Seçim bitti ama tartışmalar devam ediyor.
Seçim bitti ama tartışmalar devam ediyor. Seçim döneminde Cumhur ittifakının ve iktidarın küçük ortağı olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından gündeme getirilen nafaka konusu yine gündemde. Neydi konu? Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesine göre “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.”Hiçbir geliri olmayan eş için yoksulluk ve çocuklar için ise, iştirak nafakası talep edilebilir.Ama eğer eşin kendine ait malı, işi-mesleği varsa ve gelire sahip ise, nafaka talep edilemez.Eşin nafaka talebi ülkemizde çalışmadıkları ve gelirleri olmaması nedeniyle büyük çoğunlukla kadın eş taraftarından talep ediliyor. Ayrıca, nafaka alan eş, kadın,çalışmaya başlarsa ya da yeniden evlenirse bağlanan nafaka kesiliyor.
Ancak konu tartışılırken, sanki boşanan her kadın nafaka alıyor ve nafaka sınırsız gibi bir algı yaratıldı!Nitekim MHP, nafakanın süreli hale gelmesini, 5 yılla sınırlandırılmasını istiyor ve konuyu tartışılmadan oldubittiye, galeyana getirip, Mecliste MHP ve AKP oylarıyla geçirmek istiyor. Bu konu aslında boşanmanın önlenmesi kapsamında iktidar tarafından Ekim 2018’den itibaren gündeme getirildi. Cumhurbaşkanlığı 100 günlük Eylem Planında da yer aldı. Adalet Bakanlığı ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlıklarının da konuya ilişkin çalışmaları sürmekte. AKP, konuyu epeydir gündemde tutuyor; gelen tepkileri dikkate alıyormuş gibi yapıyor ve uygun ortamı bekliyor ya da oluşturmaya çalışıyordu. Peki,neden şimdi ve neden AKP değil de bu işi MHP üstleniyor?
Muhtemelen olası bir İstanbul seçimi tekrarı beklentisi içinde olan ve bunu iktidardan daha bir coşkuyla savunan MHP nafakanın sınırlanması ve kadınlar aleyhine yapılması planlanan değişikliklerle gündemde tutuyor? E hazır yerel seçimde oylarında bir yükselme de varken, kendi lehine bir erkek tarafgirliğini de sağlamaya çalışıyor. Konunun tartışılmasına bile tahammül etmeyen bir sinirlilik halinde, milliyetçilik kılıfını ataerkillik şerbetiyle tatlandırarak erkeklere sunuyor. “Nafaka zulmü” başlıkları atan yandaş medya da,konuyu ballandırılarak abartıp erkekleri kışkırtıyor. Öyle ya kadınlar boşanarak nafakayla zenginleşip, lüks hayat yaşıyorlar.Erkekler ise,ödedikleri nafakayla mağdurlar, fakirleşiyor, yeniden evlendikleri ailelerini geçindiremiyorlar!Ne yani birkaç yıl evli kaldılar diye, nafakayla ölene kadar cezalandırılacaklar mı? Bu adalet mi? Erkeklere hak mı? Çocuklar neyse de, neden kadınlara para ödesinler ki? Mantık böyle işliyor.
Özellikle orta sınıf eğitimli erkeklerden de ataerkillik tuzağına düşüp,hadi çocuklar neyse de, niye erkekler(eski) karılarına nafaka ödesinler ki düşüncesiyle MHP’nin teklifinden yana olanlar kervanına katılanlar var. Sanki bu ülkede kadınların durumlarını; eğitimdeki dezavantajlılıklarını, üçte ikisinin çalış(tırıl)madığını, işsizliğinin kadınlarda daha yüksek olduğunu, nadiren babaların çocukların sorumluluğunu üstlendiklerini unutmuş durumdalar.Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfının nafaka raporunda (https://www.morcati.org.tr/tr/474-kadinlarin-nafaka-hakkina-dokunmayin) dikkat çekildiği gibi, Türkiye’de nafaka ortalaması 300 TL civarındadır (asgari ücret alan kişinin ödediği nafaka miktarı).Sanatçılar ya da sansasyonel artist boşanmalarının dışında maksimum nafaka miktarı da 1.500 TL’dir. Yine erkeklerin nafaka ödememek için yaygın olarak gelirlerini düşük gösterdikleri, mal varlıklarını başkalarının (diğer akrabalar) üzerine geçirdikleri bilinmektedir. Hatta sigortasız çalışmayı göze alanlar olmaktadır. Üstelik bu ülkede söz konusu güçsüzler, çocuklar, kadınlar gibi bireyler olunca,çoğunlukla erkekler lehine işleyen bir adalet mekanizması varken.
Oysa ihtiyacımız olannafaka hakkının engellenmesi değil, adaletin ve bunu tesis edecek bağımsız yargının garanti altına alınması. Eşit demokratik bir toplumda birlikte yaşamanın koşullarından biri olan cinsiyet eşitliliğinin sağlanması için erkeklerin de, kadınlar kadar çaba göstermesi gerekli.Yine evlilik kadar boşanmanın da sağlıklı yürütülmesi ve bunun için de kimsenin mağdur edilmemesi ve adil bir nafaka sistemi için kadınların bu ülkedeki özgün konumlarını dikkate alan çözüm önerilerinin geliştirilmesi hepimizin sorumluluğu.