Şu son birkaç hafta içinde neler yaşandı Türkiye’de neler? Ama iktidarın siyaset kanadında tık yok, hiçbir şey olmamış tavrı.

Şu
son birkaç hafta içinde neler yaşandı Türkiye’de neler? Ama iktidarın siyaset
kanadında tık yok, hiçbir şey olmamış tavrı. Ondan güç alanlar ise, güç
zehirlenmesiyle bana bir şey olmaz, ben dokunulmazım pişkinliğiyle hep aynı
yerel, sözde milliyetçi ve ümmetçi söylemlerini sürdürüyor. Kadın, çocuk,
hayvan, ağaç, eşcinsel, Kürk ve göçmenlere karşı düşmanlık söylem ve eylemleri
ortalıkta kol geziyor.




İstanbul
Sözleşmesi karşıtlığından Olimpiyat oyunlarındaki kadın voleybol takımının
başarılarına gölge düşülmeye bile çalışıyorlar. Farklı olanın ulusal ortak
başarısına bile katlanamıyorlar. İslam’ın kızı söylemine sarılıyor, toplumu ve
kadınları saflaştırma, kutuplaştırma söylemiyle iktidar politikalarına katkı ve
yön verme çabalarına devam ediyorlar.




29
Temmuzdan itibaren çıkan ve her yana yayılan yangınlar karşısındaki
başarısızlıklarını örtbas etmek için Kürtlere, HPD’ye ve Millet ittifakına
saldırıyorlar. Ya da Sayın Bakan Pakdemirli’nin “ağaç üzerinden siyaset
yapanları ayıplıyorum” söylemine de yansıyan yangınların nedenlerini bile
sorgulamaya tahammül edemiyorlar. Güç zehirlenmesi yaşayanların suç atma, hedef
saptırma, hedef gösterme ve eleştiri yaptırmama çabaları, kriz yönetme strateji
olarak toplumu kutuplaştırmaya devam diyor. Ama maalesef bu insanlarımızın
mutsuzluğuna ve umutsuzluğuna çare değil. Ülke ekonomisi IMF Covid yardımlarına
muhtaç hale geldi!




Sarayların
altın varaklı mobilyalarının ihtişamı, ülke gerçeklerini görmeye engel oluyor. İktidara
geldiklerindeki sadelik, yer sofralarında aynı kaderi paylaşma iddiası bitti.
Artık halkın değil, sarayın ve iktidarın yanında olmak revaçta. Yandaşlığı ne
pahasına olursa olsun, kaybetmemeye çalışanların, gerçekleri görmek gibi bir
endişeleri de yok ne yazık ki!




Bir
ülkenin itibarı binalarda ve gösterişte değil, halkının refahındadır. İtibar bina,
beton, gösterişli uçaklar değildir. Betonlaşmayı zenginlik sanma yanılgısı
içinde, yanlış itibar arayışına devam etmek, ülkedeki talanın üstünü örtmeye
yetmiyor.




Ülke
yangın yeri, ormanlar, insanlar, hayvanlar, ağaçlar yanıyor. Ormanlar yanarken
turizm teşvik yasası çıkarılıp, sahillerin, ormanların ve sit alanlarının
talanına kapı sonuna kadar açılabiliyor. 
Sanki yangın sonrasında yine yeniden açgözlülüğü teşvik ederek, her yeri
betonlaştırma, itibarın yine betonda olduğu mesajı veriliyor. İktidarın bu
tutumu güven ve adalet erozyonunu iyice derinleştiriyor. Her kriz ortamını
kendi lehinize çevirme konusunda şimdiye kadar büyük başarı öyküleriniz var ama
bu son gelişmelerin olumsuzluklarını ört bas etmek çok kolay olmayacak. Hedef
saptırma, ötekileştirme taktiklerini kullanmak da daha fazla sorun, güvensizlik
ve adaletsizlikten başka bir şey üretmeyecektir.




Kadınlara,
çocuklara ve cinsel yönelim gruplarına yönelik tehdit ve saldırılara göz yumuluyor.
Aile, gelenek, İslam’a aykırılık söylemleri kol gezerken, Kürtler ve göçmenler
saldırıya uğrarken, iktidar siyasi rant peşinde bir görünümle sessiz kalmaya ve
seyretmeye devam edebiliyor.




Yangınlar
insanların ve doğanın ciğerlerini yakarken, yangın bölgesine gidip, insanlara
çay atmak ancak bir çaresizlik göstergesi olabilir. İnsanlar can derdinde, atılan
çayı pişirip içecek ocakları sönmüş! Bu neyin aklı, nasıl bir politika! Bu
politikayı akılla ve sağduyu ile açıklayabilen varsa açıklasın bize lütfen!




Eski
suç işlemiş mafya babası Sedat Peker, kendini kullananların akıl okumalarını ve
oyunlarını iyi bildiği için olsa gerek, ülke insanlarını kardeş kavgasına, düşmanlığa
ve ötekileştirmeye karşı uyarıyor. Ülkedeki rezillikler, hak ihlalleri, şiddet,
siyasal rant ve mevki avcılığı ayyuka çıktı. Fırsatçılık her alanda, yangınları
bile fırsata çevirme hesabı yapanlar var!




Yangın
söndürmeye uçağı olmayanlar yangın yerini görmeye özel jetlerle gidiyor. Dalga
geçer gib yangın mağdurları, çay atılarak teselli edilmeye çalışılıyor.
Yapmayın lütfen, bu aymazlığı, fırsatçılığı bırakın. Size olan tepkileri doğru
okuyun. Sizi her eleştireni terörist, beka düşmanı ilan etmeyi bırakın.  Akıl, vicdan ve sağduyu sahibi olun.




Bu
ülke, başarılı kadın voleybol takımının her üyesini de, 17 yaşında ülkesine
okçulukta altın madalya getiren gencini de, eşcinsel çocuğunu da, Kürk
kardeşini de eşit kabul ediyor. Onları ayrıştırmayı, ötekileştirmeyi bırakın.
Ülkenin ve gençlerin geleceği için yapın bunu. Yoksa seçimlerde bu genç nesil,
kadınıyla erkeğiyle size bir demokrasi dersi vermesini bilir!



Lütfen
kendinize gelin. Bu ülke ağacı, taşı, toprağı, doğası ve insanıyla bizim,
hepimizin.