Anaerkil dönem haricinde insanlık tarihinin en başından itibaren erkek egemen toplumun kurulduğu her düzende şu veya bu nedenle şu veya bu düzeyde erkeklere temel bir korku özümsetildi. Bunun adı kadın korkusudur.


 



 


Anaerkil dönem haricinde insanlık tarihinin en başından itibaren erkek egemen toplumun kurulduğu her düzende şu veya bu nedenle şu veya bu düzeyde erkeklere temel bir korku özümsetildi. Bunun adı kadın korkusudur. Başka bir deşiyle erkek egemen toplumun yarısını oluşturan erkeklere toplumun diğer yarısı olan kadınlardan korkmaları öğretildi.


 


Bunun bir nedeni de anaerkil düzene geri dönmek kayısı olabilir. Ancak bu korku erkeklere öylesine işlendi ki tek tanrılı dinlerin özünde bile bu korkuya yönelik tedbirlere yer verildi.


 


Dinsel ve ahlaki baskılar sonucunda erkeklerin kadınlara duyduğu bu korku kadınlarda suçluluk kompleksi şekline dönüştü. Kadınlar bu suçluluk kopleksiyle ilişkilerinde ezik davrandıkça, erkekler korkuları nedeniyle kadınlar üzerinde şiddet uygulamaya yöneldi ve maalesef kadınların önemli bir kısmı da kendilerine uygulanan bu şiddeti meşru gördü.


 


Erkekler açısından kadınlar suçlu oldukları için şiddeti hakederler. Kadınlar ise suçluluk duyguları nedeniyle şiddeti hak ettiklerini düşünürler. Doğanın evrimi ve teknolojinin hızlı gelişimi sonucunda artık dijital dünya yani yeni dünya düzenine geçiş süreci başlamıştır.


 


Bu sürecin ilk önermesi herhangi bir ideolojik farklılığı, herhangi bir dinsel farklılığı veya herhangi bir ırksal farklılığı dikkate almaksınız sürü olmadan bireylerin özgürce düşünme ve düşündüğünü özgürce ifade edebilme hakkını talep etmesidir.


 


Elbette özgürce düşünme ve düşündüğünü özgürce söyleme tek başına dünyadaki tüm sorunları çözebilecek sihirli bir anahtar veya tüm hastalarıkları tedavi edebilecek bir ilaç değildir ama bu önerme ileri de yapılabileceklerin yapılabilmesi için en gerekli, en vazgeçilmez talep olmalıdır. Analog dünyada insanlar bir ideolojiyi kurgularken diğer ideolojilere karşı bir ideoloji kurgulamışlardır ve aynı şekilde dinler de oluşurken diğer dinlere göre konumlandırılmışlardır.


 


Dijital dünyada bunların hiçbirinin etkisi altında kalmadan yep yeni bir dünya düzeni kurulacaksa ki insan evrimi nedeniyle zamanı gelmiştir.


 


Bize dayatılan düşünce kalıplarının ötesine geçerek özgürce düşünmekten başka çare yoktur.