Bir hafta önce doktor aradı ve bütün taramaların soucunda kanser olmadığımı ve buldukları kistinde geçen zaman içinde çok küçüldüğünü o nedenle de herhangi bir ameliyatın da söz konusu olmadığını söyledi. Sanırım son yıllarda beni en çok mutlu eden telefon görüşmesi bu oldu.
Sonuçlarım gelene kadar geçen bir ayı çok rahat geçirdiğimi söyleyemeyeceğim ancak o süreçte çok şeyin sağlamasını yapma fırsatım oldu.
Öncelikle son 3 yılda hayatımda yaptığım radikal değişiklikler sonucunda kendimi gerçekten güçlü ve bağımsız hissettim. Kanser miyim, değil miyim bekleyişi tabii ki sinirimi bozdu ancak günlük hayatımı çok da fazla etkileyemedi. İçimde beni huzursuz etmeye hazır minik kuşun çırpıntılarına rağmen her sabah gözümü yine mutlulukla ve huzurla açmaya devam ettim.
Sonunda, yaşamı olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmenin derin rahatlığını hissetim. Gelen iyi de olsa kötü de olsa onunla savaşmamayı becerebildiğimi görmek beni çok mutlu etti. Zihnim tabii ki beni olumsuz düşüncelere, geçmişe ve acıklı senaryolara çağırıp duruyordu ancak onu dinlemek yerine hep o anda ne yapıyorsam ona konsantre oldum., Dans ettim, doğada vakit geçirdim, bisiklete bindim, çalıştım, mandala yaptım, şarkı söyledim ve her anımın farkında olmayı seçtim. O nedenle de zihnimi olumsuz ve acı dolu senaryoları beni alıp götüremedi. Ve galiba en önemlesi elimde olan, bu gün beni mutlu eden sahip olduğum her şey için her gün daha da teşekkür ettim. Ama yine de mutsuz olduğum, kalbimin sıkıştığı anlarım da oldu; o zamanlar da ona izin verdim. Acıyı, mutsuzluğu kabul ettim. Bedenimde dolaşmasıyla, yüreğimi burkmasıyla hiç mücadele etmedim. Ben onları kabul ettikçe onlar da içimden akıp gitti.
Bu süreçte öğrendiğim bütün bilgilerimi hayata geçirmenin yarattığı ferahlamayı yaşayabilmek benim için büyük bir ödül gibiydi. Türkiye’de bile hastanelerede bayılan biri olarak; yabancı bir ülkede, tek başıma, arabam olmadan bir hastaneden diğerine, o doktordan diğer doktara ve ne olacak sorusu beynimin içinde çanlarını çalarken, kendime acıma tuzağına hiç düşmeden, günlerimi endişe ve korkuya yenilmeden geçirebildiğimi görmek aslında ne kadar güçlendiğimi de gösterdi bana…
Gücün parayla, etiketlerle, başarılarla, alkışlarla, statülerle hiçbir ilgisi olmadığını bu kez en yalın haliyle yaşadım. Bana destek veren dostlarım, arkadaşlarım sayesinde de bütün süreç boyunca gülümsemeye devam edebildim…
Danışanlarıma söylediğim, tavsiye ettiğim, gösterdiğim, öğrettiğim bütün yöntemler yıllardır benim yaşama biçimim haline gelmişti ama insan en çok mutsuz, olumsuz ve acı içinde olduğu zamanlarda öğrendiklerinin ne kadarını hayata geçirebildiğini sınayabiliyor. Önce en çok sevdiğim kişilerden biri olan halamın kaybı ve ardından kanser miyim süreçi boyunca kendi küçük dünyamda yaşarken acıları, sorunları, olumsuzlukları kabul ederek de mutlu olmanın mümkün olduğunu yaşama geçirdiğimi gördüm.
Artık biliyorum ki yaşamımı ve geleceğimi ve hatta şu anımı bile şekillendiren şey başıma gelenler ya da bana yaşatılanlar ya da yaşayamadıklarım değil, benim bütün olanlara nasıl baktığım ve onları nasıl gördüğümle ilgili. Galiba yaşamın ve kendinin sorumluluğunu almakta tam da buradan başlıyor.
Hepinize sağlıklı günler dilerim…
*Yazar/ [email protected]