kızlar gibi heyecanlı, içlerinde ‘beni al onu alma‘ nameleri, bazıları da Genel Başkanından ‘söz almış’ olmanın rahatlığı ile yediriyor, içiriyor.
Ancak hata da yapmamak lazım, çünkü laf ebeliği ile seçim kazanmak, onun bunun ‘adamı ya da kadını’ olup da aday olmak, sonrasında başkan olmak zor artık, o eskidenmiş, söz gelimi GEZİ’den önceymiş. Çünkü vatandaş ‘kentli hakkı’ ne demekmiş farkına vardı çok şükür, bu meşru hakkını artık sokaklarda yüksek sesle söylüyor izliyoruz, hak veriyoruz, katılıyoruz.
Belli ki, yaşadıkları kente onlara sormadan müdahale eden siyasetçiye “oy” vermeyecekler, nasıl versinler? Hele son dönemde bin bir çeşit kurnazlıklarla ve aldatmacalarla yaşam kalitelerinin düşmesine neden olan yatırımların kentlerde hızla çoğaldığını görünce; bu çarpık kentleşme modelleriyle gelen yüksek maliyetin yükünü bizzat kendilerinin çektiğini anlayınca; otsuz, yeşilsiz, sipsivri beton binaların bol ebeveyn banyolu lüks dairelerinde yaşamanın ‘medeniyet’ olmadığını idrak edince bu gidişe ‘dur’ diyecekler illaki. Ellerine fırsatta geçmiş, 30 Mart 2014 günü bastırırlar mühürlerini, seçerler tercihlerini.
Özünde kent siyaseti; bilindik belediye hizmeti yapmaktan öte, kentte yaşayanların sosyal hayatını, kültür alışkanlıkları ve ekonomik bekasını korumak içindir. Bu açıdan siyasetin tam da göbeğinde, yani siyasi partilerin Genel Başkanlarının işi zor, bir yanda seçim kaybetmeme kaygısı, bir yanda halkın bekası, yıldız gibi adaylar da lazım, ışıldasınlar ki kolay görünsünler.
Ama bu bir popülerlik yarışı değil ki, şehir yönetmeyi gerçekten bilmek lazım…